Sığınma başvuruları reddedilen sığınmacıların sınır dışı edilmesini hızlandıracak tartışmalı bir yasa tasarısı Salı günü Alman hükümeti tarafından kabul edilirken, bazı koalisyon üyeleri bu hamleye karşı çıktı.
İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in sabit sınır kontrolleri getirmesi ve Şansölye Olaf Scholz’un ‘nihayet büyük ölçekte sınır dışı etme’ çağrısında bulunmasıyla birlikte, artan ‘düzensiz göç’ haftalardır Berlin’in siyasi gündeminde yer alıyor.
Faeser, ‘kalma hakkı olmayan kişilerin ülkemizi daha hızlı bir şekilde terk etmelerini sağlamak’ için ‘iyileştirilmiş bir sınır dışı etme süreci’ tasarısı sundu.
Tasarıda temel amaç, sınır dışı edilmeyi bekleme olarak adlandırılan azami gözaltı süresini mevcut 10 günden 28 güne çıkarmak suretiyle ‘başarısız’ sınır dışı işlemlerinin sayısını azaltmaktır. Bu sayede yetkililere sınır dışı işlemine hazırlanmak için daha fazla zaman tanınacak. Ayrıca, ülkeyi terk etmek zorunda olan kişilerin sınır dışı edilmesinin artık önceden duyurulması gerekmeyecek, ortak konaklama yerlerinde sınır dışı edilen kişileri arayan yetkililerin diğer kişilerin odalarına girmesine izin verilecek.
Yasa, insan kaçakçılığı yapan grupların ve organize suç çetelerinin üyelerinin sınır dışı edilmesini de kolaylaştıracak ve polise bir kişinin gerçek kimliğini ve uyruğunu tespit etmek için belgelerinde arama yapma konusunda daha fazla yetki verecek.
Yeşiller karşı çıkıyor
Faeser, “Bu şekilde toplumun Almanya’daki mültecilerin kabulüne verdiği desteği güçlendiriyoruz,” iddiasında bulundu.
Son adım olarak yasa tasarısı nihai onay için parlamentoya sunulacak. Ne var ki, Almanya’daki üçlü koalisyonun bir parçası olan Yeşiller’in tüm üyeleri aynı fikri paylaşmıyor. Yeşiller Meclis Grup Başkanı Filiz Polat, önerilen mevzuatın ‘ilgili kişilerin özgürlük, konut dokunulmazlığı ve mahremiyet gibi temel haklarına orantısız ihlaller teşkil eden düzenlemeler içerdiğini’ söyledi.
Scholz’dan göçe karşı hamle: AfD memnun olmadı
Scholz’un sözcüsü Steffen Hebestreit ise, “Düzensiz göçü kısıtlamamız ve kalma hakkı olmayan insanları daha hızlı bir şekilde geri göndermemiz gerektiği açık. Bu tutarlılık ve hız ile ilgili,” dedi.
Der Spiegel’e konuşan Scholz, Almanya’nın yurtdışından gelecek vasıflı işçilere ihtiyacı olduğunu ve siyasi zulümle karşı karşıya kalanlara sığınma hakkı tanımaya devam edeceğini söyledi fakat “Bu iki gruptan birine ait olmayanlar burada kalamaz. İşte bu yüzden Almanya’ya düzensiz göçü kısıtlıyoruz. Buraya çok fazla insan geliyor,” demişti.
Scholz hükümeti geçtiğimiz haftalarda Polonya gibi komşu ülkelerin sınırlarında kontroller başlattı ve ayrıca kendi bölgelerinin sığınmacılar için nakit ödemelerden ayni yardımlara geçme çabalarını onayladı.
Berlin’in yeni hamlesinin AfD’nin anketlerde öne geçmesiyle ilgili olduğu ileri sürülüyor. Fakat AfD de yeni yasayı eleştirerek bunu ‘jest siyaseti’ olarak nitelendirdi. Yapılan açıklamada Almanya’nın ‘yüksek sosyal yardımlar, sınırsız aile birleşimleri ve basitleştirilmiş ikamet kuralları’ ile mültecileri cezbeden bir ‘göç mıknatısı’ olmaya devam ettiği belirtildi.
Ana muhalefetteki Hıristiyan Demokratlar da eleştirel bir tutum sergileyerek asıl meselenin mültecileri sınır dışı etmek değil, yasadışı göçü engellemek olduğunu söyledi. Partinin göç sözcüsü Alexander Throm, “Kontrolsüz sığınmacı akınını yavaşlatmak çok önemli,” dedi.