Almanya’nın eski iç istihbarat şefi Hans-Georg Maaßen, bir zamanlar yönettiği kurum tarafından ‘şüpheli bir aşırı sağcı’ olarak soruşturuluyor.
Federal Anayasa Koruma Teşkilatı (BvF), Maaßen’i bir ‘gözetim vakası’ olarak gündeme alırken, kurum ile Maaßen’in avukatı arasındaki yazışmalar ortaya çıktı.
2018’de BfV Başkanı iken ‘aşırı sağcılığa’ karşı ‘yumuşaklığı’ üzerine patlak veren bir skandalla görevden alındıktan sonra siyasete giren Maaßen, 20 sayfalık mektubu internet sitesinde yayınladı. BfV, ‘kişisel hakların korunması’ nedeniyle bireysel davalar hakkında yorum yapamayacağını söyledi.
Soruşturma ilk olarak devlet yayıncısı ARD’de bir haber programı olan Tagesschau tarafından sızdırıldı.
Maaßen’in CDU’da siyaset yaparken kurduğu Değerler Birliği (WerteUnion) isimli oluşum, geçtiğimiz haftalarda yaptığı kongrede partiden ayrılarak yeni bir parti kurmaya karar vermişti. Maaßen ve Değerler Birliği, CDU ve Angela Merkel’in politikalarını ‘fazla solcu’ buluyor ve AfD ile işbirliğine, CDU’nun aksine, kapıları kapatmıyor.
BfV, şu anki şefi Thomas Haldenwang yönetiminde, Almanya’daki aşırı sağcılığı, ülkenin ‘yaşam tarzına’ yönelik en büyük ‘iç tehdit’ olarak sınıflandırıyor. Kurum şu anda AfD’nin üç eyalet şubesini, ‘aşırılıkçılık’ nedeniyle soruşturuyor.
Maaßen, BfV’deki görev süresi boyunca, AfD’yi gözetim altına almayı reddetti ve ‘aşırı sağcılığın yarattığı tehdidi’ küçümsüyor gibi göründüğü için eleştirilere maruz kaldı.
BfV, Maaßen’in avukatına yazdığı mektupta, aşırılık yanlısı çevredeki çok sayıda figürün ‘ona nasıl saygı duyduğunu ve onu övdüğünü’ belirtiyor.
Belgede, Maaßen’in, 2022’nin sonlarında BfV tarafından ‘darbe girişimi’ ile suçlanan Reichsbürger hareketine yönelik açık sempatisine de atıfta bulunuluyor.
Sağcı bir bloga verdiği demeçte, eski casus şefi, BfV’nin kendisine karşı yürüttüğü soruşturmanın ‘temelsiz ve haksız’ olduğunu ve ‘özgür demokratik düzene bir saldırı’ anlamına geldiğini söyledi.
CDU, Maaßen’i ‘komplo teorileri ve Yahudi karşıtı benzetmeler ticareti’ yapmakla suçlayarak yaklaşık bir yıldır ihraç etmeye çalışıyordu.
Maaßen, kasım ayında, bir İsviçre gazetesine verdiği röportajda, Almanya’nın çok sayıda göçmenin ‘kanserini’ tedavi etmek için ‘kemoterapi’ye ihtiyacı olduğunu söylediği için tepki çekmişti.
