İsrail’in Filistinli direniş gruplarının 7 Ekim’de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna Gazze’yi ağır bir bombardıman altında tutarak yanıt vermeye çalışırken, karadan işgalin ertelenmesine ilişkin görüşler gelmeye devam ediyor.
Son olarak Birleşik Krallık dış istihbarat örgütü MI6’in eski şefi ve eski Birleşik Krallık BM Büyükelçisi John Sawers Financial Times’ta dikkat çekici bir makale yayınladı.
1973’teki Arap-İsrail Savaşı ile Aksa Tufanı operasyonunun hedeflerini kıyaslayarak yazısına başlayan Sawers, ilkinde Ürdün’ün savaşa katılması halinde İsrail’in varoluşunun tehlikeye girebileceğini, fakat ikincisi gibi operasyonlar söz konusu olduğunda, ‘terörün tek başına kurulu bir devletin altını oymayacağını’ savundu.
‘Hamas’ı yok etme muhtemelen ulaşılamayacak bir hedef’
İsrail’in karşılık vermek için ‘her türlü hakkı olduğunu’ ileri süren Sawers, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve savaş kabinesinin seçeneklerini artık daha dikkatli değerlendirdiğini, Hamas’ın askeri kapasitesinin mümkün olduğunca büyük bir kısmını yok etmek ve rehineleri kurtarmak için Gazze’de ‘arama ve imha operasyonları’ yapılmasını beklemek gerektiğini yazdı.
Bununla birlikte eski istihbarat şefine göre, “İsrail güvenlik şefleri Hamas’ı yok etme hedefinin muhtemelen ulaşamayacakları bir hedef olduğunu biliyor. Hamas’ın siyasi bir tabanı ve İran’dan aldığı geniş bir dış desteği var.”
Şehir savaşındaki zorluklara da işaret eden Sawers, Halep, Mariupol ve Musul’daki yakın zamanda yaşanan savaşları hatırlattı ve “İsrail’in o kadar zamanı yok: ordusu erken ateşkes talepleriyle karşı karşıya kalacağını biliyor,” dedi.
Sawers’a göre bir başka mesele de Gazze’nin işgalinden sonra ne olacağı. “Büyük bir terör saldırısının ardından öncelik, bir daha tekrarlanmasını önlemektir,” diyen Sawers, anladığı kadarıyla İsraillilerin düşündüğü seçeneklerin Gazze Şeridi’nin tamamını çifte bariyerle kapatmak, mevcut sınır duvarına ek olarak Gazze topraklarının biraz içinde yeni bir bariyer inşa etmek ve İsrail’e tüm geçişleri kapatmak olduğunu yazdı.
Eski istihbarat şefinden ‘uluslararası yönetim’ önerisi
Bu durumda Gazze ve sakinlerinin kim tarafından yönetileceği sorununun ortaya çıkacağına dikkat çeken eski MI6 şefi, İsrail’in yeniden işgal için arzusunun bulunmadığını, Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi’nin ‘İsrail tanklarının sırtına binemeyeceğini’, Mısır’ın ise Filistinlileri evlerinden sürmek isteyen bazı ‘aşırı sağcı’ İsraillilerin gündemine hizmet edecek bir adım olan 2 milyon mülteciyi kabul etmeyi reddettiğini vurguladı.
Bu durumda Gazze için uluslararası bir yönetim kurulma çağrıları yapıldığını hatırlatan Sawers, BM ve ABD’nin bunu daha önce yaptığını ve her durumda yanlışlar yapılmış olmasına rağmen, ‘bir idarenin ülkeleri ayakta tuttuğunu’ ileri sürdü.
Gazze’de karşılaşılacak zorlukların çok daha büyük olacağını kabul eden Sawers, “Böyle bir varlığın Mısır, Fas ve Suudi Arabistan gibi İsrail tarafından kabul edilebilir ve Gazze halkı nezdinde itibarı olan Arap ülkeleri tarafından yönetilmesi gerekecektir. Pakistan, Endonezya ve Körfez Ülkeleri gibi diğer ülkeler de katkıda bulunabilir. BM onaylı bir yönetim için Güvenlik Konseyi’nden yetki alınması gerekir ve Rusya ve Çin ancak Arapların öncülüğünde bir girişim olması halinde buna katılır. Bir alternatif de Arap Birliği’nin yetkisi olabilir, fakat bu tek başına gerekli yetkiyi taşımayabilir,” iddiasında bulundu.