Yeni Delhi bu sıralar ardı ardına diplomatik zorluklar ile yüzleşmek zorunda kalıyor. Önce Khalistan Sih ayrılıkçılığı üzerine Kanada ile yaşanan krizin yeniden patlak vermesi, bu kriz devam ederken başka bir konu Taliban tarafından devrilen lider Ashraf Ghani hükümetini temsil eden Afganistan Büyükelçiliği’nin kapatılması derken Hindistan bir de Maldivler’deki seçimlerin Hindistan yanlısı lider Cumhurbaşkanı İbrahim Mohamed Solih’in yeniden seçilememesi üzerine Çin yanlısı Dr. Mohamed Muizzu’nun kazanması ile kaygı içinde.
Maldivler’in yeni lideri Muizzu ile Hindistan diplomasisinin peşi sıra yaşadığı zorluklara bir yenisi daha eklenmiş oldu. Maldivler’in cumartesi günkü seçimlerinde oyların yüzde 54’ünü alarak yüzde 46 oy alan görevdeki İbrahim Mohamed Solih’in önüne geçen yaygın olarak Çin yanlısı olarak görülen ana muhalefet adayı Mohamed Muizzu Maldivler’in bir sonraki cumhurbaşkanı olmak için ikinci tur seçimi kazanmış oldu.
Bu, Hindistan’ın hem ticaret hem de güvenlik açısından stratejik olarak önemli bir konuma sahip önemli bir jeopolitik müttefikini kaybettiği anlamına geliyor. Ve bu da Hint Okyanusu’ndaki hâkimiyetin tehlikeye düşebileceği demek. Peki neden?
Maldivler Hindistan’dan yaklaşık 2 bin km uzakta bulunan ve yalnızca kabaca 500 bin nüfuslu bir ada ülkesi. Hint Okyanusu’nda stratejik bir konumda. Bu da onu Hindistan için değerli kılıyor.
Asya’nın bu en küçük ülkesinde Hindistan ve Çin hâkim durumda. ABD ayrıca son yıllarda Çin’in gölgesinde Hint Okyanusu’ndaki ihmâl edilmiş ada Maldivler ile ilişkileri geliştirmeye öncelik vererek geçtiğimiz ay oradaki ilk yerleşik büyükelçi olması için kariyer diplomatı Hugo Yue-Ho Yon’u görevlendirmişti. Washington hükümeti daha önce diplomatik ilişkilerini Sri Lanka’daki büyükelçiliği aracılığı ile sürdürüyordu.
Hindistan geleneksel olarak bölgenin en etkili gücüydü. Savunma ve ticaret alanında Maldivler gibi stratejik konuma sahip ada ülkeleri ile yakın işbirliği içinde çalışmak Hindistan nüfuzunun güvence altına alınmasına yardımcı oluyor. Malé ile yakın ilişkiler aynı zamanda Çin gibi güçlerin bölgede tutunmasını da engelliyordu.
Çin’in artan askeri gücü dikkate alındığında bu özellikle önemli. Pekin Hint Okyanusu’ndaki varlığını artırarak Hindistan’ın geleneksel hâkimiyetine meydan okuma tehdidi oluşturuyor. Bunu dikkate alan Yeni Delhi Malé ile güçlü bir savunma ilişkisi kurdu.
Yeni Delhi, Maldiv Sahil Güvenliği’ne yüksek hızlı devriye botları gibi savunma ekipmanı hediye etti; Hindistan’ın yetenekli Dornier uçaklarını kullanmak üzere Maldiv savunma güçlerinin eğitilmesine yardımcı olmak için birliklerini konuşlandırdı. Maldivler kıyı savunması ve gözetimi için Hindistan ve Sri Lanka ile işbirliğine güveniyor.
Yeni Delhi aynı zamanda önemli bir kalkınma ortağı; ülkede altyapı, havaalanları ve konut inşası için milyarlarca dolar harcadı. Aynı zamanda Malé’nin üçüncü büyük ticaret ortağı ve önemli bir turizm kaynağı.
Yeni Delhi aynı zamanda Maldiv politikasında önemli bir oyuncu. 1965’te Maldivler’i tanıyan ilk ülkeler arasındaydı. 1988’de desteklediği diktatör Cumhurbaşkanı Maumoon Abdul Gayoom’u devirmeye yönelik bir darbe girişimini önlemek için adaya asker gönderdi. Ayrıca 20 yıl sonra 2008’de Gayoom’u da iktidardan uzaklaştıran ülkenin ilk demokratik seçimlerinde Maldivler’in demokrasiye geçişine de destek verdi.
Malé’de 2018’den beri iktidarda olan İbrahim Mohamed Solih yeni ticaret anlaşmaları aramayı ve Hindistan’ın Maldivler topraklarında küçük bir askeri yapılanmaya izin vermeyi içeren “Önce Hindistan” politikası kapsamında Yeni Delhi ile daha yakın ilişkiler kurulmasının güçlü bir destekçisi. Bu, Hindistan’ın “adanın tercih ettiği ortak” olduğu anlamına geliyor.
Ancak son zamanlarda Hindistan’ın gücü ve etkisi son derece tartışmalı; Maldivli politikacıların bir kısmı Hindistan etkisine ve gücüne güvenmiyor. Bu arka planda Maldivler’in 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimini Önce Hindistan’ın açık bir destekçisi olan görevdeki Cumhurbaşkanı Solih yeniden seçilme şansını ana muhalefet adayı Hindistan üzerine kuşkucu Muizzu’ya kaptırdı.
Solih’in Hindistan eğilimi ülkeyi 2013 ile 2018 yılları arasında yöneten selefi Abdulla Yameen Abdul Gayoom’un politikalarından bir sapmaydı. Seçilen Cumhurbaşkanı Muizzu eski mevkîdâşı Yameen’in yakın arkadaşı. Başkent Malé’nin eski inşaat bakanı ve şu anki belediye başkanı olan 45 yaşındaki Muizzu, cumhurbaşkanlığı adayı için doğrudan bir seçenek değildi, ancak mahkemenin Yameen’in aday olamayacağına karar vermesinin ardından devreye girdi. Savunma grupları görev süresi boyunca Yameen’i insan hakları ihlâlleri ile suçlamış ve 2018’de görevini kaybettikten sonra destekçilerinin politik amaçlı olduğunu iddia ettiği rüşvet ve kara para aklama suçlamaları nedeni ile hapse gönderilmişti.
Yameen’in görev süresi geleneksel olarak güçlü olan Hint-Maldiv ilişkilerinde artan gerilime tanık oldu. Yameen Çin’i resme dâhil etmek için Önce Hindistan politikasından uzaklaşmaya çalıştı. Hükümeti Pekin ile serbest ticaret anlaşması imzaladı. Yameen’in döneminde Maldivler’in Çin’e olan borcu GSYİH’nın beşte birine yükseldi. Ülke aynı zamanda Çin finansmanı ile büyük altyapı projelerini destekleyerek Pekin’in Kuşak Yol Girişimi’ne katıldı.
Yameen’in bir müttefiki olarak Muizzu da başkenti Maldivler’in ana havaalanına bağlayan 200 milyon dolarlık Çin destekli köprü de dâhil olmak üzere birçok büyük altyapı projesinin denetlenmesine yardımcı olmuştu.
Yameen’in 2018’de görevden ayrılması ile Hint-Maldiv ilişkilerinde bu gerilim dönemi azaldı, ancak 2020’de Yameen’in partisi “Hindistan Dışarı” kampanyasını başlattı. Bu hareket Yeni Delhi’nin Maldivler’deki faaliyetlerine kuşku düşürmeyi amaçlıyordu. Maldivler’de Hindistan teknik savunma personelinin varlığı ülkenin bağımsızlığına tehdit olarak gösterildi. Bu olay Yameen’in Cumhurbaşkanı olduğu ve casuslukla suçlayarak Hindistan’dan helikopterlerini ve operatörlerini ülkeden çekmesini istediği 2018 yılına kadar uzanıyor.
Ancak Hindistan Dışarı kampanyası sonunda başarısız olsa da bu sorun hâlâ çözülmüş olmaktan çok çok uzak. Yameen’in koruması altındaki Muizzu da Hindistan karşıtı duygularını yineledi; Hindistan askerlerinin ayrılmasını istediğini açıkça belirtti, Hint firmalara verilen geliştirme sözleşmelerinin kuşkulu olduğunu söyledi.
Muizzu seçim kampanyasını Maldivler’deki askeri varlığın egemenliğini baltaladığını savunarak ve tüm Hint askeri birliklerini sınır dışı etme sözü vererek Hindistan Dışarı platformunda yürüttü. Aynı zamanda ülkenin düşük ekonomik performansına ilişkin yaygın hoşnutsuzluktan da yararlandı ve daha milliyetçi bir retoriğe yöneldi.
Muizzu aslında geçtiğimiz ay cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunu kazanmıştı, ancak hiçbir adayın mutlak çoğunluğu elde edememesi üzerine bu cumartesi günü ikinci tur oylamaya gidildi ve ikinci turu da kazanarak ülkenin yeni cumhurbaşkanı oldu. Hemen ardından pazar günü Yameen hapishaneden ev hapsine nakledildi. Muizzu zaten seçimi kazanması hâlinde eski cumhurbaşkanı Yameen’i serbest bırakacağının sözünü de vermişti.
Çok sayıda Maldivliye ev sahipliği yapan Hindistan ülkeyi kendi nüfuz alanı içinde kabul ederken aynı zamanda 17 Kasım’da yemin ederek görevine başlayacak olan Muizzu’nun cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması ile Maldivler’deki çıkarlarının risklerle karşı karşıya kalabileceği kaygısı taşıyor. Muizzu’nun Solih’in Hindistan yanlısı politikasını Çin yanlısı bir politika ile tersine çevirebileceği yönündeki korkular şimdiden hissedilmeye başladı.
Bu aynı zamanda Çin ile serbest ticaret anlaşmasının onaylanması anlamına da gelebilir; Hindistan’ın askeri yardım personelinin Maldivler’den çekilmesi anlamına da gelebilir; Çin’in Hint Okyanusu’nda daha büyük bir rol oynamaya başlaması için iyi bir şans da olabilir. Bu da bölgede başka bir Sri Lanka durumunun gelişmesini istemeyen Yeni Delhi’nin pek de hoşuna gitmeyecek bir gelişme olacağı anlamına gelir. Ekonomi alanında Hint firmalarına verilen önemli sözleşmeler yeniden incelenebilir ve bu sözleşmeler Çinli firmalara devredilebilir.
Ancak madalyonun diğer yüzünde Hindistan kilit ortak olmaya devam ediyor. Yani Muizzu çok fazla gerginlik yaratmak istemeyebilir. Ve Hindistan ile Çin’i birbirine karşı oynamayı da tercih edebilir. Muizzu zaten Yeni Delhi ile ilişkileri bozmaya çalışmayacağının, ülkenin ikili ilişkilerini dengeleyeceğinin ve muhtemelen diğer Maldivler cumhurbaşkanlarının yaptığı gibi ilk uluslararası ziyaretini Hindistan’a yapacağının sinyallerini de vermişti. Tüm bunları zaman gösterecek.