AMERİKA

Batılı nükleer şirketi Urenco, ABD’nin Rus uranyumuna yasak koymasını istiyor

Yayınlanma

ABD’deki nükleer santralleri beslemek için kullanılan en büyük zenginleştirilmiş uranyum tedarikçisi Urenco’nun başkanı, Washington’un Rus uranyumunun ithalatını yasaklaması durumunda şirketinin yeterli kapasiteye sahip olduğunu söyledi.

Almany-İngiltere-Hollanda konsorsiyumu Urenco CEO’su Boris Schucht, Financial Times’a verdiği demeçte, Rusya’dan uranyum ithalatını yasaklamayı getiren bir ABD yasa tasarısının, batılı ülkelerin piyasa katılımcılarına ‘uzun vadeli kesinlik’ sağlayarak nükleer tedarik zincirlerini güçlendirmek için gereken milyarlarca dolarlık çabayı artıracağını söyledi.

CEO ayrıca, Urenco’nun İngiltere ve ABD hükümetleriyle, şu anda yalnızca Rusya’nın devlete ait nükleer devi Rosatom tarafından satılan gelişmiş reaktörlerde kullanılan daha güçlü bir yakıt olan Haleu’yu üretmek için yeni tesislere potansiyel yatırımlar hakkında konuştuğunu söyledi.

‘Putin’i küresel enerji pazarının dışına itme’ stratejisi

Urenco, ‘Putin’i küresel enerji pazarının dışına itme’ stratejisinin bir parçası olarak, Cheshire’daki Capenhurst tesisinde Haleu’nun geliştirilmesine yardımcı olmak için İngiltere hükümeti tarafından 9,5 milyon sterlinlik bir anlaşma ile ödüllendirildi.

Şirketin lideri, “Piyasa daha fazla bağımsızlık ve tabii ki net bir siyasi rehberlik istiyor. Bu yüzden ABD’de teklif edilen mevzuat yardımcı olacaktır. Batı dünyasında Rus malzemelerinin değiştirilmesinde kısa vadede herhangi bir engel yok. Bu en basit mesaj,” dedi.

Rusya, küresel uranyum zenginleştirme kapasitesinin neredeyse yüzde 50’sini kontrol ediyor. ABD ve müttefikleri, 2011’deki Fukushima kazasının radyoaktif madde sızıntısına neden olmasının ardından talepteki çöküşle tehlikeye giren nükleer yakıt tedarik zincirlerini yeniden inşa etmeye çalışıyorlar.

ABD’den Rusya’ya karşı yeni nükleer atılımı

Rosatom’a karşı G7 koalisyonu

Rosatom, ABD ve Avrupa’daki nükleer reaktörlere güç sağlamak için kullanılan zenginleştirilmiş uranyum yakıtının beşte birinden fazlasını tedarik ediyor. Fakat ABD, İngiltere, Japonya, Fransa ve Kanada, aralık ayında yerli uranyum zenginleştirme ve dönüştürme kapasitesini artırmak için hükümet liderliğindeki yatırımlara 4,2 milyar dolar taahhüt etti.

Hissedarları İngiliz ve Hollanda hükümetlerinin yanı sıra iki Alman kamu kuruluşu olan Urenco, bu çabaların ön saflarında yer alıyor. Şirket ABD, İngiltere ve Hollanda’daki üç zenginleştirme tesisini genişletmeyi kabul etti.

Schucht, batılı enerji santrali operatörlerinin Rusya’dan alternatif tedarik kaynakları sağlamaya çalışmasıyla talebin arttığını söyledi ve Urenco’nun siparişlerinin bir yıl önce 12 milyar dolardan 14 milyar dolara yükseldiğini söyledi.

ABD, Batılı şirketlere Rusya’ya karşı rekabet avantajı sağlayacak

Biden yönetimi, ABD’nin 93 nükleer santralden oluşan enerji filosu büyük ölçüde ticarete bağımlı olduğu için işgalin ardından Rus nükleer yakıtının yasaklanmasını başlangıçta desteklemedi. Fakat şimdi, enerji santrallerinin iki yıllık stoklarının ve Urenco, Fransa’nın Orano ve ABD merkezli Centrus da dahil olmak üzere batılı şirketlerin nükleer tedarik zincirine milyarlarca dolarlık yatırımlarının ardından yasağa sıcak bakıyor.

Standart reaktörlerden daha verimli olan ve Haleu ile çalışan yeni nesil küçük modüler reaktörlerin (SMR’ler) geliştirilmesi nükleer endüstriyi yeniden öne çıkardı.

Rusya ve Çin, SMR’leri tasarlar, inşa eder ve işletmeye başlarken, ABD ise henüz herhangi bir projeyi başarıyla tamamlayamadı.

Schucht, Rusya ve Çin’in nükleer sektörde batılı ülkelerle ‘agresif bir şekilde’ rekabet ettiğini ve denizaşırı ülkelere teknoloji ihraç etme ve santral inşa etme konusunda başarı elde ettiğini söyledi. Schucht’a göre Batılı ülkelerdeki özel sektör, yeni teknolojiler tasarlama konusunda Moskova veya Pekin’in gerisinde kalmasa da nükleer santral inşa etme konusunda bazı yeteneklerini kaybetti.

Schucht, yıllardır Rosatom’un Batılı piyasalara maliyetin altında nükleer yakıt satmasına izin verildiğini ama Rusya pazarının Urenco ve Rosatom’un diğer rakiplerine kapalı kaldığını söyleyerek, ABD’nin ‘bunun adil bir rekabet olmadığını anladığını’ öne sürdü.

Çok Okunanlar

Exit mobile version