Almanya’da iptal edilen inşaat projeleri ve ev sahipleri ile inşaatçılar arasındaki mali sıkıntılar, otuz yıl önceki yeniden birleşmeden bu yana en yüksek seviyelere ulaşarak Avrupa’nın en büyük ekonomisindeki inşaat krizini derinleştiriyor.
Münih’teki Ifo Enstitüsü araştırmacıları tarafından 500 işletme üzerinde yapılan bir ankete göre, artan faiz oranları, yükselen maliyetler ve zayıflayan talepten etkilenen inşaat şirketlerinin yüzde 20,7’si Ağustos ayında bir projeyi iptal etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Bu oran bir önceki ay yüzde 18,9’du.
Financial Times’a konuşan Ifo’nun anket başkanı Klaus Wohlrabe, “Her geçen ay daha fazla firmanın iflas etme olasılığı artıyor,” dedi ve konut inşaatı şirketlerinin neredeyse yüzde 12’sinin finansman sıkıntısı yaşadığını, bunun da anketin başladığı 32 yıl öncesinden bu yana en yüksek seviye olduğu uyarısında bulundu.
Yeni sipariş alamadığını bildiren inşaat şirketlerinin oranı da bir önceki ay yüzde 40,3 ve bir yıl önce yüzde 13,8 iken Ağustos ayında bu oran yüzde 44,2’ye yükseldi.
Wohlrabe, krizin özellikle sadece konut inşaatına odaklanan daha küçük inşaat şirketleri arasında ciddi boyutlarda olduğunu söyledi ve “Bazı işletmeler zaten başlarını suyun üstünde tutmak için mücadele ediyor. Neyse ki pek çok firma inşaatın diğer yönlerini de kapsıyor; yol inşaatı, ticari inşaat. Bu da firmaların bir şekilde çeşitlenmesini sağlıyor,” diye ekledi.
Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) geçtiğimiz yıl politika faiz oranlarını artırmaya başlamasının ardından yükselen borçlanma maliyetleri, yeni konut kredilerine olan talebi bastırdı ve konut fiyatlarını düşürdü. Aynı zamanda enflasyon da yeni ev inşa etmenin maliyetini keskin bir şekilde artırdı. Almanya’da inşaat maliyetleri 2020 başlarında pandemi öncesine kıyasla yüzde 38,5 daha yüksek. Ifo, daha sert enerji verimliliği düzenlemelerinin de inşaatçılar için devlet sübvansiyonlarını azalttığını söyledi.
Geçtiğimiz haftalarda aralarında Düsseldorf merkezli üç ticari gayrimenkul grubu Gerch, Centrum Group ve Development Partner’in yanı sıra hem konut hem de ticari gayrimenkul inşa eden Münihli Euroboden ve Nürnbergli Project Immobilien Gruppe’nin de bulunduğu çok sayıda Alman müteahhitlik şirketi iflas başvurusunda bulundu. Vonovia ve Aroundtown gibi büyük mülk sahipleri de emlak portföylerinde büyük düşüşler olduğunu açıkladı.
S&P Global tarafından sektördeki satın alma yöneticileri arasında yapılan ve geçen hafta yayınlanan bir anket, inşaat mühendisliği faaliyetlerindeki toparlanmanın Almanya’daki konut inşaatı faaliyetlerinde 13 yıldan uzun bir süredir yaşanan en büyük düşüşü telafi ettiğini ortaya koydu.
Almanya’da özellikle enerji maliyetlerinin yükselmesi, ucuz Rusya doğalgazına bağımlı enerji yoğun sektörlerdeki kaybı çok daha dramatik hale getiriyor.
Ülkede sanayi üretimi Temmuz ayında bir yıl öncesine göre yüzde 2,1 düşerken bu düşüş, 2018’in başından bu yana sektörün üretimini yüzde 12,2 oranında azaltan düşüşü daha da vahim hale getiriyor.
Üstelik Almanya’nın en enerji yoğun sektörleri yüzde 20’lik daha büyük bir düşüş yaşadı.
2015 üretim seviyesi başlangıç olarak alındığında, tüm sanayi üretimi yüzde 5 gerilerken, enerji yoğun sektörlerde bu oran yüzde 20’lere yaklaşıyor.
Örneğin Almanya’nın dünyada ön sıralarda yer aldığı kimya sanayisindeki tekeller, üretimlerini Almanya’dan dışarıya kaydırmaya başladı. Kimya şirketlerinden Heller, Almanya’ya olan bağımlılığı azaltmayı ve Asya ile ABD’de daha fazla varlık göstermeyi planlıyor. Benzinli ve dizel motorların hayati bir bileşeni olan krank milleri için makine üreticisi, Brexit’in getirdiği zorluklara rağmen, Nürtingen’deki merkeziyle karşılaştırıldığında ‘büyük rekabet avantajları’ nedeniyle Midlands’ın Redditch kasabasındaki İngiltere tesisini genişletmeyi bile planlıyor.
Dünyanın en büyük kimya şirketi BASF, Ludwigshafen’de Ren Nehri kıyısındaki geniş merkezini küçültürken Çin’de 10 milyar avroluk yeni bir petrokimya tesisi kurmayı tercih etti.
Alman Ticaret ve Sanayi Odasının verilerine göre, ankete katılan şirketlerin neredeyse üçte biri yurt içinde büyümek yerine yurt dışında yatırım yapmayı tercih ediyor.
Kuzeydeki Soltau’da 208 yıllık bir alüminyum dökümhanesi işleten ve ailesinin altıncı kuşağı olan Gert Röder, Financial Times’a verdiği demeçte, “Almanya hakkında kötü konuşmak istemem ama burada her şey biraz yorgun gibi geliyor,” diyor. Röder, bu yılki yatırımlarının büyük bir kısmını, Almanya’nın aksine nükleer enerjiden vazgeçmeyerek enerji maliyetlerini biraz daha ucuz hale getiren Çek Cumhuriyeti’ndeki mevcut bir fabrikaya yapacak.