Fransız iş dünyası derneği Medef’in Başkanı Patrick Martin, ‘AB normlarının çoğalmasının’ AB iş dünyasının Çin ve ABD karşısındaki rekabet gücünü engelleyebileceğini söyledi.
Euractiv’in aktardığına göre Martin, Medef’in ‘temelde AB yanlısı’ olması halinde, işletmelerin uyum kapasitelerini zorlayan AB normlarının büyümesini azaltmak için daha fazla şey yapılması gerektiğini söyledi.
Medef şefine göre Due Diligence ve Geç Ödemeler Direktifleri de dahil olmak üzere yürürlükte olan sayısız mevzuat, şirketler hızlı hareket eden bir düzenleyici ekosisteme uyum sağlamakta zorlanırken yarardan çok zarar getirebilir.
Martin, “Bu durum AB ve ABD arasında rekabetçilik açısından derin farklılıklara yol açabilir ve AB ile dünyanın geri kalanı arasındaki girişimcilik ruhunu etkileyebilir,” diyor.
Ayrıca, pandemi sırasında ortak kamu borcu yoluyla oluşturulan bir yatırım aracı olan Yeni Nesil AB (NGEU) parasının dörtte birinden biraz fazlasının etkin bir şekilde kullanılıyor olması nedeniyle Martin, “AB, ABD’nin yarısından daha az yatırım yapıyor,” uyarısında bulundu.
IRA’ya verilen yanıt yeterli değil
ABD’de Biden yönetiminin 400 milyar dolarlık bir yatırım ve vergi indirimi paketi olan Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA), ABD şirketlerinin kamu teşviklerinden faydalanması için daha düşük idari yüklerle daha hızlı bir şekilde uygulamaya konuluyor. IRA konusunda Martin, “AB ile ABD arasında yapısal bir uçurum açılıyor,” iddiasında bulunuyor.
AB’nin IRA’ya verdiği ve esas olarak devlet yardımı kurallarının gevşetilmesi ve yeni bir Net-Sıfır Sanayi Yasası’nın (NZIA) yürürlüğe konmasından oluşan yanıt, Medef tarafından ABD’nin sağladığından ‘daha karmaşık, daha zahmetli, daha yavaş [ve] şirketler için daha az açık’ olarak algılanıyor.
Martin ileriye dönük olarak, Amerikan rekabetiyle en iyi şekilde yüzleşmek için ‘kritik malzemeler, enerji [ve] eğitim […] konularında bir Avrupa sanayi stratejisi’ istiyor.
Alman-Fransız sanayisi yakınlaşmaya başladı
Bu arada, Fransız sanayisi yeni döneme ayak uydurmaya çalışırken, Medef, Alman Sanayi Federasyonu BDI ile ilişkilerini geliştirmeye başladı.
Martin’in belirttiğine göre bu, Alman ekonomisi yükselişteyken BDI’nin Fransız meslektaşlarından birkaç yıl süren ‘mükemmel izolasyonunun’ sonunu işaret ediyor. Ekonominin daralması ile birlikte, Alman işletmeleri Fransa da dahil olmak üzere diğer ülkelerin ortaklarıyla ‘daha yakın bir işbirliği’ yaratmaya istekli.
Buna BDI’nin nükleer enerjinin büyümesine verdiği destek de dahil. Nükleer enerji, Fransa için birincil öneme sahip bir konu, Alman hükümeti ise tamamen nükleersiz bir politika benimsemiş durumda.
“Alman hükümeti kesinlikle tutarlı ya da uyumlu değil,” diyen Martin, Alman ekonomisi duraksarsa, bunun Fransa üzerinde de olumsuz etkileri olacağı uyarısında bulundu.