Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar’a göre Pekin ve Yeni Delhi arasındaki ilişki sadece Asya’nın geleceği için değil, aynı zamanda daha geniş küresel düzen için de hayati hale geldi, ancak komşuların “paralel yükselişi” de “benzersiz bir sorun” teşkil ediyor.
“Hindistan-Çin ilişkisinin Asya’nın geleceği açısından kilit önemde olduğunu düşünüyorum. Bir bakıma, eğer dünya çok kutuplu olacaksa, Asya’nın da çok kutuplu olması gerektiğini söyleyebiliriz” diyen Jaishankar, iki komşu ülke arasındaki ikili ilişkilerin ‘sadece Asya’nın geleceğini değil, bu şekilde belki de dünyanın geleceğini de etkileyeceğini’ sözlerine ekledi.
2009-2013 yılları arasında Hindistan’ın Çin Büyükelçisi olarak görev yapan Jaishankar, salı günü New York’ta Dış İlişkiler Konseyi’nin ev sahipliğinde düzenlenen üst düzey Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun oturum aralarında bu açıklamaları yaptı.
Çin ve Hindistan arasında onlarca yıldır süregelen Himalaya sınır anlaşmazlığı, ikili ilişkilerin en tartışmalı yönü olmaya devam ediyor. Fiili Kontrol Hattı boyunca 1962 Çin-Hindistan savaşından sonra on yıllar boyunca gergin bir barış hüküm sürdü ancak 2020 yılında Ladakh bölgesinin doğusundaki Galwan Vadisi’nde en az 20 Hintli ve dört Çinli askerin öldüğü ölümcül bir sınır kavgasıyla bozuldu.
“Şu anda her iki tarafın da ileri konuşlanmış birlikleri var” diyen Jaishankar, son dört yılda ‘sorunun sadece bir kısmı’ olarak tanımladığı bağlantının kesilmesine odaklanıldığını paylaştı.
“Asıl meselenin” sınır boyunca tartışmalı bölgelerde devriye gezmek olduğunu çünkü 1990‘larda ve 2000’lerin başında yapılan düzenlemenin Galwan çatışmalarından sonra ‘bozulduğunu’ söyledi.
“Devriye göreviyle ilgili bazı meselelerin çözüme kavuşturulması gerekiyor, ancak ayrılma meselesini hallettikten sonra daha büyük bir mesele var ki o da her ikimizin de sınıra çok sayıda asker getirmiş olması. Yani gerilimi azaltma meselesi dediğimiz şey var,” dedi üst düzey Hint diplomat.
Hem Çin hem de Hindistan’ın milyarlarca nüfusa sahip olduğunun altını çizen Jaishankar, küresel düzendeki yükselişlerinin ve “örtüşen çevrelerinin” olağandışı bir sorun yarattığını kabul etti.
“Bugün küresel siyasete bakarsanız, Hindistan ve Çin’in paralel yükselişlerinin çok benzersiz bir sorun teşkil ettiğini söyleyebilirim” dedi.
QUAD Dörtlüsü
Çin’in askeri gücü ve ekonomik etkisi son yıllarda artarken, Yeni Delhi buna karşın Washington ile daha yakın bir işbirliği içine girdi.
Hindistan, Japonya ve Avustralya’nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki bir güvenlik bloğu olan QUAD Dörtlüsünün bir üyesi.
Dörtlü ilk olarak 2004 yılında kuruldu ancak 2017 yılına kadar hareketsiz kaldı. İttifak o zamandan bu yana ABD Başkanı Joe Biden tarafından Hint-Pasifik stratejisinin bir parçası olarak kurgulanıyor.
Çin bu grubu “çatışmayı kışkırtmaya meyilli” “küçük bir klik” olarak eleştiriyor.
Hindistan, Çin ile kara sınırı olan tek Dörtlü ülkesi. Geçtiğimiz hafta Dörtlü ülkelerin liderleri ortak deniz güvenliği operasyonlarını Hint Okyanusu’na doğru genişlettiklerini ve Hint-Pasifik bölgesinde daha yakın bir sahil güvenlik entegrasyonu kurduklarını açıkladılar.
Ancak Yeni Delhi, aynı zamanda Çin ve Rusya’nın da dahil olduğu BRICS grubunun bir üyesi olduğu için kendisini zor bir durumda buluyor. ABD’nin endişelerine rağmen Hindistan uzun süredir dostu olan Rusya’dan petrol almaya devam ediyor.
Salı günü Jaishankar bir kez daha taraf seçmekten kaçındı. Kendisine rakip güçlerle çeşitli forumlarda yer alması sorulduğunda “Aynı anda hem sakız çiğniyoruz hem de yürüyoruz,” diye espri yaptı, “zaman ilerledi,” dedi.
Jaishankar, “büyük ülkelerin seçeneklerini kısıtlamalarını ve kendi çıkarları için değil ama bir başkasının bu ülkelerle bir sorunu olduğu için diğer ülkelerle anlaşma yapmamalarını beklemenin mümkün olmadığını” da sözlerine ekledi.