İsrail güçleri Gazze Şeridi’nin merkezindeki mülteci kamplarına yönelik kara harekâtını yoğunlaştırdı.
Hafta başında Maghazi kampı yakınlarındaki hedefleri vuran İsrail, çarşamba günü Bureyc ve Nusayrat kamplarında yaşayan sivillere burayı boşaltmaları ve Gazze’nin ikinci bir merkezi kasabası olan Deyr el-Balah’a gitmeleri talimatını verdi. Ancak Deyr el-Belah’ta da çatışmalar devam etti ve İsrail ordusu sivillerin ayrılmasına izin vermek için çarşamba sabahından itibaren sadece bir mahallede çatışmalara dört saat ara vereceğini söyledi.
İsrail’in bir sonraki saldırısının nereye olacağına dair belirsizlik, İsrail’in boşaltılmasını istemediği bölgelerde bile pek çok sakinin başka bölgelere gitmesine neden oldu.
Nusayrat kampında yaşayan 35 yaşındaki sosyal medya danışmanı Osama Humaid, Wall Street Journal’a verdiği “Bölgemin güvenli olmadığını biliyorum ama nereye gitmem gerektiğini bilmiyorum” dedi. Oturduğu blok İsrail’in boşaltılmasını istediği bölgeler arasında değildi. İsrail sivillere komşu bloğu terk etmelerini söylediği için, yine de kaçmayı düşünüyordu. Oysa İsrail’in sivillerden gitmelerini istediği Deyr el-Belah zaten aşırı kalabalıktı. Humaid, “Nusayrat ya da Maghazi’deki tüm bu insanlar nereye gitsin” dedi.
İsrail, 7 Ekim’de Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonuna karşı başlattığı Gazze’deki saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 21 bine yaklaştı. Birleşmiş Milletler’in Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA’ya göre, İsrail’in askerî harekâtı başladığından bu yana 1 milyon 900 bin kişi yani Gazze nüfusunun %85’inden fazlası, bazıları birden fazla kez, yerinden edildi.
İsrail Gazze’deki sivil kayıpları sınırlandırmak için artan uluslararası baskıyla karşı karşıya ancak Hamas’ın geniş yeraltı tünel ağı da dahil sivil merkezlerin içine ve altına yerleşme stratejisinin savaşı karmaşıklaştırdığını iddia ediyor. İsrail ordusunun baş sözcüsü Daniel Hagari salı günü geç saatlerde yaptığı açıklamada İsrail’in Gazze’nin merkezinde ve ordunun ana yollar üzerinde operasyonel kontrolü ele geçirmeye çalıştığı güneydeki Han Yunus kentinde yürüttüğü savaşta “yeni yöntemler ve farklı kuvvet bileşimleri kullandığını” söyledi. Daha fazla ayrıntı vermedi.
Eski bir üst düzey İsrail istihbarat yetkilisi olan Shalom Ben Hanan, Gazze’nin merkezindeki kampların, beş tugayından birini tünellerin altına yerleştirmiş olan Hamas’ın kökünü kazıma planının bir parçasını oluşturması açısından önemli olduğunu söyledi. Merkez kampların kontrolünün ele geçirilmesinin kuzeydeki İsrail kara birlikleri ile Han Yunus’taki faaliyetler arasında kesintisiz bir kontrol hattı oluşturacağını söyledi.
Gazze’deki kara saldırılarının İsrail güçlerine verdiği zarar giderek artıyor. Pazartesi gününden bu yana on iki İsrail askeri öldürüldü ve işgalin başlangıcından bu yana İsrail’in Gazze’deki kayıp sayısı 164’e ulaştı. İsrail ordusuna göre 870’den fazla İsrail askeri de yaralandı.
Gazze’deki mülteci kampları savaş sırasında özellikle savunmasız kaldı. Dünyanın başka yerlerindeki mülteci kamplarının aksine Gazze’deki kamplar çadır kent değil. Bölgedeki mülteci kampları başlangıçta, İsrail devletinin kurulmasının ardından 1948 Arap-İsrail savaşı sırasında evlerinden sürülen 750 bin den fazla Filistinlinin yaklaşık 250 binini geçici olarak barındırmak için kurulmuştu. Yaklaşık 1 milyon 700 bin Gazzeli, yani Gazze Şeridi’nde yaşayanların yaklaşık dörtte üçü, kayıtlı mülteci ve vatansız.
Gazze’deki sekiz kamp uzun zamandan beri kalıcı hale geldi ve dünyanın en yoğun nüfuslu yerleşim yerlerinden bazılarını oluşturuyor. Apartman blokları, dükkanlar ve pazarlar dar sokaklarla birbirine bağlanıyor. On yıllar boyunca Gazze’nin nüfusu arttıkça kamplar da denetimsiz bir şekilde büyüdü. UNRWA’ya göre birçok yapı sağlam değil ve kamp sakinlerinin yaklaşık %95’i mevcut çatışmalar başlamadan önce bile temiz suya erişimden yoksundu.