Hizbullah’ın üst düzey liderlerine yapılan suikast ve savaş hukukunu ayaklar altına alarak yağdırdığı bombalara rağmen İsrail, Lübnan cephesindeki savaşın ana hedeflerinden hiçbirine ulaşamadı. Ne Hizbullah’ın İsrail’e saldırıları önlenebildi ne de kuzey sakinleri evlerine döndürülebildi. İsrail’in sahada kazandığı taktiksel başarılar hedeflerine ulaşmasına yetmeyince ateşkese razı olmak zorunda kaldı.
Saatler içinde ilan edilmesi beklenen İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes öncesi taraflar saldırılarını artırırken İsrail’in aşırı sağcı bakanların ateşkese karşı çıkması son dakikada anlaşmanın iptal edilebileceği ihtimalini doğurdu.
Birçok ajansa yansıyan ve Lübnan, ABD ve İsrail’den yetkililere dayandırılan haberlere göre ateşkes anlaşmasının bugün ABD ve Fransa tarafından duyurulması bekleniyor. Öncesi hem İsrail hükümeti hem de Lübnan hükümeti toplanacak ateşkesi görüşecek.
Lübnan Sağlık Bakanlığı İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarında dün en az 22 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. İsrail bu sabah da Lübnan’ın güneyini bombaladı. Ayrıca Beyrut’un güney banliyölerinde bazı binaları vurdu ve İsrail ordusu buradaki saldırıda üst düzey Hizbullah komutanını öldürdüğünü iddia etti.
Hizbullah da İsrail’in kuzey bölgelerine saldırılarını artırdı. Bazı bölgelerde eğitime ara verilirken yetkililer saldırılar nedeniyle yeni önlemler alındığını duyurdu.
Lübnan ve ABD’den verilen olumlu mesajlara rağmen Netanyahu’nun koalisyon üyelerinden gelen itirazlar ateşkes anlaşmasının son dakikada iptal olabileceğine işaret ediyor. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir anlaşmanın “büyük bir hata” ve “Hizbullah’ı ortadan kaldırmak için kaçırılmış tarihi bir fırsat” olacağını söyledi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise “Anlaşma yok, eğer imzalanırsa da imzalı bir kağıttan daha büyük bir değere sahip olmayacak. Hizbullah’ı parçaladık ve parçalamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Sadece aşırı sağcı bakanlar değil Netanyahu’nun partisinden milletvekilleri ve muhalif liderler ile kuzeydeki belediye başkanları anlaşmaya tepki gösterdi.
Netanyahu’nun partisi Likud üyesi ve Güvenlik Kabinesi üyesi Avi Dichter, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Hizbullah ile ateşkes konusunda karar vermek için yeterli detayları bilmediğini belirterek, ateşkesi “BMGK’nin 1701 sayılı kararının aynısı olması halinde” desteklemeyeceğini kaydetti.
İsrail’in kuzeyinde Lübnan sınırında yer alan Metula yerleşim birimi Belediye Başkanı David Azoulay, Kanal 12 televizyonuna yaptığı açıklamada, Hizbullah ile ateşkes anlaşmasının “teslim olma anlaşması” olduğunu savundu.
Lübnan sınırındaki Kiryat Shmona yerleşim birimi Belediye Başkanı Avichai Stern de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Hizbullah ile ateşkes anlaşmasının “kuzeyde 7 Ekim saldırısının tekrarını hızlandırdığı ve bunun olamayacağını” öne sürdü. Stern, ateşkes anlaşmasını eleştirerek, “Tam zaferden tam teslimiyete nasıl geçtiğimizi anlamıyorum” ifadelerine yer verdi.
Muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz da Netanyahu’ya Hizbullah ile ateşkes anlaşmasını kamuoyuyla paylaşması çağrısında bulundu.
İsrail muhalefetindeki Evimiz İsrail Partisi lideri Avigdor Liberman da anlaşmaya karşı çıkarak, “Lübnan ile yapılan anlaşmanın İsrail açısından korkunç olduğunu” savundu.
Ateşkes önerisi, İsrail’in Lübnan’ın güneyinden birkaç gün içinde askerlerini çekmesini, Beyrut’un ise sınırda asker konuşlandırmasını ve Hizbullah savaşçılarının Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmesini öngörüyor. Bu süreçte, ateşkesin uygulanmasını denetlemek için ABD’nin öncülüğünde bir komite kurulacak.
Temel anlaşmazlık noktası İsrail’in talep ettiği “meşru müdafaa hakkı.” Netanyahu, anlaşma ile ateşkesin uygulanmaması ya da bozulması durumunda İsrail’in Lübnan’a yönelik operasyon özgürlüğünü garanti altına almak istiyordu. Ancak Lübnan, bu talebi kesin bir şekilde reddediyor.
The National’a göre şöyle bu anlaşmazlığın çözülmesi için şöyle bir formül önerildi: İsrail, şikayetlerini ateşkesi denetleyecek uluslararası komiteye iletecek ve komite bu şikayetleri Lübnan Ordusu ve UNIFIL’e iletecek ve şikayetlerin giderilmesi için İsrail müdahale etmeden önce son bir tarih belirlenecek. Kaynaklar bu çözümün hâlâ tartışıldığını söylüyor.
Anlaşma, İsrail’in Lübnan’ın güneyine başlattığı kara saldırısının amaçlarından biri olan “tampon bölge”yi içermiyor. İsrail Lübnan’ın güneyinde oluşturacağı tampon bölge sayesinde İsrail’in kuzey bölgelerini Hizbullah’ın menzilinden çıkaracağını düşünüyordu. Ayrıca İsrail, 7 Ekim’den sonra kuzeydeki evlerini terk etmek zorunda kalan on binlerce kişinin nasıl ve ne zaman evlerine döneceği ile ilgili bir plan hazırlamış değil.
İsrail’in Hizbullah liderlerine suikast düzenleyerek ve karadan işgale başlayarak kazandığı taktiksel başarılara rağmen Lübnan’daki savaş hedeflerinden hiçbirine ulaşamamış olması dikkat çekiyor. Hedeflerine ulaşamamasına rağmen ateşkese razı olmasının ocak ayında koltuğu devralacak olan ABD Başkanı Donald Trump’ın Netanyahu’ya göreve gelmeden önce savaşı bitir telkinin önemli payı var. Ancak daha da önemlisi İsrail ordusunda baş gösteren savaş yorgunluğu ve asker sıkıntısı. Ordunun Lübnan’da savaşmak istemediği ve hem verilen ağır kayıpların hem de zorunlu askerlik tartışmalarının motivasyonu iyice düşürdüğü biliniyor.