İsveç’te eski başbakan ve Sosyal Demokrat lider Magdalena Andersson, 1 Mayıs İşçi Bayramı konuşması öncesinde düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Birliği’nin ‘demokrasi açısından güvence altında’ olması ve aksi yönde hareket eden ülkeleri ihraç edebilmesi gerektiğini söyledi.
Yaklaşan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesinde çarşamba günü yaptığı açıklamada Andersson, “AB inandığımız şeylerin arkasında durmalıdır: insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi,” dedi.
İsveçli siyasetçi, üye olmak isteyen ülkelerin belirli şartları yerine getirmesi gerektiğinden, demokrasinin gelişiminde geriye giden ülkelerin daha sert tedbirlerle karşı karşıya kalmasının normal olduğunu savundu.
Andersson, “Uslu durmayan ülkelerle başa çıkmak için daha fazla ve daha keskin araçlar istiyoruz,” diyerek yaptırımların bugün olduğundan daha net ve sert olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Polonya’da geçen yıl seçilen Başbakan Donald Tusk hükümetine atıfta bulunan Sosyal Demokrat lider, “Polonya’da demokrasiyi yeniden güçlendirmek isteyen yeni bir hükümet olmasına rağmen AB tarafından dışlanan iki ülke Macaristan ve Polonya’dır,” dedi.
İsveçli siyasetçinin önerilerinden biri, AB’nin artık ‘demokrasi’ olarak kabul edilemeyecek ülkeleri birlikten atabilmesi. Andersson, “AB ülkelerinin dışlanmasını istemiyoruz, fakat nihai sonuç olarak bunu mümkün kılacak kurallar olmalı,” dedi.
Andersson ayrıca ‘demokratik ilkeleri tehdit eden’ ülkeler için daha net bir yaptırım silsilesi oluşturulması ve üye devletlerin Schengen’den uzaklaştırılmasının mümkün kılınması çağrısında bulundu.
Andersson’un önerileri arasında, basın özgürlüğü, sendikal haklar ve sivil özgürlükleri ihlal ettiğini söylediği ‘hukukun üstünlüğüne saygı göstermeyen’ ülkelerden para kesilmesinin kolaylaştırılması da yer alıyor.
Andersson’un önerileri bugün için imkansız ve AB anlaşmalarının yeniden yazılmasını gerektiriyor fakat Sosyal Demokrat lider, önerisinin AB içinde demokrasiyi savunmak isteyen diğer üye devletler tarafından desteklenebileceği konusunda iyimserliğini koruyor.
Andersson, “Şimdi mesele diğer ülkelerin de bu öneriye katılmasını sağlamak için kamuoyunu harekete geçirmek,” diyerek sözlerini noktaladı.