GÖRÜŞ

Bangladeş seçimlerinde Hindistan-ABD gerilimi

Yayınlanma

Hindistan’ın komşularıyla ilişkisi o ülkelerin hükümetlerine bağlıdır. Yani yakın bölgesiyle ilişkileri pamuk ipliğindedir. Bölge ülkelerinde hükümet değişikliklerinin yaşanması genellikle Hindistan’ın o ülkelere yönelik politikalarında da bir değişim gerekliliği doğuruyor ve yakın bölgesine yönelik istikrarlı yaklaşımını veya politika planlamasını zorlaştırıyor.

Yeni Delhi’nin bu bağlamda kurumsal mekanizmaları olsa da üst düzey ziyaret alışverişleri ve ekonomik bağımlılıklarla -eğer ki söz konusu oluyor ise- politik farklılıkları aşmaya çalışması ekstra efor, risk ve belirsizlik demek. Ancak politik farklılıkları bulunmayan, iyi anlaştığı hükümetler söz konusu ise bu, Hindistan’ın bölgede kafasının rahat olacağı anlamına geliyor. Bu bağlamda, “Yakın Komşuluk” konsepti ile izlediği “Önce Komşuluk” politikası, Hindistan’ın neredeyse tüm politik liderlerinin barışçıl ve istikrarlı bir çevre vurgusuyla yönlendiriliyor. Ancak bu aralar Hindistan için işler pek yolunda gitmiyor gibi görünüyor. Yakın çevresinde kaygılanacağı çok gelişme yaşanıyor.

Ashraf Ghani hükümetinin sıkı destekçisiyken Afganistan politikasına Taliban’ın sahip olması Yeni Delhi için uzun yıllar yoğun yatırım yaptığı komşusuna karşı yeni yaklaşımlar geliştirmeye yönelik ağır bir yük doğurdu. Maldivler’in cumhurbaşkanlığı seçimlerini “Önce Hindistan” politikasını izleyen iktidardaki Cumhurbaşkanı İbrahim Mohamed Solih’in yeniden seçilememesi üzerine muhalefetteki Çin yanlısı Mohamed Muizzu’nun kazanması, Yeni Delhi için büyük zorluklar doğuracak. Bugün güvenlik garantörü olduğu en sadık dostu Bhutan’ın Çin’le sınır müzakerelerinde çözüme hiç olmadığı kadar yakın görünmesi ile Yeni Delhi’ye dinamik bir dış politika istediğine yönelik verdiği güçlü sinyalleri Hindistan’ın iyi yönetmesi gerekiyor. Krediler ve altyapı projelerine para akıtması nedeniyle Nepal, Sri Lanka ve Bangladeş gibi dostane ilişkilerinin bulunduğu diğer komşularında Pekin’in artan stratejik ayak izi, Yeni Delhi’yi kaygılandırıyor.

Bu arka planda, Amerikan müdahalesi Hindistan’ın önemli bir ortağını tehdit ediyor. Bangladeş 7 Ocak 2024’te sandık başına gidecek. Hindistan’ın yakın ortaklarından biri olan Başbakan Sheikh Hasina yeniden seçilmek isteyecek. Hasina ve onun Awami Birliği 2009’dan beri iktidarda. Ancak Hasina hükümeti otoriterlik ve seçimlere hile karıştırmakla suçlanıyor.

İşte ABD’nin olaya dâhil olduğu kısım da burası. Washington açıkça Hasina hükümetine “özgür seçimleri garantileme” çağrısında bulundu. Son yıllarda ABD ile Hasina hükümeti arasında “insan hakları kaygıları” gerekçesiyle gerilim arttı. Washington’ın rolü Bangladeş politikasında önemli bir konu hâline geldi.

Yeni Delhi, Washington’ı Hasina’ya çok fazla baskı uygulamaktan kaçınması konusunda uyarıyor. Hasina, Yeni Delhi’nin kendi bölgesindeki en önemli müttefiklerinden biri. Hindistan’ın, Hasina’nın rakipleriyle zor bir ilişkisi var ve Hasina bu seçimi kaybederse Hindistan’ın komşuluk politikası sorun yaşayabilir.

Peki neden?

Bunun için Bangladeş’in iki büyük siyasi partisini anlamamız gerekiyor. İktidardaki Awami Birliği, Sheikh Hasina tarafından yönetiliyor. Parti laiklik, Bengal milliyetçiliği ve Yeni Delhi’ye karşı dostane bir duruşla ilişkilendiriliyor.

Hasina, Bangladeş’in ilk Cumhurbaşkanı Sheikh Mujib’in kızıdır. Mujib, Bangladeş’i 1971’de bağımsızlığa kavuşturdu ve açık bir Hindistan yanlısı duruş sergiledi. Bunun nedeni Hindistan’ın 1971 savaşındaki Bangladeş’in kurulmasına yol açan rolüydü. Awami Birliği ülkeyi 1975’e kadar yönetti.

Mujib, 1975’te bir grup subay tarafından öldürüldü. Mujib’in ülkeyi Hindistan’a sattığını iddia ettiler. Kısa süreli istikrarsızlıktan sonra Ziaur Rahman adında bir subay kontrolü ele aldı. Sheikh Mujib suikastında Ziaur Rahman’ın rolü olduğu iddia ediliyor.

Ziaur Rahman, bugün ana muhalefet partisi olan Bangladeş Ulusal Partisi’ni (BNP) kurdu. Hindistan karşıtı duyarlılık Mujib’in devrilmesinde kilit faktör olduğundan Rahman, Hindistan’dan algılanan tehdidi dengelemek için Pakistan ve Çin ile yakın ilişkiler kurdu.

Görevde olduğu süre boyunca Hindistan-Bangladeş ilişkisine güvensizlik ve gerginlik hâkim oldu. BNP muhalefeti, Hindistan karşıtı duyguları teşvik etme ve Hindistan’ın kırılgan ve uzak Kuzeydoğu bölgesinde sınır ötesi terör saldırılarını teşvik etme konusunda uzun bir geçmişe sahip.

Ziaur Rahman 1981’de suikasta kurban gitti. BNP bugün dul eşi Khaleda Zia tarafından yönetiliyor. Khaleda Zia, iki dönem  (1991-96, 2001-2006) Başbakanlık yaptı ve partisinin kuşkucu Hindistan politikasını sürdürdü.

Buna karşın Sheikh Hasina’nın görev süresi (1996-2001, 2006-günümüz) Hindistan’la güçlü bağlara sahip oldu. Bu güçlü bağların ekonomi, güvenlik ve iç politika gibi çok yönlü boyutları var.

Ekonomi bağlamında, Yeni Delhi 2022 itibarıyla yaklaşık 16 milyar dolara ulaşan ikili ticareti daha da geliştirmek için Bangladeş ile bağlantıyı artırmakla ilgileniyor. Hasina, eski demiryolu hatlarının, otobüs seferlerinin ve su yolu yollarının yeniden kurulmasına yardımcı oldu. Bir zamanlar hassas bir konu olan Hindistan’la artan bağlantı artık norm haline geldi. Her iki ülke de serbest ticaret anlaşması müzakere ediyor. Yıllardır Dhaka’nın en önemli talebi olan Hindistan, Nepal ve Bangladeş ile üçlü enerji ticareti anlaşması üzerinde çalışmalar sürüyor.

Güvenlik bağlamında Sheikh Hasina, militan grupların Hindistan’a karşı isyanlar için Bangladeş topraklarını kullanmasına izin vermeyeceğini açıkça belirtti. Hasina hükümeti, Kuzeydoğu Hindistan Assam’da faaliyet gösteren silahlı ayrılıkçı örgüt Asom Birleşik Kurtuluş Cephesi gibi grupların militan liderlerini Hindistan’a iade etti. Buna karşılık Khaleda Zia’nın hükümeti bu konuda eylemsiz kalmasıyla dikkat çekti.

İç politika bağlamında, Hasina ve Awami Birliği, azınlıklar ve kadın hakları gibi önemli konularda daha laik ve ilerici bir pozisyon aldı. Aşırılıkçı gruplara karşı sıkı önlemler aldı. Hasina hükümeti aynı zamanda ülkenin ekonomik dönüşümünde de itibar kazandı. Görev süresi boyunca Bangladeş dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri hâline geldi. Ülkedeki aşırı yoksulluğun azaltılmasına yardımcı oldu. Sosyal meseleler (ve azınlıklara karşı şiddet) konusundaki geçmişi mükemmel olmasa da ilerleme kaydedildi.

Bu faktörler Hindistan-Bangladeş ilişkilerine olan güvenin artmasına neden oldu. 2015 yılında zorlu Arazi Sınır Anlaşması üzerinde çalışıldı. Su paylaşımı anlaşmaları konusunda da bazı ilerlemeler kaydedildi. Bu nedenlerden dolayı Hindistan, Hasina’nın Başbakan olarak devam etmesini istiyor.

Bu bizi 7 Ocak 2024 seçimlerine getiriyor. Hasina, 15 yıl görev yaptıktan sonra yeniden seçilmek istiyor. Bazı anketler, Bangladeşlilerin Hasina’ya yüksek puan verirken ülkenin ekonomik beklentileri veya demokrasinin sağlığı konusunda daha az iyimser olduklarını gösteriyor.

Nominal olarak Khaleda Zia liderliğindeki BNP muhalefeti, seçimi boykot etme tehdidinde bulunuyor. BNP muhalefeti, 1996, 2008, 2013 ve 2018’de Başbakan olarak seçilen Hasina’yı seçimlere hile karıştırmakla suçluyor ve “özgür ve adil” bir süreç istiyor. Anketler, adil olmayan seçim algısının birçok kişi tarafından paylaşıldığını gösteriyor. Bangladeş’te de isyan ve protestolara tanıklık edildi.

İşte burada ABD devreye giriyor. Hasina’nın muhaliflere ve muhalefete yönelik baskıları Washington’ın sürekli eleştirisi ve incelemesine maruz kaldı. “İnsan hakları ihlalleri” nedeniyle Bangladeş güvenlik güçlerinin suçla ve terörle mücadele birimi olan Hızlı Eylem Taburu’na 2021’de yaptırım uygulayan ABD, Eylül 2023’te Bangladeş’teki “seçim sürecini baltalayan” herkese yaptırım uygulamaya başladı. Washington, Hasina’ya “özgür ve adil bir seçim süreci” sağlama çağrısında bulunuyor. Bangladeş’in iç politikasına yapılan bu müdahaleler son derece tartışmalı bir konu hâline geldi.

Muhalefetteki BNP, Washington’ın müdahalesini kendi bakış açısına desteğin bir ifadesi olarak değerlendirdi. Sheikh Hasina ABD’nin politikasına öfkeyle tepki gösterdi. Hindistan’ın olaya dâhil olduğu ve ABD’den Hasina üzerindeki baskıyı azaltmasını istediği bildirildi.

Hasina seçimi kaybederse Yeni Delhi, aşırılıkçı grupların Bangladeş’te daha fazla güç kazanabileceğinden korkuyor. Ayrıca ABD’ye Hasina’yı zorlamanın Dhaka’yı Çin’e itebileceğini söylüyor. Pekin, Dhaka’nın en büyük ticaret ortağı ve en büyük savunma ekipmanı kaynakları arasında yer alıyor.

Çin faktörü

Pekin, Washington’ın Bangladeş politikasına müdahalesini aktif bir şekilde kınadı. Washington aynı zamanda kendisinin Dhaka ile daha yakın ilişkiler kurma çabalarını da tehlikeye atıyor olabilir. ABD, Bangladeş’in ihracatında en önemli destinasyon ve ülkenin askeri modernizasyonuna yardım teklifinde bulunuyor.

ABD, Bangladeş’in “Herkesle Dostluk, Hiç Kimseye Kötülük” politikasını, Dhaka’nın en büyük savunma tedarikçisi hâline gelen ve 2016’dan bu yana yatırımlarını 38 milyar dolar artıran Çin’in yararına olarak algılıyor. Bu nedenle Çin’e bir alternatif sunmaya çalışıyor. Ancak eş zamanlı olarak Bangladeş demokrasisini irdeleme çabaları bu ilginin kapsamını ve kalitesini sınırlıyor. Daha da önemlisi, muhalefetin ve aşırılık yanlısı örgütlerin hükümetin politikalarına ve demokratik baskılara karşı protesto ve miting yapmalarına olanak sağlarken sert Amerikan karşıtı söylemi ve Çin’e yönelik ilgiyi de tetikliyor.

Tam da bu noktada Dhaka’yı demokratik konularda zorlayabileceğine inanan Washington, Hindistan’ın dengenin korunmasına yardımcı olabileceğini umuyor, çünkü Yeni Delhi doğal olarak ülkeyi Pekin’e yaklaşmaktan caydıracak bir faktör olarak görülüyor. Bu düşünce, Hindistan’ın yaratmadığı karmaşık bir durumu yönetme konusunda Hindistan’a yersiz bir yük bindiriyor.

Çin’e karşı mücadelede Amerikan ve Hint çıkarları ortak olsa da Hindistan ve ABD’nin Bangladeş seçimlerine yönelik farklı yaklaşımlarından da anlaşılacağı üzere stratejik önceliklerini gerçekleştirme araçları farklılık gösteriyor, çünkü görevdeki hükümete ilişkin farklı algılara sahipler. Washington, Hasina hükümetini Çin’e yaklaşan, giderek “otokratik bir rejim” olarak görürken Yeni Delhi aynı şeyi, aşırılık yanlılarına baskı uygulayarak ve ordu personelini kışlalarıyla sınırlandırarak demokrasiyi yeniden tesis eden, bölgesel istikrara öncülük eden ve bazı demokratik kusurlara karşın Pekin’in ülkedeki aşırı nüfuzunu sınırlayan bir varlık olarak görüyor ve Çin’e yönelik dostane politikasına karşın Hasina’nın Yeni Delhi’nin çıkarlarına ve kaygılarına duyarlı olduğuna inanmaya devam ediyor.

İki ülkenin hükümet algılarındaki bu farklılık, ortaklığın rolleri konusunda belirsizlik doğuruyor. Çin, Hindistan’ın Güney Asya’daki güvenliğine ve statüsüne meydan okurken ABD kendisini tamamlayıcı bir oyuncu olarak konumlandırdı ve Hindistan’ın bölgede liderliğini teşvik etmeye büyük ilgi gösterdi. Washington’ın Hasina hükümetine karşı artan eylemleriyle birlikte Hindistan’da Washington’ın Bangladeş’te tamamlayıcı olmak yerine öncü bir rol üstlendiği yönünde kaygılar var. Bu, Yeni Delhi’nin Washington’la olan işbirliğinin söylenmemiş temel şartlarını ihlâl edecektir: Hindistan’ın güvenliğine ve Güney Asya’daki lider güç statüsüne saygı duymak.

Yeni Delhi bölgede Washington ile çalışmaya istekli olsa da bu, ABD’nin Hindistan’ın stratejik arka bahçesinde destekleyici bir rol oynama konusundaki isteksizliğinin önemli bir örneği. Bangladeş’te artan Amerikan baskısı ve muhalefetin artan ivmesi Yeni Delhi için ideal bir senaryo anlamına gelmiyor. Sağlam bir Hindistan ortağının etkisini azaltmak ve Çin’in konumunu güçlendirmek, Hindistan’ın Bangladeş’te zorlukla elde ettiği kazanımları tersine çevirme tehlikesi yaratıyor. Yeni Delhi buna karşın ABD’ye düşmanlık yapmamak için ABD’nin Bangladeş’e yönelik eylemlerine karşı kamuoyunda sessizliğini koruyor ve seçimler yaklaştıkça Bangladeş’in sivil toplumu ve yönetimiyle etkileşimini azaltıyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version