ORTADOĞU

Eski Şin Bet Şefi: Filistinlilerin umudu olursa güvende oluruz

Yayınlanma

İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin Bet’in eski şefi Ami Ayalon, Guardian’a verdiği röportajda Filistinliler kendi devletlerine sahip olana kadar İsrail’in güvende olmayacağını söyledi. Ayalon’a göre İsrailli yetkililerin ikinci intifadanın hapisteki lideri Mervan Barguti’yi serbest bırakarak müzakereleri yönlendirmesi gerekiyor.

İsrail donanmasına da komuta etmiş, savaşta yaralanmış ve hizmetlerinden dolayı madalya almış emekli bir amiral olan Ami Ayalon Hamas’ı yok etmenin gerçekçi bir askeri hedef olmadığını ve Gazze’deki mevcut operasyonun örgüte desteği pekiştirme riski taşıdığını söyledi. “Biz İsrailliler ancak onlar, yani Filistinliler umut sahibi olduğunda güvenliğe kavuşacağız. Denklem budur” ifadelerini kullanan Ayalon, “Aynı şeyi askeri bir dille söylemek gerekirse, kaybedecek bir şeyi olmadığına inanan bir kişiyi ya da grubu caydıramazsınız” dedi.

Çoğu İsraillinin tüm Filistinlilerin Hamas destekçisi olduğuna inandığını ve Filistinli kimliği kavramını kabul etmediklerini belirten Ayalon, “Biz onları insan olarak görüyoruz, ‘bir halk’, bir ulus olarak değil. [Filistin halkı fikrini] kabul edemeyiz çünkü kabul edersek bu İsrail devleti kavramının önünde büyük bir engel oluşturur” ifadelerini kullandı.

Ayalon, ikinci intifadaya liderlik ettikten sonra cinayet suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılan ve 2002’den beri hapiste olan Filistinli Barguti’nin serbest bırakılmasının anlamlı müzakereler için hayati bir adım olacağına inanıyor: “Filistinlilerin anketlerine bakın. Filistinlileri İsrail’in yanında bir devlete götürebilecek tek lider o. Öncelikle iki devlet kavramına inandığı için, ikinci olarak da meşruiyetini bizim hapishanelerimizde yatarak kazandığı için.”

Ayalon, Barguti’ye ya da Hamas’a verdiği desteğin, grubun ideolojisine duyulan coşkudan değil Filistin devleti için etkili bir şekilde mücadele eden tek grup oldukları duygusundan kaynaklandığı gerçeğini yansıttığını söyledi.

Ayalon, Filistinlilerin bir devlete sahip olmadığı ya da böyle bir umut taşımadığı Orta Doğu’yu normalleştirme girişimlerinin Hamas’ın 7 Ekim’de saldırıları başlatmasındaki etkenlerden biri olduğunu söyledi: “[Hamas’ın üst düzey isimlerinden Yahya Sinvar’ın] yapmak istediği bir bakıma Arap dünyasındaki, Müslüman dünyasındaki ve uluslararası toplumdaki, Amerika’daki, Avrupa’daki herkese şunu söylemekti: Filistin meselesini masaya yatırmadığınız sürece Orta Doğu’da hiçbir şey elde edemezsiniz. Trajedi şu ki, o bunu yaptı. Bugün sadece [Joe] Biden’ı dinlemeniz yeterli. Hiç kimse iki devlet gerçeğini kabul etmediğimiz sürece burada daha iyi bir gerçekliğe ulaşabileceğimize inanmıyor.”

Çin’den ABD’ye, Rusya’dan bölgesel güçlere kadar İsrail’in hem düşmanları hem de müttefikleri olan uluslararası toplumdaki hemen herkesin hemfikir olduğu tek şeyin iki devletli bir çözüme duyulan ihtiyaç olduğunu söyledi: “Diğer seçenek, savaşların giderek daha şiddetli ve düşmanın giderek daha radikal hale geldiğini bildiğimiz halde savaşmaya devam etmektir.”

Hamas’ın doğası gereği yok edilmesinin bir ordu için imkânsız bir hedef olduğunu söyleyen Ayalon, İsrail’in mevcut liderliği hakkında yorum yapmaktan kaçındı.

Ayalon, Hamas’ın sadece bir milis gücü olmadığını, “örgütlü bir ideoloji olduğunu ve örgütün askeri bir kanadı bulunduğunu” söyledi: “İdeolojiyi, askeri güç kullanarak yok edemezsiniz. Bazen denerseniz daha da derinlere kök salar. Bugün gördüğümüz de tam olarak bu. Bugün Filistinlilerin %75’i Hamas’ı destekliyor. Savaştan önce bu oran %50’den azdı.”

İsrail’in güvenliğini sağlayabilmesi için Hamas’ın askeri kapasitesinin yok edilmesi ve liderlerinin öldürülmesi ya da sürgüne gönderilmesi gibi gerçekçi bir askeri hedef belirlemesi gerektiğine inanan Ayalon ayrıca çatışmalar sona erdikten sonra Gazze’de ne olacağını da tartışmaları gerektiğini, aksi takdirde savaşın sonsuza kadar uzama riski olduğunu söyledi: “Ertesi günü tartışmak istemediğimiz için çok üzgünüm. Çünkü siyasi hedefi olmayan savaşlara ne olduğunu biliyorum. Savaş, siyasi bir hedefe ulaşmak için bir araç olmak yerine kendi başına bir amaç haline gelir. Bizler uzmanız: Lübnan’da başımıza gelen tam olarak buydu, Batı Şeria’da başımıza gelen tam olarak buydu. Ve korkarım ki zaferin özünü net bir şekilde tanımlamadan savaşmaya devam edersek olacak olan da budur.”

Çok Okunanlar

Exit mobile version