Suudi Arabistan 5-6 Ağustos tarihlerinde “Ukrayna Barış Formülü” toplantısına ev sahipliği yaptı. Rusya’nın davetli olmadığı toplantıya 42 ülkeden temsilci katıldı. Toplantının sonuçlarını değerlendiren Moskova’dan “Rusya’nın katılımı olmadan ve çıkarları dikkate alınmadan, Ukrayna kriziyle ilgili hiçbir toplantının en ufak bir katma değeri yoktur” açıklaması geldi.
Ukrayna krizinde arabulucu role talip ülkeler arasında yer alan Suudi Arabistan geçtiğimiz hafta sonu Ukrayna Barış Formülü’ konulu Ulusal Güvenlik Danışmanları Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Toplantıya 42 ülkeden katılım gerçekleşti. Toplantıya Rusya davet edilmedi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin toplantıya katılımı ise dikkat çekti. Çin’i, Cidde görüşmelerine Ukrayna elçisi Li Hui temsil etti. Pekin, “Ukrayna krizinin siyasi çözümü için yapıcı bir rol oynamaya devam etme” mesajı verdi.
Çin’in yanı sıra BRICS ülkelerinden de toplantıya katılım gerçekleşti. Hindistan ve Güney Afrika da Cidde’ye temsilciler yolladı. Brezilya’dan da toplantıya katılım sağlandı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky’nin ofisi bu hafta Cidde’deki görüşmelerin, 2014’ten beri Rusya tarafından ilhak edilen Kırım da dahil olmak üzere Ukrayna’nın eski sınırlarına dönüş çağrısı yapan bir barış formülü üzerinde odaklanacağını söylemişti.
Rusya ise toplantının “yeni bölgesel gerçekleri” hesaba katması gerektiği uyarısını yapmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, toplantı sonrası yaptığı açıklamada “Rusya’nın katılımı olmadan ve çıkarları dikkate alınmadan, Ukrayna kriziyle ilgili hiçbir toplantının en ufak bir katma değeri yoktur” değerlendirmesinde bulundu.
Ukrayna ve G7 ülkelerinin girişimiyle gerçekleştirilen müzakerelere ilişkin bilgilerin not edildiğini aktaran Zaharova, bu toplantıya, BRICS üyesi ülkeler ile Rusya’nın diğer bazı ortaklarının da katıldığını belirtti.
Mariya Zaharova, “Anlaşmalara uygun olarak, bu ülkelerin, değerlendirmelerini bizimle paylaşmalarını bekliyoruz” ifadesini kullandı.
Zaharova Ukrayna’da barışçıl çözüm için Rusya’nın şartlarını şu şekilde tekrarladı:
“Tarafsızlığı, bağlantısızlığı ve nükleer olmayan statüsüyle Ukrayna’nın egemenliğinin en başındaki temelleri teyit edilmelidir. Rusya’nın yeni bölgelerinin sakinlerinin Birleşmiş Milletler Şartı’nda yer alan kendi kaderini tayin etme hakkını kullanması sonucunda gelişen yeni bölgesel gerçekler tanınmalıdır. Ukrayna’nın silahsızlandırılması ve Nazilerden arındırılması sağlanmalıdır. Ukrayna’da Rusça konuşan vatandaşların ve ulusal azınlıkların hakları, iç mevzuat ve uluslararası hukukun gerekliliklerine uygun olarak güvence altına alınmalıdır. Bu unsurların uygulanmasının, Rusya’nın uğrunda mücadele ettiği uluslararası barış ve güvenliği tamamen karşılayacağına eminiz.”