İranlı üst düzey bir yetkili Reuters’a yaptığı açıklamada Tahran’ın, Körfez Arap ülkelerine, hava sahalarını veya askeri üslerini İran’a karşı kullandırmalarının “kabul edilemez” olacağını ilettiğini ve böyle bir adımın karşılık bulacağını konusunda uyardığını söyledi. Yetkili ayrıca, İsrail’in İran’a saldırması durumunda Körfez ülkelerinin petrol piyasalarını dengelemek için yapacakları herhangi bir hamlenin, şu ana kadar yapılan görüşmelerin bir parçası olmadığını belirtti.
Bu açıklamalar, geçen hafta İran’ın gerçekleştirdiği füze saldırısına karşı İsrail’in olası misillemesi konusundaki endişeler artarken geldi. İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Suudi Arabistan ve Katar da dahil diğer Körfez ülkeleriyle temasta bulundu.
Bu temaslar, geçen hafta Katar’daki bir konferans sırasında İran ve Körfez Arap ülkeleri arasında yapılan görüşmelerin ardından geldi. Körfez ülkeleri, Tahran’a İsrail ile herhangi bir çatışmada tarafsız kalacaklarına dair güvence verdiler.
Reuters’a konuşan üst düzey İranlı yetkili İran, “Herhangi bir Körfez ülkesinin hava sahası veya askeri üslerinin Tahran’a karşı kullanılması durumunda, bunun tüm grup tarafından atılmış bir adım olarak görüleceğini ve Tahran’ın buna uygun şekilde yanıt vereceğini net bir şekilde belirtti” dedi.
Yetkili şöyle devam etti: “Mesajda İsrail’e karşı bölgesel birliğin gerekliliği ve istikrarın güvence altına alınmasının önemi vurgulandı. Ayrıca, İran’a karşı eylemler için bir bölge ülkesinin hava sahasının kullanılmasına izin vermek gibi İsrail’e yapılacak herhangi bir yardımın kabul edilemez olduğu da açıkça ifade edildi.”
“OPEC tartışmaların bir parçası değil”
Öte yandan İranlı yetkili, Tahran’ın herhangi bir gerginlik sırasında İran üretiminin kesintiye uğraması halinde Körfez Arap petrol üreticilerinin üretimi artırması konusunu tartışmadığını söyledi.
ABD haber sitesi Axios geçen hafta İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde İsrail’in misilleme olarak İran’daki petrol üretim tesislerini hedef alabileceğini bildirmişti.
Suudi Arabistan’ın fiilen liderliğini yürüttüğü Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), İsrail’in misillemesi sonucu İran’ın bazı tesislerinin devre dışı kalması halinde bu ülkedeki arz kaybını telafi edebilecek yeterli yedek petrol kapasitesine sahip.
OPEC’in yedek kapasitesinin büyük bölümü Körfez bölgesinde bulunuyor. İran Körfez’deki petrol tesislerine saldırma tehdidinde bulunmadı ancak daha önce “İsrail destekçilerinin” doğrudan müdahale etmesi halinde bölgedeki çıkarlarının hedef alınacağı uyarısında bulunmuştu.
En büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan son yıllarda Tahran’la siyasi bir yakınlaşma yaşadı ve bu da bölgesel gerginliklerin azalmasına yardımcı oldu, ancak ilişkiler zor olmaya devam ediyor.
Suudi Arabistan, 2019’da Abqaiq’teki kilit rafinerisine düzenlenen ve küresel petrol arzının %5’inden fazlasını kısa süreliğine durduran saldırıdan bu yana İran’ın petrol tesislerine yönelik bir saldırısından çekiniyor. İran bu saldırıda dahli olduğu iddialarını reddetmişti.
Körfez’deki Batılı bir diplomat, geçen hafta perşembe günü Doha’da yapılan Körfez-İran toplantısında İran’ın İsrail saldırısı karşısında bölgesel birlik çağrısında bulunduğunu ve Körfez ülkelerinin tarafsızlığını asgari bir gereklilik olarak gördüğünü açıkça ifade ettiğini söyledi.
Diplomat, İran’ın bir İsrail saldırısı durumunda her bir Körfez ülkesinin nasıl tepki vereceğini ve ülkelerinde bulunan ABD üslerinin nasıl kullanıldığını yakından izleyeceğini açıkça belirttiğini söyledi.
Bahreyn, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ABD askeri tesislerine ya da birliklerine ev sahipliği yapıyor.