Çevirmenin notu: Siyonizm ile Yahudilik (Yahudi dini) arasındaki ilişki paradoksal ve karmaşık. İlk günlerinde Siyonizm görünürde tamamen seküler bir siyasi hareketti. Yani görünürde. Gerçekte ise egosu seküler olsa da id’i her zaman dinci olmuştur. Ve son zamanlarda, ikincisi bedeni tamamen ele geçirdi ve İsrail asıl kimliğiyle yeryüzünde terör estiriyor.
Modern İsrail devletini güçlendiren her hadise, Hıristiyan Siyonistlerin gözünde hem eskatolojik senaryonun sinyalini vermeye ve bunu gerçekleştirmeye hem de Tanrı’nın rızasını sağlamaya hizmet ettiğinden Hıristiyan Siyonistler İsrail devletinin yayılmacı hedeflerinin hevesli destekçileri.
Hristiyan Siyonistler Yahudiler hakkında ne düşünür?
Gelişen teoloji İsrail’e yönelik politikayı etkiledi
Elle Hardy
Unherd
4 Aralık 2023
Jerry Seinfeld, 2018 yılında ailesini “İsrail ordusu ile savaş oyunları oynamak” için Batı Şeria’daki bir “terörle mücadele fantezi kampına” götürdüğünde, tepkiler ivedi ve coşkulu oldu. Merakımı yenemeyerek ertesi yıl tartışmalı Guş Etzion yerleşimine ben de gittim. Orada, Seinfeld gibi, bir grup Amerikalı turistle birlikte sahte tüfekleri elime alırken, kare çeneli eski bir İsrail ordusu komutanı bize “teröristlerle nasıl savaşılacağını” öğretmek üzere tasarlanmış bir dizi tatbikat yaptırdı.
Yarı yolda komutanımız durakladı ve neden bir grup Amerikalının İsrail’e bir şeyler vurmaya geldiğini sordu, ne de olsa istediğimiz zaman ateş etmeye gidebiliyoruz. Herkes güldü. Turistler için kampın fantezisinin bir silahı ateşlemekle ya da bir “teröristi” öldürmekle hiçbir ilgisi yoktu; bu, kozmik bir mücadeleye sürekli olarak katılan bir devletin parçası olmayı hayal etmekle ilgiliydi. Silah arkadaşlarım Amerikalı Yahudiler değil, kendilerini bir noktada İsrail’de son bulacak zafere doğru ruhani bir yürüyüşte gören bir grup Hıristiyan Siyonistti.
Maryland Üniversitesi tarafından yapılan son kamuoyu yoklaması, Amerikalı Evanjelik Hıristiyanların Cumhuriyetçi Parti’nin İsrail’e dönük olumlu bakışını büyük ölçüde açıkladığını ortaya koydu; onlar olmadan Cumhuriyetçilerin bu konudaki tutumları Amerika’nın geri kalanına çok benziyor. Güney Baptist Konvansiyonu’nun bir kolu olan Etik ve Din Özgürlüğü Komisyonu, 7 Ekim’in ardından, 2 binden fazla kilise lideri tarafından imzalanan ve “İsrail’in daha fazla saldırıya karşı kendini savunma hakkını ve görevini tamamen desteklediklerini” ilan eden bir bildiride bu görüşleri temsil etti.
Amerikalı Evanjeliklerin Yahudi halkına karşı uzun ve karmaşık bir tarihi var; bu tarih 1948’de İsrail devletinin kurulmasıyla kayda değer ölçüde değişti. Bu, İsa’nın geri dönmesi için modern İsrail ulusunun yaratılması ve gelişmesi gerektiğini savunan Kıyamet ile ilgili iyi anlaşılmış bir kehanetin gerçekleşmesiydi.
Bu peygamberlik dünya görüşü açıkça Filistin topraklarını ele geçirmek anlamına geliyordu. Bugün El Aksa Camii’nin bulunduğu Kubbet-üs Sahra’nın yıkılması, Yahudilerin Tapınak Tepesi’ni yeniden inşa etmelerine olanak sağlayacak ve kehanete göre “kanunsuz olan” —genelde Deccal olarak anlaşılır— buraya girip kendini Tanrı ilan edecektir. Bu da Tanrı’nın kendini göstermesine ve sahte peygamberi yok etmesine yol açacaktır.
Ahir Zaman kehaneti çeşitli şekillerde yorumlanmakta ve hararetle tartışılıyor, ancak esasen İsa’nın yedi yıl sıkıntı içinde Dünya’ya hükmetmeden önce, Hıristiyanları kendinden geçme yoluyla cennete götürmek için geri döneceğini söylüyor. Bu inanç sistemine göre sadece Hıristiyanlar kurtulacak.
Peki bu durum Yahudileri nereye götürüyor? Amerikan din ve dış ilişkiler tarihçisi Daniel G. Hummel’a sordum. Hummel, 1956 yılında şu anda Kudüs Üniversitesi Koleji olarak bilinen Amerikan Kutsal Topraklar Araştırmaları Enstitüsü’nü kuran Evanjelik Hıristiyan teolog G. Douglas Young’ın müdahalesine işaret ediyor. Hummel, Young’ın Yahudi komşuları için Evanjelik Ahir Zaman anlayışının “gerçekten korkunç bir durum” olduğunu belirtiyor. Bunu aşmak için Young, yedi yıllık sıkıntının tam ortasında gerçekleşecek ve “tüm Yahudilerin Büyük Sıkıntı olarak adlandırılan, gerçekten çok kötü şeylerin yaşanacağı şeyden kaçmasına izin verecek” bir “ikinci mest” fikrini ortaya attı.
Young, o dönemde hem teolojik hem de siyasi açıdan oldukça marjinal bir figürdü ama yeni kurulan Yahudi devletiyle ortak bir neden bulma konusundaki ilk çalışmaları, nihayetinde ABD’nin İsrail’e dönük dış politikasını şekillendiren Hıristiyan Siyonizmin gelişen teolojisinin temelini attı. Nispeten yeni olan Yahudi-Hıristiyan mirası kavramı Soğuk Savaş döneminde işe yaramıştı. Allahsız komünistler Rusya ve Çin’i çoktan ele geçirmişti ve Arap milliyetçileri onlara sempati duyuyordu. İsrail, yaklaşan kızıl dalgaya karşı bir siper olarak görülmeye başlandı. 1945’ten önce Evanjelikler kendilerini dünyevi siyasetin üstünde gördükleri için çoğunlukla oy kullanmamışlardı. Vatansever Amerikalılar olarak Evanjelik liderler, komünist tehdidin ışığında dış politikayla yakından ilgilenmeye başladılar.
Fakat Hıristiyan Siyonizmi ve antisemitizm birbirini dışlamıyordu. 1972’de önde gelen Evanjelist Billy Graham ile Richard Nixon arasında geçen bir konuşmanın sızdırılan kayıtlarında Graham, Başkan’a şunları söylüyordu: “Tüm Yahudiler değil ama pek çok Yahudi benim çok iyi dostumdur, etrafımda pervane olurlar ve bana dostça davranırlar, zira İsrail’e dost olduğumu bilirler. Ama onların bu ülkeye yaptıkları hakkında özünde ne hissettiğimi bilmiyorlar. Onlarla baş edebilecek gücüm yok ama uygun koşullar altında ayağa kalkabilirim.”
Graham, Yahudilerin “akın akın” gelmesiyle ilgili duygularını dile getirdikten bir yıl sonra ve muhtemelen siyasi çıkarlar için, takipçilerinin Yahudileri insanları dönüştürme çabalarının dışında bırakmaları gerektiğini açıkça belirtti. Bu hareket o dönemde Evanjelikler arasında büyük tartışmalara yol açtı ama Evanjelikler ve İsrail arasında güçlü ilişkilerin temelini attı: Seksenli yıllara gelindiğinde, Binyamin Netanyahu da dahil gelecek vaat eden İsrailli politikacılar dua kahvaltılarına katılıyordu.
İyi İsrail-Amerikan ilişkilerinin ardındaki mantık Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra gelişti. Doksanlı yıllara gelindiğinde, bir zamanlar komünizme karşı siper olan devlet, artık radikal İslam ile mücadelede kritik bir öneme sahip olarak görülüyordu. Tüm duvarları ve sınırlarıyla İsrail, cihatla mücadele [tüm kehanet imalarıyla birlikte 11 Eylül’den sonra Amerika’da daha da acil hale gelen bir proje] konusunda her şeyi biliyordu. Ve o zamana kadar, artık Hıristiyan Siyonizmine sıkı sıkıya bağlı olan Evanjelik “ahlaki çoğunluk” Cumhuriyetçi seçmen koalisyonunun fazlaca tartışılan bir parçasıydı.
Pentekostal-Karizmatik gelenekten gelen Teksaslı vaiz John Hagee 2006 yılında, bugün 10 milyondan fazla üyesi olduğunu iddia eden güçlü lobi örgütü Christians United for Israel’i (CUFI) kurdu. Mevcut çatışmadan önce bile, İran ve Rusya’nın İsrail’e saldırmasından önce Hıristiyanların kendinden geçtiği ve Kıyamet’in başladığı “heyecan verici” bir hesap günü geleceği kehanetinde bulunan coşkulu vaazlar verdi. Bu, Hezekiel’de anlatılan ve Tanrı’nın bir dizi doğal afet yoluyla yabancı istilacılara karşı varlığını duyuracağı ve İncil topraklarının yıkımına yol açacağı oldukça tartışmalı bir pasaja yapılan bir göndermedir. İsrail için Birleşmiş Hıristiyanlar 7 Ekim’den sonra Hamas’ı “İsrail’e ne yaparsanız Tanrı da size onu yapar. Sevinç gelecek, zira İsrail’i gözeten ne miskinlik eder ne de uyur,” diye uyarmıştı.
Donald Trump 2018 yılında ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşırken işte bu Hıristiyan Siyonistlere kur yapıyordu. Resmi bir açıklamada bunu “barış sürecini ilerletmek ve kalıcı bir anlaşmaya doğru çalışmak için gecikmiş bir adım” olarak nitelendirdi. Ancak Trump hazırlıksız konuşurken daha kurnaz bir siyasi hesap ortaya koydu. 2020’de Wisconsin’de düzenlenen bir mitingde “Bu Evanjelikler için,” dedikten sonra “Evanjeliklerin bundan Yahudilerden daha fazla heyecan duyduğunu” söyleyerek hayretini dile getirdi. Bir papazın o dönemde açıkladığı üzere, İsrail’in siyasi sınırlarının yeniden kurulması “ahir zamanları harekete geçirir”.
Fakat bu fenomenin uzmanı Walker Robins, “Hıristiyan Siyonizminin bir yelpaze olduğunu anlamak önemli,” diyor; çoğu Evanjelik için bu, “önceliğin Yahudi halkının yanında durmak olduğu” anlamına geliyor. Ancak diğerleri, her zaman kolayca tespit edilemeyen “bir şekilde klasik, antisemitik mecazlar kullanmaktadır”. İsrail ordusunun fantezi kampına yaptığım ziyareti düşündüğümde, oradaki Hıristiyan Siyonistlerin yoğun filosemitizmi tedirgin ediciydi. Amerikalı lider bize “her Yahudinin birer mucize olduğunu” ve bu nedenle “İsrail ulusunun her yerinde mucizelere” tanıklık ettiğimizi söylemişti.
Tarihsel olarak, Yahudiler çoğu zaman insandan daha az insan olarak tasvir edilmiştir; bugünün Hıristiyan Siyonistleri onları insanüstüleştirmektedir; bu geçmişe göre bir gelişme olabilir ama yine de antisemitiktir. Evanjelik düşüncenin bazı ekollerine göre, Yahudiler kehanetin gerçekleşmesine giden yolda kritik altyapı olarak korunmalıdır. Robins’in de işaret ettiği gibi, bu anlayışta “Yahudiler belirli bir amaç için vardır,” ancak kendileri harcanabilir araçlardır: Sona giden gerçek bir araçtırlar.