Almanya’nın batısındaki Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki bir yüksek bölge mahkemesi pazartesi günü Almanya için Alternatif (AfD) partisinin “şüpheli” aşırı sağcı örgüt olarak sınıflandırılmasına karşı yaptığı itirazı reddetti.
Münster’deki mahkemenin yargıçları, bu tanımlamanın uygun olduğunu ve anayasayı ya da Avrupa hukukunu ihlal etmediğini söyledi.
Yargıçlar, “Mahkeme, AfD’nin belirli grupların insanlık onuruna ve demokrasiye aykırı hedefler güttüğüne dair yeterli kanıt bulunduğunu tespit etmiştir. Partinin en azından bir kısmının göçmen kökenli Alman vatandaşlarına ikinci sınıf statü vermek istediğinden şüphelenmek için gerekçeler var,” dedi.
AfD, yargılamada “gerçeklerin yeterince aydınlatılmadığını” iddia ederek kararı eleştirdi ve başka bir temyiz başvurusunda bulunacağını açıkladı.
Bu statü, iç istihbarattan sorumlu Federal Anayasa Koruma Teşkilatının (BfV) AfD üyelerini soruşturmasını ve gözetlemesini ya da örgüt içinden muhbir devşirmesini kolaylaştırıyor.
Deutsche Welle muhabiri Simon Young, mahkemenin bu statüyü bir “duman alarmına” benzettiğini, yani bir evde alarm çaldığında polisin yangın olup olmadığını anlamak için kapıyı kıracağını söyledi.
Sosyal Demokrat Partili Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser kararı memnuniyetle karşıladı. Faeser, “Bugünkü karar bizim savunmacı bir demokrasi olduğumuzu gösteriyor,” dedi.
AfD, 2022 yılında batıdaki Köln kentinde bir alt mahkemede bu karara karşı başarısız bir itirazda bulunmuştu. Parti, karara federal düzeyde hâlâ itiraz edebilir.
AfD, bu yıl içinde seçimlerin yapılacağı Saksonya gibi birçok doğu eyaletinde kamuoyu yoklamalarında en üst sıralarda yer alıyor. Ayrıca Başbakan Olaf Scholz’un ‘trafik lambası’ iktidar koalisyonuna karşı duyulan yüksek memnuniyetsizlik nedeniyle ulusal düzeyde de %20 civarında bir oy oranına sahip.