AVRUPA

Avrupa Parlamentosu’nda Orbán-Leyen kapışması

Yayınlanma

Macaristan Başbakanı Viktor Orbán ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bugün Avrupa Parlamentosu’nda (AP), her iki liderin de Avrupa’nın geleceğine ilişkin karşıt vizyonlar ortaya koyduğu ve birbirlerinden hoşlanmadıklarını açıkça ortaya koydukları hararetli bir tartışmaya girdi.

Ukrayna savaşı, Avrupa’nın artan rekabet gücü sorunuyla en iyi nasıl başa çıkılacağı ve göç, ikili arasındaki birçok anlaşmazlık alanı arasındaydı.

Ülkesi AB Konseyi dönem başkanlığını yürüten Orbán konuşmasına, modern tarihinin “en ciddi dönemiyle” karşı karşıya olan AB’nin “değişmesi gerektiğini” söyleyerek başladı.

Başbakan, bloğun ekonomik durgunluğuna dikkat çekerek, geçen ay sunulan Mario Draghi raporunun bulguları doğrultusunda, rekabet gücünü artırmak ve ABD ve Çin ile aradaki farkı kapatmak için güçlü eylem çağrısında bulundu.

Ardından Leyen’in Yeşil Mutabakatını, tasarımında “sanayi politikasını” dikkate almadığı için eleştirdi ve AB’nin durgun büyümesini ve yüksek enerji fiyatlarını doğrudan Ukrayna savaşı sonrasında Rus fosil yakıtlarından “uzaklaşmaya” yönelik ortak stratejiye bağladı.

Orbán ayrıca, AB’nin yoğun müzakerelerin ardından geçen hafta onayladığı ve Macaristan’ın şiddetle karşı çıktığı Çin yapımı elektrikli araçlara yönelik gümrük vergilerine açık bir gönderme yaparak, boğucu “ticari kısıtlamalar” olarak nitelendirdiği uygulamaları kınadı.

“Yoksul ülkelerden gelenler antisemitizmi artırıyor”

“Düzensiz göç” konusuna da değinen Macar lider, “düşük gelirli ülkelerden” gelen sığınmacıların “antisemitizmi, kadına yönelik şiddeti ve homofobiyi artırdığını” iddia ettiğinde AP’de gerilim arttı.

“LGBT karşıtı” bir yasa çıkardığı için hükümeti AB fonlarından kısmen mahrum bırakılan Orbán, merkezci milletvekillerinin yuhalamaları arasında, “Gerçekler kendi adına konuşuyor,” iddiasında bulundu.

Orbán çözüm olarak, AB’nin komşu ülkelerde sığınma başvurularını değerlendirmek üzere “dış bağlantı noktaları” kurmaya odaklanmasını önerdi.

Sadece talepleri onaylananların Avrupa topraklarına girmesine izin verilmesi gerektiğini söyleyen Macar lider, “Dış bağlantı noktaları olmadan Avrupalıları düzensiz göçten koruyamayız. Diğer çözümler açıkçası bir yanılsamadan ibarettir,” dedi.

Brüksel’e, Kremlin’le iletişimi yeniden başlatma çağrısı

Macaristan lideri AB’nin Ukrayna savaşına verdiği tepkiyi “kötü planlanmış ve kötü uygulanmış” olarak değerlendirdi ve birliği, temmuz ayında Moskova’ya yaptığı ve tartışmalara neden olan ziyarette yapmaya çalıştığı gibi, Kremlin ile iletişimi yeniden başlatmaya çağırdı.

AP milletvekillerine yaptığı konuşmada Orbán, Avrupa Birliği’nin bu savaş konusunda yanlış bir politika izlediğini söyledi ve “Eğer kazanmak istiyorsak, bu kaybetme stratejisini değiştirmeliyiz,” dedi.

Leyen, Orbán’ın Moskova gezisi zamanında, “Hâlâ bu savaştan işgalciyi değil işgal edileni sorumlu tutanlar var. Putin’in güç arzusunu değil Ukrayna’nın özgürlüğe susamışlığını suçlayanlar var. Onlara sormak istiyorum: 1956’daki Sovyet işgali için hiç Macarları suçladılar mı? Ya da 1968’deki Sovyet baskısı için Çekleri ve Slovakları?” diye sormuştu.

Orbán bu karşılaştırmaya sert tepki göstererek bunu bir “hata” olarak nitelendirdi ve 1956 Macaristan olaylarının Ukrayna’nın Rus birliklerine karşı direnişiyle “hiçbir ilgisi olmadığını” söyledi.

Macar lider, “Geçmişte, anlaşmaların da söylediği gibi, Komisyon anlaşmaların koruyucusuydu, tarafsız bir organdı. Görevi siyasi tartışmaları bir kenara bırakmak ve farklılıkları yasal bir şekilde ele almaktı, ancak bu artık değişti,” dedi.

Doğrudan Leyen’e hitaben Orbán, “[Komisyon] Antlaşmaların koruyucusu olmaktan ziyade, siyasi bir organ, siyasi bir silah [haline geldi],” diye ekledi.

Macar lidere karşı protestolar

Orbán’ın konuşması genel olarak sakin geçse de, kürsüden inmesinin ardından “Bella Ciao” marşı çalınınca oturumu yöneten AP Başkanı Roberta Metsola, “Burası Eurovision değil,” diyerek uyarıda bulundu.

Sonrasında Yeşil vekillerin başını çektiği bir grup, Macar lidere teker teker laf attı.

Yeşiller Eş Başkanı Terry Reintke, “Burada hoş karşılanmıyorsunuz, burası Avrupa demokrasisinin evi,” dedi.

Leyen’den Orbán’a karşı salvolar

Ursula von der Leyen verdiği yanıtta Orbán’ın çelişkilerini ortaya koymaya çalıştı.

Komisyon Başkanı ekonomi konusunda Macaristan’ın Avrupalı şirketlere karşı vergileri artırarak ve ihracat kısıtlamaları getirerek “bir gecede tam tersi yönde ilerlediğini, tek pazardan uzaklaştığını” söyledi.

Leyen, “Eğer bir hükümet Avrupalı işletmeleri keyfi denetimlerle hedef alıyor ya da izinlerini engelliyorsa, kamu ihaleleri çoğunlukla küçük bir grup hak sahibine gidiyorsa, o hükümete nasıl güvenilebilir? Bu belirsizlik yaratır ve yatırımcıların güvenini sarsar,” dedi.

Enerji konusunda, AB’nin Moskova’ya olan bağımlılığını azaltma konusundaki sicilini savundu ve Macaristan’ı Rus fosil yakıtlarını satın almak için “alternatif yollar” peşinde koşmakla suçladı.

Budapeşte şu anda AB’nin Rus petrolüne uyguladığı yasaktan muaf tutuluyor.

Başkan, “Rusya güvenilir bir tedarikçi olmadığını defalarca kanıtladı. Dolayısıyla artık mazeret olamaz. Her kim Avrupa’nın enerji güvenliğini istiyorsa, her şeyden önce buna katkıda bulunmalıdır,” dedi.

Komisyon başkanı Çin polisi ile anlaşmaya yüklendi

Göç konusunda ise Orbán hükümetini, Budapeşte’nin hiçbir risk teşkil etmediğini iddia ettiği Ulusal Kart uygulamasını Rus ve Belarus vatandaşları için genişlettiği ve Pekin ile Çinli polis memurlarının Macaristan’da konuşlanmasına olanak tanıyan bir güvenlik anlaşması imzaladığı için kınadı.

Leyen, “Hepimiz dış sınırlarımızı daha iyi korumak istiyoruz. Fakat organize suçlara karşı birlikte çalışırsak ve kendi aramızda dayanışma gösterirsek başarılı olabiliriz,” dedi.

“Macar hükümeti nasıl olur da Rus vatandaşlarını ek güvenlik kontrolleri olmaksızın Birliğimize davet eder?” diyen soran Leyen, bu durumun yeni Macar Vize planını sadece Macaristan için değil tüm üye ülkeler için bir güvenlik riski haline getirdiğini ileri sürdü.

Leyen, “Macar hükümeti nasıl olur da Çin polisinin kendi topraklarında faaliyet göstermesine izin verir? Bu Avrupa’nın egemenliğini savunmak değildir. Yabancı müdahaleler için bir arka kapıdır,” iddiasında bulundu.

Çok Okunanlar

Exit mobile version