DÜNYA BASINI

FT: ABD, İngiltere ve Avustralya yeniden küresel çatışmaya hazırlanıyor

Yayınlanma

ABD ve Birleşik Krallık’ın Çin’in Hint-Pasifik’teki etkisine karşı Avustralya’yı AUKUS kapsamında nükleer denizaltılarla donatma planına ilişkin Financial Times gazetesinde, “Aukus, Anglosfer ve büyük güç rekabetinin geri dönüşü” başlıklı bir analiz yayınlandı.

Gazetenin dış politika başyazarı Gideon Rachman’ın analizinde, “ABD, İngiltere ve Avustralya; Çin ile bir savaşa hazırlanmanın bir savaşı önlemenin en iyi yolu olabileceğine inanıyor” yorumuna yer veriliyor.

Pazartesi günü AUKUS zirvesi kapsamında  bir araya gelen Joe Biden, Rishi Sunak ve Anthony Albanese’in savaş gemisinin önündeki pozunu vurgulayarak, Ağustos 1941’deki Franklin Roosevelt ve Winston Churchill buluşmasını ve Atlantik Bildirgesi’ni hatırlatan Rachman, “Aukus, Atlantik Bildirgesi gibi büyük bir felsefi bildiri değildir. Ancak altta yatan jeopolitik niyet açıktır” ifadesini kullanıyor.

Rachman’a göre, “Anglosfer” ulusları, bu kez Çin’in Pasifik’te deniz hakimiyeti elde etme çabalarına karşı koymak için ittifaklarını yeniliyorlar.

Aukus’un 21. yüzyıl için yapılmış bir ortaklık olmadığını söyleyen Rachman, İngiltere’nin artık Pasifik kolonileri ve üsleri olan emperyal bir güç olmadığını hatırlatırken, Avustralya’nın ekonomik bağlarının ise artık öncelikle Asya ile olduğunu ve Çin’in de onun en büyük ticaret ortağı olduğunu vurguluyor.

Rachman, Washington’ın Avustralya ve İngiltere’yi seçmesini ise, Amerika’nın Japonya ve Güney Kore’de Çin anakarasına çok daha yakın askeri üsleri olduğu için tuhaf buluyor.

Aukus anlaşmasının Avustralya ve Fransa arasında yol açtığı sorunlara da değinen Rachman,

Avustralya’da bazılarının, “hükümetlerinin nükleer teknolojiye bu kadar derinden dahil olmanın masrafını, zamanını ve teknolojik taleplerini gerçekten kavrayıp kavramadığını” merak ettiğini söylüyor.

Birleşik Krallık’ta ise, özellikle askeri kuruluştaki şüphecilerin, “Hint-Pasifik eğiliminin” Britanya ordusunu çok zayıflatacağına ve kaynakları Rus tehdidinden uzaklaştıracağına inandığını kaydeden Rachman, Amerika’da da hükümetin bazı bölümlerinin, ülkenin en sıkı korunan teknolojik sırlarının paylaşılmasından tedirgin olduğunu belirtiyor.

Bazı stratejistlerin, anlaşmanın Çin ile askeri gerilimlerde tehlikeli bir artışa katkıda bulunacağını düşündüğünü yazan Racman, Avustralya’nın Lowy Enstitüsü’nden Sam Roggeveen’in Avustralya’nın neden “Çin donanmasını kıyı şeridi boyunca kuşatmak ve Çin topraklarının derinliklerindeki hedefleri vurmak için özellikle tasarlanmış bir silah satın aldığını” sorguladığını kaydediyor. “Avustralyalılar kendilerine şunu sormalı: Biz gerçekten bu muyuz?”

‘Çin tehdidine yanıt’

Bu endişelere rağmen, Aukus paktının her üç ülkede de iki partinin desteğini aldığını belirten Rachman, Avustralya’nın iktidardaki İşçi Partisi’nin, tıpkı anlaşmayı müzakere eden Liberaller gibi, Aukus’u, Çin’in onlarca yıllık askeri yığınağına gerekli bir yanıt olarak gördüğünü söylüyor: “Amerikalılar gibi Avustralyalılar da, Çin’in; Güney Çin Denizi’nde askeri üsler inşa etmesinden, Hint ordusuyla çatışmalarından ve hepsinden önemlisi Tayvan’a karşı artan agresifliğinden endişe duyuyor.”

Aukus’un tasarımcıları için anlaşmanın amacının “savaş çıkarmak değil, bir savaşı önlemek” olduğunu söyleyen Rachman, Çin’i askeri gücünü Tayvan’a veya Güney Çin Denizi’ne konuşlandırmaktan caydırmayı amaçlayan “klasik bir caydırıcılık eylemi” olarak savunulduğunu söylüyor.

Rachman, Washington’da Aukus’un, ABD’nin “Hint-Pasifik’ten geri adım atmama kararlılığının bir göstergesi” olarak görüldüğünü, hatta üst düzey bir yetkilinin, Fransa’ya Amerika’nın “acımasızlığının” faydalı bir göstergesi olarak davranıldığını savunduğunu kaydediyor.

Avustralyalılara gelince, tarihleri boyunca “dost bir gücün” – önce İngiltere, sonra Amerika – okyanusların kuzeylerine açılmasını sağladığını bildiklerini vurgulayan Rachman, Canberra’nın bu okyanuslara “otoriter bir Çin’in hakim olabileceği fikrinden”, endişe duyduğunu söylüyor. Bozulan Çin-Avustralya ilişkileri düşünüldüğünde, Canberra’nın Amerikalılar ile daha sıkı bir güvenlik ilişkisi içine girmeyi bir güvenlik garantisi olarak gördüğü belirtiliyor.

Rachman, İngilizlerin ise, özellikle Rusya ile Çin arasında giderek yakınlaşan ilişkiler göz önüne alındığında, Avrupa’nın güvenliğinin Hint-Pasifik’in güvenliğinden “bölünemez” olduğunu savunduklarını kaydediyor: “Hala Brexit’i anlamlandırmaya çalışan Muhafazakar bir hükümet için Aukus, aynı zamanda “Küresel Britanya”nın boş bir slogandan daha fazlası olabileceğine dair yararlı bir sembol.”

Rachman, USS Missouri’deki atmosferin kutlama havasında olsa da, altında yatan gerçeğin “acı” olduğuna işaret ediyor: “İki dünya savaşında aynı safta savaşan ABD, İngiltere ve Avustralya yeniden olası bir küresel çatışmaya hazırlanıyor.”

Çok Okunanlar

Exit mobile version