Diplomasi

Çin, Rusya ve İran’dan Tahran’a yönelik ‘yasadışı’ nükleer yaptırımlara son verilmesi çağrısı

Yayınlanma

Çin, Rusya ve İran, cuma günü Pekin’de yapılan üçlü görüşmelerin ardından Tahran’a yönelik “yasadışı ve tek taraflı yaptırımların” yanı sıra “güç tehditlerinin” sona erdirilmesi çağrısında bulundu.

Çin devlet televizyonu CCTV tarafından yayınlanan ortak açıklamada üç ülke, İran’ın nükleer programı konusunu ele almak için “karşılıklı saygıya” dayalı diplomatik angajman ve diyaloğun “tek etkili ve uygulanabilir seçenek” olduğunu söyledi.

Açıklamanın devamında “Üç ülke, ilgili tarafların mevcut durumun temel nedenlerini ortadan kaldırmaya kararlı olmaları ve yaptırım ve baskıların yanı sıra askeri tehditleri de terk etmeleri gerektiğini vurguladı” denildi.

Açıklamada ABD’den açıkça bahsedilmedi ancak toplantı İran’ın Donald Trump’ın nükleer müzakereleri yeniden başlatma önerisini reddetmesinin ardından yapıldı. Tahran, Washington’ın azami baskı politikası uyguladığı şartlarda müzakereye gitmenin adil olmadığını söyledi.

Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ma Zhaoxu’nun başkanlık ettiği toplantıya Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov ve İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazem Gharibabadi katıldı.

Trump, başkan olarak ilk döneminde ABD’yi, İran’ın yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer programını sınırlandırmayı kabul ettiği uluslararası anlaşmadan çekmişti.

Geçtiğimiz hafta Trump, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’e yazdığı ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından iletilen bir mektupta müzakerelerin yeniden başlatılmasını önermişti. Mektubun iletilmesinden bir gün sonra verdiği bir röportajda Tahran’ın müzakere etmek istememesi halinde ABD’nin “askeri olarak devreye girmesi” gerekeceğini söyledi.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise “tehdit” altındayken müzakere etmeyeceğini ve ABD’nin “emirlerine” boyun eğmeyeceğini söyledi.

İran, ABD ile dolaylı müzakerelere kapıyı araladı

Cuma günkü toplantı, aynı gün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İran’ın artan uranyum stokunu görüşmek üzere yapılacak konferans öncesinde gerçekleşti. Bu ayın başlarında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine ilişkin yeni kaygılarını dile getirmiş ve bu faaliyetlerin silah düzeyine yaklaştığını belirtmişti.

Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Ma Zhaoxu, Rus ve İranlı mevkidaşları Sergei Ryabkov ve Kazem Gharibabadi ile birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında şunları söyledi: “BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararının ve zaman çerçevesinin önemini vurguladık ve ilgili tarafları durumu tırmandıracak eylemlerden kaçınmaya ve diplomatik çabalar için elverişli bir atmosfer ve koşulları birlikte yaratmaya çağırdık.”

Ma’nın atıfta bulunduğu karar, Kapsamlı Ortak Eylem Planı olarak bilinen ve Çin, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya ve Avrupa Birliği tarafından da imzalanan nükleer anlaşmayı onaylıyordu.

Cuma günü hem Çin hem de Rusya İran’ın nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmasına bağlılığını ve Tahran’ın nükleer silah peşinde koşmayacağına dair verdiği sözü memnuniyetle karşıladı. Açıklamada “Antlaşmanın bir tarafı olarak İran’ın nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanma hakkına tam olarak saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladılar” denildi.

Üçlü ayrıca askeri işbirliğini derinleştirmek amacıyla geçen hafta Umman Körfezi’nde ortak deniz tatbikatı düzenledi.

Rusya, İran ve Çin Umman Körfezi’nde ortak tatbikat düzenledi

Toplantının Pekin’de düzenlenmedi ayrıca dikkat çekti. Orta Doğu’daki anlaşmazlıklarda arabuluculuk rolü üstlenmeyi hedefleyen Çin daha önce uzun yıllardır düşman olan İran ve Suudi Arabistan arasında arabuluculuk yapmış ve Gazze Savaşı’nın başında da Filistinli örgütleri yine Pekin’de bir araya getirmişti.

Analistler Çin’in Orta Doğu’ya artan ilgisinin Pekin’in ekonomik ortaklıkların ötesinde ilişkileri çeşitlendirme arzusunu da yansıttığını söylüyor. Atlantik Konseyi’nden Jonathan Fulton’a göre ise bazı Orta Doğu ülkeleri Çin ile ilişkileri ABD’nin dikkatini çekmek için bir araç ve hatta koz olarak görüyor.

Fulton, Washington merkezli düşünce kuruluşu için kaleme aldığı son raporunda “İran elbette Batı’yı düşman, Çin’in desteğini ise zorlu bir bölgesel ve uluslararası ortamda yol almak için çok önemli görüyor” dedi.

Çok Okunanlar

Exit mobile version