Görüş

İsrail ve Hizbullah arasındaki sessizliğin kırılgan dengesi

Yayınlanma

Güney Lübnanlılar evlerine dönebilmek için sabırsızlıkla ateşkesin bitmesini ve anlaşıldığı üzere İsrail’in işgal ettiği Lübnan topraklarını terk etmesini bekledi. 26 Ocak Pazar sabahı ateşkesin bitmesi ile evlerine dönmek isteyen Lübnanlılar, İsrail’in mermilerine hedef oldular. İsrail, işgal ettiği Lübnan’dan ayrılmayacağını açıkladı ve ABD’nin desteği ile ateşkesin 18 Şubat’a kadar uzamasını sağladı.

Hizbullah’ın Gazze’ye Desteği

Hizbullah 8 Ekim 2023’te, İsrail’in işgali altındaki Şebaa Çiftlikleri’ndeki mevzilere güdümlü roketler ve top mermileri fırlatarak İsrail ile çatışmaları başlattı. Bu saldırılar, bir gün önce Hamas’ın İsrail’e yönelik Aksa Tufanı Operasyonu ve bunun üzerine İsrail’in Gazze Şeridi’ne başlattığı operasyonların hemen ardından gerçekleşti. Hizbullah, Gazze’ye destek amacıyla İsrail’e ikinci bir cephe açtığını açıkladı. Karşılıklı saldırılar sonucunda İsrail’in kuzeyindeki yerleşimciler ile Lübnan’ın güneyindeki siviller evlerini geride bırakıp, nispeten güvenli yerlere göç etmek zorunda kaldılar.

İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmalar, 27 Kasım 2024’te varılan 60 günlük bir ateşkes anlaşmasıyla sona erdi. Bu anlaşma kapsamında, Hizbullah savaşçılarının Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmesi ve İsrail’in güney Lübnan’da Mavi Hattın güneyine çekilmesi öngörüldü. İsrail, ateşkesi 813 defa kara, 634 defa hava, 7 defa da deniz yoluyla olmak üzere 1,454 kez ihlal etti.

İsrail’in, Hizbullah’ı silahsızlandırmak, Hizbullah ve silahlarını sınırdan uzaklaştırmak için Lübnan ordusunun sınır boyunca tamamen konuşlanmasını sağlamak amacıyla, 60 günlük süre zarfında Lübnan’dan çekilmesi gerekiyordu. Bu süre 26 Ocak 2025 pazar sabahı sona erdi, ancak İsrail ordusu hâlâ bölgede konuşlanmış durumda. İsrail güçlerinin evlerine dönmek isteyen en az 24 kişiyi öldürmesi, 14 kadın ve 12 çocuk olmak üzere toplam 134 kişiyi yaralanmasının ardından gerginlik yüksek seviyede.

Yaralanan ve ölenlerin bir kısmı Hizbullah destekçisiydi. Pazar günü yaşananlar bir bakıma direnişin meydan okuma gösterisiydi, ancak bu durum aynı zamanda geçen yılki savaş nedeniyle ciddi şekilde zayıflamış olan Hizbullah’ın yok edilmediğine ve hâlâ bu ülkede etkisi olduğuna dair bir mesaj olarak görüldü. Çocuklar, kadınlar, erkekler Merkeva tanklarına karşı ellerindeki Hizbullah bayraklarını salladı.

İsrail’in suikastı ile hayatını kaybeden Hizbullah eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın cenaze merasiminin 16 Şubat’ta yapılması planlanıyordu. Ateşkesin bu tarihin ötekisine ertelenmesi ile muhtemelen Nasrallah’ın cenaze töreni de ileri bir tarihe alınacak.

Lübnan’ın Tavrı

Lübnan ordusu, halkı güney Lübnan’a dönmemeleri konusunda uyarmaya çalıştı. İsrail ordusu da bu konuda net bir tavır sergileyerek, insanların köylerine dönmesine izin vermeyeceklerini açıkça ifade etti.

İsrail ordusu, Lübnan ordusunun güney Lübnan’da görevini yerine getirmediğini ve Hizbullah’ın silahsızlandırılması ile askeri altyapısının ortadan kaldırılmasının sağlanmadığını iddia ediyor. Bölgede yeterli Lübnan askeri birliğinin bulunmadığını ve Hizbullah’ın hâlâ bölgede varlık gösterdiğini öne sürüyor. Ancak bu iddialar, ateşkesi izleyen ABD öncülüğündeki uluslararası komite tarafından doğrulanmış değil.

Lübnan ordusu ise güneyde tam anlamıyla konuşlanabilecek güçte olduğunu savunuyor. Fakat İsrail birliklerinin hala bölgede bulunması, Lübnan ordusunun bu alanlarda etkili bir şekilde varlık göstermesini engelliyor. Bu durum, ülkenin yeni cumhurbaşkanı ve aynı zamanda ordunun eski Genelkurmay Başkanı olan Joseph Aoun için büyük bir zorluk teşkil ediyor. Aoun, İsrail’in bu anlaşmayı ihlal ettiğini belirterek, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir görüşme gerçekleştirdi. Fransa, bu ateşkes anlaşmasının garantörlerinden biri konumunda. Ancak Lübnan devleti genel olarak zayıf bir durumda ve İsrail ordusuna karşı doğrudan bir mücadele yürütecek güce sahip değil. Hizbullah son savaşta ciddi anlamda zayıfladı.

Bölgede artık daha çok halkın protestoları ön plana çıkmış durumda. Hizbullah’ın yeniden bir savaşı başlatması durumunda, İsrail’in geniş çaplı bir hava bombardımanına girişmesi muhtemel görünüyor. Bu nedenle Lübnan, ateşkesin devam etmesine razı olmak mecburiyetinde.

İsrail Basını ve Trump Ne Diyor?

İsrail medyası, Lübnan ile imzaladıkları anlaşmanın başarısız ve zayıf olduğunu düşündükleri için öfkeli ve hayal kırıklığına uğramış durumda. Bu savaşı kazandıklarını ancak ateşkes anlaşmasının silahsızlandırılmış bir bölge veya tampon bölge içermediği için eksik olduğunu düşünenler çoğunlukta. Kuzeyli yerleşimcilerin Hizbullah bayrakları sallayan Lübnanlı sivilleri görebilecekleri bir mesafedeyken evlerine geri dönmekte tereddüt ettiklerini ve güvende hissetmediklerini savunuyor.

Trump yönetimi, İsrail’in bölgedeki varlığını destekliyor. Nitekim Lübnan ve İsrail’den önce Beyaz Saray, İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkesin 18 Şubat’a kadar uzatılacağını duyurdu. Beyaz Saray’a göre, Hizbullah hâlâ bir tehdit oluşturuyor. Ancak bu durum, Lübnan halkının evlerine dönme konusundaki kararlılığını kırmış değil.

Bakalım 18 Şubat’ta işgal sona erecek mi, ateşkes yine uzatılarak işgal devam mı edecek yoksa savaşa kaldığı yerden devam mı edilecek? Muhtelemen, Lübnan Ordusu’nun hazır olmadığı gerekçesi ile ABD’den aldığı destek ile İsrail, Lübnan topraklarını işgale devam edecek ve tüm taraflar bir sonraki raunda hazırlanmaya başlayacaklar.

Çok Okunanlar

Exit mobile version