Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron pazar günü, İsrail’in bir yardım konvoyuna düzenlediği ve yedi kişinin ölümüne neden olan saldırının ardından İsrail’i uluslararası insani hukuka uymaya çağırdı.
Pazartesi günü World Central Kitchen (WCK) gıda yardım konvoyuna düzenlenen ve İsrail ordusunun suçunu kabul ettiği hava saldırısında ölenler arasında üç Birleşik Krallık vatandaşı da bulunuyordu.
Cameron Sunday Times için kaleme aldığı görüş yazısında İsrail’in ‘desteklemek gereken bir meşru müdafaa hakkı’ olduğunu belirtti fakat Britanya’nın İsrail’e verdiği desteğin ‘koşulsuz olmadığını’ söyledi.
Cameron, “Böylesine gururlu ve başarılı bir demokrasinin, bu şekilde meydan okunduğunda bile uluslararası insancıl hukuka uymasını bekliyoruz,” dedi.
Yazısında Cameron, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetine ‘Gazze’ye daha fazla yardım girmesine izin vermesi’ çağrısını yineledi ve Britanya’nın yardım malzemelerini İsrail’in Aşdod limanına getirme planlarını detaylandırdı. Ayrıca geçen ay açılışı yapılan Kıbrıs’tan Gazze’ye uzanan deniz insani yardım koridorunu da destekledi.
Birleşik Krallık Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden da pazar günü Sky News’e verdiği demeçte Netanyahu hükümetini eleştirerek İsrail’in ‘büyük hatalar’ yaptığını savundu ve “Bunun için onlardan hesap sormalıyız,” dedi.
Başbakan Rishi Sunak ise Gazze savaşının altıncı ayı nedeniyle yaptığı açıklamada, Londra’nın ‘dökülen kan karşısında şok olduğunu’ fakat ‘İsrail’in güvenliğini savunma hakkının’ yanında durmaya devam ettiğini söyledi.
Başbakan ‘7 Ekim kurbanlarını’ anarken Hamas’ın saldırısını ‘en dehşet verici saldırı’ ve ‘İkinci Dünya Savaşından bu yana Yahudi yaşamının en kötü kaybı’ olarak nitelendirdi.
Sunak, “Altı ay sonra İsrail’in yaraları hâlâ sarılamadı. Aileler hâlâ yas tutuyor ve rehineler hâlâ Hamas tarafından tutuluyor. İsrail’in Hamas teröristlerinden kaynaklanan tehdidi bertaraf etme ve güvenliğini savunma hakkının yanında durmaya devam ediyoruz,” dedi.
Sunak bununla birlikte, tüm Birleşik Krallık’ın akan kan karşısında ‘şok olduğunu ve ihtiyacı olanlara yiyecek götüren ‘cesur İngiliz kahramanların öldürülmesi’ karşısında ‘dehşete düştüğünü’ belirtti.