15 Nisan’da Almanya çalışmaya devam eden son üç nükleer santralini de kapatacak.
1961’de çalışmaya başlayan ilk reaktör (“Kahl”), daha sonra ülke çapına yayılmış ve sonrasında Alman Yeşillerini ortaya çıkaracak bir karşı politik hareket de yaratmıştı.
2011 yılındaki Fukuşima faciasından sonra dönemin başbakanı Angela Merkel liderliğindeki Alman hükümeti, 2022 yılına kadar tüm nükleer reaktörleri kapatma planını açıklamıştı.
Trafik lambası koalisyonunun Başbakan Yardımcısı Robert Habeck, 9 Nisan’da RND’ye verdiği demeçte, “Nükleer enerji santralleri er ya da geç ortadan kaldırılacak,” demişti.
Ukrayna savaşından sonra başlayan yaptırımların arından ortaya çıkan enerji krizi nedeniyle Berlin 2022 sonunda planlanan kapanışları birkaç ay ertelemişti.
Almanya’nın son nükleer reaktörleri şebekeye günde 70 gigawatt-saat enerji sağlayarak günün saatine bağlı olarak Almanya’nın elektrik talebinin yaklaşık %3 ila %7’sini karşılıyordu.
Yeşiller, Almanya’nın nükleer enerjiden vazgeçmesini desteklerken, koalisyonun diğer ortağı Hür Demokratlar (FDP) temkinli. FDP Genel Sekreteri Bijan Djir-Sarai, Benim bakış açıma göre, nükleer santrallerin çalışmaya devam etmesi enerji güvenliği ve kömürle çalışan enerjinin ortadan kaldırılması için gereklidir,” demişti.
Büyük ortak SPD ise FDP’nin tezlerini reddediyor. Welt’e konuşan SPD enerji politikası sözcüsü Jakob Blankenburg, Almanya’nın enerji arzının güvende olduğunu savundu ve “Aksini söyleyenler bunu sadece kamuoyunu kışkırtmak ve halk arasında korku yaratmak için yapıyor,” dedi.
Muhalefetteki merkez sağ CDU’nun enerji politikaları sözcüsü ve eski sağlık bakanı Jens Spahn ise, “Nükleer santrallerin sökülmesi Almanya’da iklimin korunması için kara bir gündür,” ifadelerini kullandı.
Nükleer enerji son yıllarda enerji krizi nedeniyle tekrar güç kazanmış olsa da Alman kamuoyu bu konuda ikiye bölünmüş durumda.
Yakın zamanda yapılan bir ankete göre, Almanların %52’si nükleer faaliyet süresinin uzatılmasını desteklerken, %37’si bu fikre karşı çıkıyor.
Almanya’nın nükleer karşıtı kararı, Fransızlarla yapılan ortak projeleri de tehlikeye atıyor ve Paris’in tepkisini çekiyor.
Fransızlar, Brüksel’in nükleer karşıtı politikaları Berlin’in etkisiyle savunduğuna inanıyor.
Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, Almanya’dan gelen eleştirileri reddetmiş ve her ülkenin enerji tercihlerine ilişkin kararlarına saygı duyulması gerektiğini vurgulamıştı.
Le Maire ayrıca karşılıklı saygı çağrısında bulunarak, Fransa nükleer hedeflerini arttırırken, Almanya’nın Fransa’nın nükleer enerji konusundaki tercihlerini eleştirmemesini beklediğini ifade etmişti.
Fransa ve Almanya arasında nükleer enerji konusundaki farklı tutumlar, her iki ülkenin de kendi enerji politikalarını savunmasıyla ikili ilişkilerinde gerginlik yaratıyor.