ORTADOĞU

‘İran’a askeri harekat giderek zorlaşıyor’

Yayınlanma

Netanyahu, İran’ın uranyum zenginleştirme oranını %84’e çıkardığına dair iddialardan sonra yaptığı açıklamada, Tahran’ı caydırmanın en gerçekçi yolunun askeri tehdit ve harakat  olduğunu ileri sürdü, “Ne kadar uzun süre beklersek bunu yapmak o kadar zorlaşır. Çok uzun süre bekledik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tel Aviv’de düzenlenen Hartog Ulusal Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, İran’ı nükleer amacından caydırmanın en iyi yolunun inandırıcı bir askeri tehdit olduğunu ancak uzun süre bekledikçe bunu yapmanın zorlaşacağını söyledi: “Haydut ulusların nükleer silah geliştirmesini durduran tek şey, inandırıcı bir askeri tehdit veya inandırıcı bir askeri harekattır. Bunu, felç edici ekonomik yaptırımlarla birleştirebilirsiniz, ancak bu yeterli bir unsur değil. Çoğu zaman yeterli unsur inandırıcı bir askeri harekattır. Ne kadar uzun süre beklersek bunu yapmak o kadar zorlaşır. Çok uzun süre bekledik.”

Netanyahu, İsrail’in 1981’de düzenlediği hava saldırısıyla Irak’a ait Osirak nükleer deneme reaktörünü imhasına ve 2007’de Suriye’de nükleer reaktör olduğundan şüphelenilen bir tesise yönelik saldırısına atıfta bulunarak tarihsel olarak Irak ve Suriye’nin nükleer faaliyetlerinin İsrail askeri gücü tarafından engellendiğini söyledi.

‘Nükleer anlaşma İsrail sayesinde imzalandı’

Libya’nın ABD’nin olası saldırısından korkusuyla nükleer silah arayışından vazgeçtiğini belirten Netanyahu buna karşılık Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin nükleer emellerini hız kesmeden sürdürdüğünü söyledi. Netanyahu, Tahran’ın Körfez Savaşı’ndan sonra ABD’nin Irak’a girerken ülkesini işgal edeceği korkusuyla nükleer programını askıya aldığını ileri sürdü. Netanyahu, altı büyük ülkenin Tahran ile 2015’te Kapsamlı Ortak Eylem Planı imzalamasının bile inandırıcı İsrail askeri tehdidi sayesinde mümkün olduğunu iddia etti: “İran, ‘Biz bir şey yapmazsak (Batı) Kudüs’teki bu çılgın onları bombalayacak’ diye düşündü. Yani İran masaya böyle geldi ama sonra berbat bir anlaşma yaptılar. İran’ın nükleer silah edinmesini engellemek için elimden gelen her şeyi yapacağımı söyleyebilirim. Bu sadece İsrail’in değil, Amerika’nın ve tüm dünyanın çıkarınadır.”

Yüzde 84′ iddialarını İran reddediyor

Bloomberg, ismi açıklanmayan iki üst düzey diplomata dayandırdığı haberinde, İran’ın nükleer tesislerini denetleyen uluslararası müfettişlerin tesislerde yüzde 84 saflıkta zenginleştirilmiş uranyum tespit ettiğini duyurmuştu. İddiaları reddeden İran ise “Zenginleştirme işlemi sırasında yüzde 60’ın üzerinde uranyum parçacığı veya parçacıklarının bulunması, yüzde 60’ın üzerinde uranyum zenginleştirildiği anlamına gelmez. Şu ana kadar yüzde 60’ın üzerinde zenginleştirme yapmadık” demişti. Uranyumun yüzde 20 ve üzerinde zenginleştirilmesi nükleer bomba elde etmeye imkan sağlayacak yüzde 90 saflıkta parçalanabilir uranyuma ulaşmak için önemli bir aşama olarak kabul ediliyor.

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015’te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, Tahran’a yüzde 3,67 uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürme izni veriyordu.

Ancak Trump başkanlığındaki ABD’nin 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmesi ve yaptırımları geri getirmesinden bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini durduran İran, ilk olarak Natanz’da 17 Nisan 2020’de yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirdiğini duyurmuştu. İran, 22 Aralık 2022’de de Fordo’daki uranyum zenginleştirme merkezinde uranyumu yüzde 60 zenginleştirmeye başladığını açıklamıştı.

Çok Okunanlar

Exit mobile version