GÖRÜŞ

Çok merkezli – çok medeniyetli dünyada BRICS liderliği

Yayınlanma

BRICS, 5 harfli bu sihirli kelime dünyanın yeni şifrelerini barındırıyor. Çünkü bu sihirli kelime kıtaları birleştiren, ulusları ortak hedefte toplayan ve kadim medeniyetleri içinde barındıran bir güce sahip. Kısa geçmişi ile BRICS oluşumu önemli işlere imza attı. Özellikle batı dışı dünyada büyük bir saygı ve ilgi gören bu özel topluluk küresel sahnede ayak izlerini her yerde gösterdi. Böylece BRICS’in dünya sahnesinde küresel siyasete yön verme kapasitesi ve kabiliyeti her geçen gün arttı. Çünkü batı dışında bir kalkınma bankasının temellerini atan, de-dolarizasyonda başı çeken, düşmanları barış masasına oturtan, batıya alternatif silahlar ve örgütler inşa eden, yeni teknolojilere öncülük eden yine BRICS ülkeleriydi.

BRICS ülkeleri küresel nüfusun %42’sini ve küresel GSYİH’nin %26’sını elinde tutuyor. Global ticaretin %18’ini gerçekleştiriyor. Dünya döviz rezervlerinin %50’ye yakını ve dünyadaki maden rezervlerinin %60’ı yine bu ülkelerin elindedir. Gezegenimizin %30’unu bu ülkeler kaplamaktadır. Dünya sanayi üretiminin üçte birini ve tarımsal üretimin yarısını yapan BRICS ülkeleri küresel üretim ve erzak deposu konumundadır. Fortune Global 500 şirketler listesindeki 500 şirketin 3’te biri BRICS ülkelerine aittir. Ayrıca BRICS ülkeleri satın alma paritesine göre G7 ülkelerini çoktan geride bıraktı. G7 ülkeleri ise dünyanın en borçlu ülkeleri olduğu gibi artık bir tüketim topluluğuna dönüştü. Günümüzde BRICS’in dünyanın büyümesine katkısı da %50’yi geçti. Bu süreçte yükselen ekonomiler olarak da adlandırılan BRICS ülkeleri küresel güç mücadelesinde ana güç merkezleri olarak ortaya çıkmaya başladı.

Brezilya, Lula liderliğinde kısa bir süre içinde küresel ekonomik sistemi temelinden sarsacak bir teklifi dünyaya açıkladı. Bu dolar dışında ulusal para birimleriyle yeni bir bölgesel ve küresel ortak bir para sistemi inşa etme arzusuydu. Hatta Latin Amerika kıtası için Güney Bankası’nın kurulmasını dahi teklif etti. Brezilya öncelikle Çin ile yerel paralarla ticaret yapmaya başladı. Ardından Güney Amerika’da ortak para birimine geçiş çalışmalarının öncüsü oldu. Ayrıca Lula Brezilya’sı Rusya-Ukrayna mücadelesinde diplomasiyi ilerletmek için barış görüşmelerine katkı vereceğini açıkladı. Ancak Brezilya’nın Ukrayna’ya silah göndermeyeceğini ve Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmayacağını da ilan etti. Dahası Lula, ABD yaptırımı altında olan İran donanma gemilerine Brezilya limanlarını açtı. İran donanmasına limanlarını açan Brezilya, Suudi Arabistan’ın ilk askeri patlayıcı fabrikasının temellerini atan aktördü. Yaptığı açıklamalarla ses getiren Lula, ABD’nin peşinde olduğu Julian Assenge için Nobel ödülü alması gerektiğini bile söyledi.

Rusya ise Putin liderliğinde bir yönden Ukrayna’da ABD-AB-NATO ile savaşmaya devam ederken bir yandan da dünyanın her yerine etki etmektedir. Rus dışişleri, Rus maliyesi ve Rus ordusu batılı yaptırımlara rağmen durmak bilmedi. Rus parası ruble batı dışı dünyada ticarette kullanılan bir para olurken, Rusya dünyanın gıda deposu oldu. Batılı yaptırımlara rağmen Rusya bu süreçte birçok kıtada birçok ülkenin ilk nükleer santralini inşa etmektedir. Rus askeri gücü de çeşitli şekillerde Asya’da, Latin Amerika’da ve Afrika’da ortaklıklarını ilerletti. Hatta Afrika’da birçok ülkede Almanya ve Fransa gibi batılı ülkeleri saf dışı bırakmayı başardı. Suriye’de egemen güç olarak Esad’ın Arap Birliği’nde yeniden tanınmasını sağladı. Türkiye-Suriye ve Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde masa kurucu ülke pozisyonunda oldu. Rus etkin diplomasisi sonucu Rusya’ya karşı batılı ülkeler dışında hiçbir ülke yaptırımlara katılmadı.

Hindistan Modi ile Batı’nın vazgeçilmez ortağı ya da kurtarıcı ülkesi rolüne büründü. Hindistan Küresel Güneyin sesi olarak bu süreçte yeniden öne çıktı. Hint para birimi rupi küresel olarak kullanıma sokuldu. Bugün 20’den fazla ülke rupi ile ticaret için Hindistan ile antlaşma imzaladı. Rusya ve Ukrayna liderleri ile görüşen Modi Batı’nın tarafında yer almadı. Hindistan, Kovid-19 salgını ve savaşa rağmen İngiltere’yi geçerek dünyanın 5. en büyük ekonomisi oldu. Hint liderliği İsrail, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ile derin ekonomik ve askeri ortaklıklara imza attı. Hint yazılım sektörü dünyada bir otoriteye dönüştü. Bunun yanında Hint savunma sanayisi de rekor seviyelerde ihracat gerçekleştirdi. Daha çarpıcı olanı ise Hint diasporasının gücü sayesinde bugün birçok ülkede Hint kökenli yöneticiler devletleri yönetmektedir.

Çin ise uzun zamandır birbirine düşmanlık besleyen İran ve Suudi Arabistan’ı barış masasına oturtarak ilişkilerin normalleşmesini sağladı. İngilizcenin kullanılmadığı Mandarince, Farsça ve Arapça bir antlaşma ile Xi Jinping Çin’i dünyayı şaşırtan bir diplomatik başarıya imza attı. Çin, ABD’nin, Avrupa Birliği’nin, Afrika kıtasının ve Latin Amerika kıtasının en büyük ticaret ortağı oldu. Çin para birimi yuan gittikçe talep edilen ve kullanılan uluslararası bir paraya dönüştü. Birçok ülke ki başta Rusya olmak üzere yuan ile ticaret yapmaya başladı. ABD’nin vazgeçilmez müttefiki İsrail bile ilk kez döviz rezervlerine Çin yuan’ını dâhil etti. Artık Çin 5G çalışmalarında dünyada lider ve 6G çalışmalarına öncülük eden bir aktördü. Rusya-Ukrayna mücadelesinde Çin diplomasiyi devreye soktu ve barış çalışmalarına başladı. 50 ülke ile başlayan Kuşak ve Yol İnisiyatifine bugün 160’tan fazla ülke dâhil oldu. Son olarak Honduras ile Çin diplomatik ilişkileri başlarken Tayvan ile Honduras diplomatik ilişkileri son buldu. Tayvan’ı dünyada tanıyan sadece 13 ülke kaldı.

Güney Afrika, Afrika’daki birçok ülkenin sorunlarına çözüm üretmede başat güç olarak Rusya-Ukrayna mücadelesinde de inisiyatif alarak Afrika Misyonunun başını çeken ülke oldu. Bu süreçte Batılı ülkelerin tepkisine rağmen Güney Afrika, Rusya ve Çin ile ortak askeri tatbikat düzenledi. Batılı liderlerin katılmadığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın göreve başlama törenine Güney Afrika lideri Cyril Ramaphosa katılım gösterdi. Bu süreçte Türkiye ve Güney Afrika ticareti rekor seviyeye ulaştı. Afrika kıtasının 2. en büyük askeri gücü olan Güney Afrika, Türkiye ile savunma sanayi alanında iş birliğine öncelik verdi. Afrika’nın yükselen aktörü Güney Afrika küresel sahnede ilk defa görünürlüğü artan bir ülkeye dönüştü. Böylece Afrika Birliğinde etkin rol alan Güney Afrika kıtanın öncü güçlerinden biri oldu. Afrika’nın en büyük 3 ekonomisinden biri olan Güney Afrika artık Küresel Güneyin etkin ve saygın ülkeleri arasındadır.

BRICS gücü, geçmişte ABD ve AB ülkelerinin yaptığından farklı olarak dünyayı kolonileştirmeden, sömürmeden, köleleştirmeden ve soykırıma uğratmadan küresel sahnede yerini aldı. Küresel sahnede BRICS ve bu yapıyı oluşturan ülkeler güvenilir bir ortak yada partner olarak görülmektedir. ABD ve AB ise büyük oranda güvenilirliğini kaybetti. BRICS deneyimi yani Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika birer model ülke oldu. BRICS oluşumu jeopolitiğin ve jeoekonomi’nin ana güçlerini barındırması ve artan ilgi sonucu günümüzde BRICS Plus (+) gündeme geldi. BRICS bloğuna üyelik için 20 ülke sırada bekliyor. BRICS Yeni Kalkınma Bankasına ise 30’dan fazla ülke üyelik başvurusunda bulundu. Bu da bize gösteriyor ki 21. yüzyılda tüm yolların sadece Washington’a, Brüksel’e, Londra’ya, Paris’e çıkmadığıdır. Artık Brasilia, Moskova, Yeni Delhi, Pekin ve Cape Town yolun sonundaki yeni oyun kurucu başkentlerdi. BRICS ülkelerinin askeri, ekonomik, teknolojik, kültürel ve diplomatik görünürlüğü ve etkisi her geçen gün yükseliyor. Bu yüzden BRICS Zirvesi öncesi batı dışı dünyada BRICS en önemli aktör görülmektedir. Fransa lideri Macron bile Güney Afrika’da gerçekleşecek olan BRICS Zirvesine katılmak istediklerini ifade etti. Bu da bize bölgesel ve uluslararası siyasette BRICS etkisinin ve ilgisinin arttığını gösteriyor. Sonuçta BRICS ülkeleri bölgesel çapta lider ve küresel anlamda etki dengesi inşa edebilen egemen aktörlerdi.

Rusya-Ukrayna mücadelesinde ABD ve Avrupa’nın göstermiş olduğu kural ve hukuk tanımaz saldırgan tutum batı dışı aktörleri yeni alternatifler ve fırsatlar aramaya itti. Nitekim BRICS’in uluslara ve devletlere sunduğu ekonomik, ideolojik, teknolojik, kültürel, sosyal ve politik alternatiflerin güçlü etkisini ve potansiyelini görmemek geleceği okuyamamaktır. 21. yüzyılda BRICS, küresel yönetişimde eşit temsili temel alan hegemonsuz batı dışı en kapsamlı ve şeffaf organizasyonu temsil etmektedir. BRICS batı dışı kurumsal en demokratik oluşum olduğu gibi küresel bir örgütlenmedir. BRICS, ABD merkezli Batı medeniyeti temelli sisteme alternatif özgül bir ağırlığı olan çok merkezli-çok medeniyetli demokratik bir sistemin öncüsüdür. BRICS’in eşitler arası demokratik bir küresel sisteme geçişin tek ve en büyük gücü olduğu tartışmasızdır. Bu da ona olan ilgi ve alakanın en büyük sebebidir. BRICS imkânları ve vizyonu ile uluslar ailesinin kapısını çaldığı cazip bir yapıdır. Özellikle Rusya-Ukrayna mücadelesinde ABD ve AB yanında durulmaması BRICS’in en hayranlık duyulan yönlerinden biridir. BRICS yapısı çok kültürlü, çok merkezli, çok sesli olduğu için tek sesli ve tek renkli olan tekçi ve hegemon yapılara karşıdır. Çünkü BRICS insan merkezli, demokratik temelli, çok kültürlü, çok sesli, çok renkli ve çok görüşlü bir uygarlık gücüdür. Bugün BRICS formatı dikkate alınan, saygı duyulan, takip edilen ve küresel gündemi belirleyen bir güçtür. 100 yıllık tek merkezli, tek medeniyetli, tek kültürlü, tek tipçi yapı yerine çok merkezli, çok medeniyetli, çok kültürlü, çok sesli bir yapı inşa edilmektedir.

Twitter: @umur_tugay

Çok Okunanlar

Exit mobile version