ASYA

Asya Pasifik’te Trump 2.0 dönemi nasıl olacak?

Yayınlanma

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yapılacak başkanlık seçimlerinin Hint-Pasifik de dahil olmak üzere ABD dış politikası için önemli sonuçlar doğuracağı gündem konusu. Eğer Donald Trump, ikinci kez seçilirse Asya-Pasifik’te nasıl bir politika izleyeceği konusundaki belirsizlikler giderilmeye çalışılıyor.

RAND Corporation analistlerinden Derek Grossman, The Diplomat’ta bu konuyu ele alarak, yeni Trump ekibinin, çoğunlukla Biden yönetiminin stratejisiyle uyumlu olan 2019’daki eski Hint-Pasifik stratejisini devam ettirerek Çin’e karşı büyük güç rekabeti yürütmeye ve ittifakları ve ortaklıkları güçlendirmeye devam edeceğini öne sürdü. Ancak bir diğer olasılık da ise Trump 2.0 yönetimindeki ABD’nin Hint-Pasifik’e sırtını dönerek “Önce Amerika” gündemine odaklanacağını belirtti.

Grossman olası Trump yönetiminin atacağı politika adımlarında, Hint-Pasifik müttefiklerine ve ortaklarına yönelik işlemsel yaklaşımını yoğunlaştırabileceğini ve Trump’ın Çin ile rekabetin ateşli bir destekçisi olan JD Vance’i seçmesinin, stratejik rekabetin Trump’ın stratejisinin tanımlayıcı bir özelliği olacağını gösteriyor. Ancak Trump’ın geçen ay Tayvan’ın “savunma için bize ödeme yapması gerektiğini” söylediği yorumu, müttefiklere ve ortaklara yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’ne nasıl yardım edebilecekleri prizmasından bakmaya devam edeceği ve bunun tam tersinin olması gerekmediği fikrini körüklüyor. Bu endişeler, Trump’ın benzer şekilde Rusya ile devam eden savaşında Ukrayna’ya verilen ABD desteğini sorguladığı Doğu Avrupa’da en yoğun şekilde hissediliyor.

Hint-Pasifik’in ikinci bir Trump dönemine olan açıklığı, bölgedeki Amerikan çabalarının başarısına veya başarısızlığına katkıda bulunacağı için izlenmesi önemli olacak bir etken olarak değerlendiriliyor. İlk Trump yönetimindeki yetkililer başarılarını övmeyi sevseler de gerçekte Hint-Pasifik o dört yıl boyunca gergindi ve daha öngörülebilir ve istikrarlı bir ABD politikası istiyordu. Biden yönetimi kesinlikle mükemmel değildi, ancak en azından bunları sundu ve dolayısıyla Amerika’nın bölgedeki konumunu önemli ölçüde güçlendirdi. İkinci bir Trump yönetimi, Amerikan kararlılığını ve kalıcılığını göstermek için Çin üzerindeki baskıyı sürdürürken ABD ittifaklarını ve ortaklıklarını terk etme veya baltalama konusundaki endişeleri yatıştırmak için Biden ekibinin çabalarına eşit veya daha üstün olabilir.

Öte yandan Japonya konusunun ele alındığı yazıda, son yıllarda Tokyo’nun dikkatini daha güneye, Tayvan Boğazı’na kaydırdığının altı çiziliyor. Trump’ın Tayvan’ı olası bir Çin saldırısından korumanın değerli olup olmayacağına ilişkin yorumunun ardından, bir Japon hükümet sözcüsü, “Tayvan Boğazı’ndaki ‘barış ve istikrarın’ sadece kendi güvenliğimiz için değil, aynı zamanda tüm uluslararası toplum için de son derece önemli” olduğunu açıkça belirtildiğine değinilerek. “Güney Kore’de olduğu gibi, Japonya ABD’nin yalnızca bölgede yer almasını değil, aynı zamanda ABD çıkarlarını desteklemesini de sağlamaya çalışacak.

Tayvan’ın da ikinci bir Trump yönetimi konusunda çekinceleri var. Trump’ın ada hakkındaki yorumu, esasen Taipei’nin, ABD ulusal güvenliğini doğrudan etkilemediği sürece, denizaşırı bir çatışma için Amerikan kaynaklarını ve personelini harcamaya karşı olan isteksizliğini yeniden teyit ediyor. Buna karşılık, Tayvan başbakanı, ‘Tayvan savunma bütçesini istikrarlı bir şekilde güçlendirdi ve uluslararası toplumun üyelerinden biri olarak sorumluluğumuzu göstermek için toplumumuzdaki dayanıklılığı güçlendirmek için askerlik hizmeti süresini ayarladı.’ dedi. Günün sonunda, Tayvan, Trump’ın gözünde Ukrayna ile aynı kategoriye düşmekten kaçınmak istiyor.” ifadelerine yer verildi.

Çok Okunanlar

Exit mobile version