GÖRÜŞ

Kamala Harris komünist mi?  

Yayınlanma

Çağla Üren

Trump’ın ve Harris’in ekonomi politikaları Amerikalılar için ne öngörüyor ve ne vaat ediyor?

Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık Seçimleri öncesinde Donald Trump’ın suikast girişimine uğramasının ardından gerilim yükselirken adaylar arasındaki atışmalar da yeni bir boyuta taşındı.

Son olarak Trump’ın, ekonomi planını açıklayan Kamala Harris’e “komünist” demesi hem Demokrat Parti içinde hem de küresel sol kamuoyunda bir tartışmanın fitilini ateşledi.

Cumhuriyetçiler Harris’in komünist olduğunu savunurken, Demokrat Parti’nin daha radikal üyeleri Harris’in sosyalist olmadığını, bu yüzden Bernie Sanders’ı desteklediklerini dile getiriyor.

Bu arada uzmanlar da Harris’in ekonomi planını masaya yatırıyor ve Demokrat adayın gerçekten komünist olup olmadığı tartışmasına dahil oluyor.

Peki Harris gerçekten de komünist mi veya açıkladığı ekonomi planı sosyalist bir politika mı?

Tarafların ekonomi planlarına bakış

Adaylar sıklıkla ekonomi politikalarına odaklanan konuşmalar yapıyor. Bu konuşmalardan yola çıkarak iki adayın ekonomi planlarının bir karşılaştırmasını yaparak başlayabiliriz. Ancak adayların seçilmeleri durumunda uygulayacaklarını söyledikleri bu planların Kongre onayı gerektireceğini de not etmek gerek.

  1. Bahşişler üzerindeki federal vergiler

Aslında hem Trump’ın hem de Harris’in kampanyası popülist bir eğilimi yansıtıyor. Örneğin iki aday da bahşişler üzerindeki federal vergilerin kaldırılması çağrısında bulundu. Trump fikri ilk açıklayan olduğu için rakibini kendisini taklit etmekle suçluyor. Hatta öneri, Trump’ın kampanya mitinglerindeki en sevdiği vaatlerden biri haline gelmiş durumda. Trump fikri ilk olarak haziran ayında, birçok konaklama ve hizmet çalışanının yaşadığı Nevada, Las Vegas’ta ortaya atmıştı.

Yale Üniversitesi’ndeki Bütçe Laboratuvarı’na göre, ABD’de 2023’te yaklaşık 4 milyon kişi bahşişli işlerde çalıştı, bu da tüm istihdamın yaklaşık yüzde 2,5’ine denk geliyor. Ancak bu iş kolundakilerin üçte birinden fazlası federal gelir vergisi borcunu ödeyemeyecek kadar az kazanıyor.

Trump hem federal gelir hem de bordro vergilerinin kaldırılması sözünü verirken, Harris sadece federal gelir vergileri üzerinde duruyor.

  1. Sosyal güvenlik yardımları üzerindeki vergiler

Trump ayrıca bir diğer etkili oy bloğuna, yani yaşlı vatandaşlara vergi indirimi teklif ediyor. Geçen ay Sosyal Güvenlik yardımlarındaki vergileri kaldırmak istediğini şu sözlerle duyurdu.

“Enflasyondan muzdarip sabit gelirli yaşlılara yardım etmek için Sosyal Güvenlik’e vergi uygulanmayacak. Bunu durduracağız.”

Öte yandan bir komite analizi, verginin kaldırılmasının federal açığı 2035’e kadar 1,6 trilyon ila 1,8 trilyon dolar artıracağını gösteriyor. Sosyal Güvenlik ve sosyal sağlık kurumu Medicare’in fonları daha erken tükenirse ve yardımlar kesilmek zorunda kalırsa birçok yaşlı sonunda zarar görebilir.

  1. Gümrük vergileri

Bunun yanı sıra Trump, Beyaz Saray’a dönerse daha fazla gümrük vergisi getireceğini söylüyor. Harris ise ticaret planlarından özel olarak bahsetmedi. Ancak Joe Biden-Harris yönetimi Trump dönemindeki gümrük tarifelerinin çoğunu devam ettirmiş ve hatta bazılarını artırmıştı.

Trump, tüm ülkelerden yapılan tüm ithalatlara en az yüzde 10’luk bir tarife, tüm Çin ithalatlarına da yüzde 60’ın üzerinde bir tarife eklenmesini istediğini dile getiriyor.

Eski başkan, yeni gümrük vergilerinin ülke içindeki işleri canlandıracağını ve geliri artıracağını iddia etse de ekonomistler bu gümrük vergilerinin tipik bir orta gelirli haneye yılda 1.700 dolara mal olabileceğini belirtiyor. Nitekim gümrük vergileri yabancı ülkeler tarafından değil, ABD ithalatçıları tarafından ödeniyor.

Amerikalılar Trump’ın yönetimi sırasında ithal güneş panelleri, çelik ve alüminyum ile Çin mallarına uyguladığı gümrük vergileri nedeniyle bugüne kadar 242 milyar dolardan fazla ödeme yaptı.

Mart ayında Trump, bir dönem daha kazanırsa ABD dışında üretilen tüm arabalara yüzde 100 yeni bir gümrük vergisi koyacağını söylemişti.

Mayıs ayında, Biden-Harris yönetimi de iki yıl içinde çelik ve alüminyum, yarı iletkenler ve elektrikli araçlar dahil olmak üzere belirli Çin malı ürünlere gümrük vergilerini artırma planını uygulamaya koymuştu.

  1. Vergi kesintileri

Eski başkan Trump, ana hedeflerinden birinin, ilk döneminin en önemli başarılarından biri olan 2017 Vergi Kesintileri ve İş Yasası’ndaki kapsamlı vergi kesintilerini genişletmek olduğunu da söylüyor. Zira halihazırda var olan bireysel gelir ve miras vergisi indirimleri gelecek yılın sonunda sona eriyor.

Trump konuyla ilgili bir konuşmasında, “Çalışanlara ve ailelere ekonomik rahatlama sağlamak için ek vergi kesintileri yapacağız ve bunları kalıcı hale getireceğiz” dedi.

Harris ise Biden’ın yılda 400 bin doların altında kazanan hiç kimseden vergi almama sözünü sürdüreceğini dile getiriyor. Trump’ın vergi kesintisi sözünü de eleştiren Harris, bir konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Donald Trump milyarderler ve büyük şirketler için mücadele ediyor. Ben de çalışan ve orta sınıf Amerikalılara için mücadele edeceğim.”

Harris’in planı 100 milyondan fazla Amerikalıya vergi indirimi sağlamak.

  1. Orta sınıf için vergi kredileri

Bunun yanı sıra Harris, çocuk bakımıyla ilgili vergi kredisini 2 bin dolardan 3 bin 600 dolara çıkarmayı ve bunu kalıcı hale getirmeyi talep edecek. Bu alandaki önceki iyileştirme 2021’de yürürlüğe girmişti. Ancak Biden maliyetler nedeniyle bunun süresini uzatamamıştı.

Harris’in planı ayrıca, yaşamlarının ilk yılında çocuk sahibi olan orta sınıf ve düşük gelirli aileler için 6 bin dolara varan yeni bir çocuk vergi kredisi eklemeyi öngörüyor.

Ayrıca 2025 sonunda sona ermesi planlanan ve daha cömert bir paket olan Uygun Fiyatlı Bakım Yasası prim sübvansiyonlarının uzatılmasını talep ediyor.

Öte yandan Harris epey maliyetli olacağı düşünülen bu planların ne kadar süreyle yürürlükte kalacağını açıklamadı.

  1. Konut krizi

Harris, ülkenin uygun fiyatlı konut eksikliğini gidermek için de bir plan duyurdu. Planın bir kısmı Biden’ın daha önce açıkladığı tekliflere dayanıyor.

Başkan yardımcısı, ilk kez ev sahibi olacaklar için 25 bin dolara kadar peşinat desteği sağlamayı vaat ediyor. Bu kesim için 10 bin dolarlık bir vergi kredisi de sağlanacak.

Harris ayrıca 3 milyon yeni konut birimi inşa edilmesini istiyor. İnşaatı teşvik etmek için de ilk kez ev sahibi olacaklara satılan ​​evler yapan inşaatçılara ilk vergi teşvikini verecek. Buna ek olarak, Harris, Biden yönetimi tarafından daha önce duyurulan fonun iki katı büyüklüğünde, 40 milyar dolarlık yeni bir inovasyon fonu oluşturmak istiyor.

Harris’in ABD’de kira maliyetlerini düşürmeyi amaçlayan teklifleri de var. Birincisi, ev sahiplerinin kiraları belirlemek için algoritma odaklı fiyat belirleme araçlarını kullanması engellenecek. İkincisi, vergi avantajlarını kaldırarak zengin yatırımcıları mülk satın almaktan ve kiraları toplu olarak artırmaktan caydırma hedefinde.

Trump ise konut açığını hafifletmek için federal arazilerin kullanılmasından bahsediyor. Bir basın toplantısında, “Konut inşaatı için federal arazileri açacağız” ifadelerini kullandı.

Harris de federal arazilerin açılması gerekliliğinden söz etmişti.

Bunun yanı sıra Cumhuriyetçi Ulusal Komite platformu, partinin ilk kez ev sahibi olacaklar için vergi teşvikleri ve destek sağlayacağını ve enflasyonu düşürerek ipotek oranlarını da azaltacağını söylüyor.

  1. İlaç maliyetleri

Son olarak Harris, reçeteli ilaç maliyetlerini azaltma çabalarına dayanan bir plan da duyurdu.

Buna göre insülin için mevcut cepten ödeme üst sınırının (aylık 35 dolar) ve reçeteli ilaçlar için yıllık 2 bin dolarlık cepten ödeme üst sınırının genişletilmesi öngörülüyor.

Harris ayrıca, milyonlarca kişinin tıbbi borçlarını iptal etmek istiyor. 

Dananın kuyruğunun koptuğu yer: Fiyat kontrolleri 

Hem Harris hem de Trump, Amerikalılar için bakkaliye ve diğer günlük ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını ele almaya odaklanıyor.

Trump Oval Ofis’e döndüğü ilk gün, tüm kurum başkanlarına ve kabine sekreterlerine “enflasyonu yenmek ve tüketici fiyatlarını hızla düşürmek için emrindeki her aracı ve yetkiyi kullanmaları” talimatını vereceğini söylüyor. Ayrıca petrol ve gaz üretimini artırarak fiyatları düşüreceğini birçok kez dile getirdi.

Harris ise şirketleri hedef alan ve market fiyatlarını düşürmeyi amaçlayan federal bir “fiyat sömürüsü yasağı” çağrısında bulundu. Bu çağrı uyarınca Federal Ticaret Komisyonu’nun, fahiş fiyatlar belirleyen şirketlere ağır cezalar getirmesi talep ediliyor.

Bazı şirketlerin krizleri fırsat bilerek fiyatlarını artırdığını ileri süren Harris, “Çoğu işletme iş yaratıyor, ekonomimize katkıda bulunuyor ve kurallara göre oynuyor, ancak bazıları yapmıyor. Ve bu doğru değil” diyerek fiyatların sabit tutulması konusunda kararlı olduğunu vurguladı.

Trump’ın Harris’i “komünist” diye nitelemesinin arkasında da bu fiyat kontrolü planı var. Cumhuriyetçi başkan adayı, “Yoldaş Kamala” diye tanımladığı Harris’in bu planını Venezuela ve Sovyetler Birliği’nde uygulanan politikalara benzettti:

“Ülkemizi mahvetmek istiyor. Yoldaş Kamala, felaket düzeyinde bir enflasyona neden olduktan sonra sosyalist fiyat kontrolleri uygulamak istediğini duyurdu. Bu komünisttir; bu Marksisttir; bu faşisttir.”

Nixon da aynı planı uygulamıştı

Cumhuriyetçiler, Harris ve aday arkadaşı Tim Waltz için “komünist” nitelemesini son dönemde giderek daha sık kullanıyor.

Harris’in ekonomi planı çoğu ekonomist tarafından “sosyal demokrat bir anlayış” olarak değerlendirilse de uzmanlar fiyat kontrollerinin tek başına sosyalist bir uygulama olmadığını vurguluyor.

Nitekim söz konusu plan, Cumhuriyetçi Başkan Richard Nixon tarafından 1970’lerde de uygulanmıştı.

Öyle ki Harris’in fiyat kontrolü vaatlerine karşı çıkanlar, gerekçe olarak Nixon’ın politikasının başarısızlıkla sonuçlanmasını öne sürüyor. Nixon’ın ücret ve fiyat kontrollerinin durgun enflasyon dönemine katkıda bulunduğunu savunuyorlar.

Örneğin Antitrust Education Project (Tekel Karşıtı Eğitim Projesi) başkanı Robert Bork Jr., “Harris’in kumarı, tıpkı Nixon’ın ücret ve fiyat kontrolleri gibi siyasi açıdan popüler olabilir ama ekonomik etkileri hepimizin acı çekmesine neden olacak” diyor.

Nobel ödüllü ekonomist: Harris komünist değil

Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, Trump’ın Harris’e “komünist” diyerek “umutsuz bir siyasi hamle yaptığını” savunuyor.

Krugman, Eski Başkan Ronald Reagan’ın, Amrikalıları “Medicare” gibi sosyal sağlık programlarının özgürlüklerini kaybetmelerine yol açacağına inandırmak için “komünist avı” stratejilerini canlandırdığını hatırlatarak Trump’ın taktiğini bu sürece benzetiyor.

New York Times’ta yazdığı makalede ekonomist, şöyle ekliyor:

“Cumhuriyetçiler, seçmenleri, eski bir savcı olan ılımlı merkez sol bir Demokratın, sırf siyah bir kadın olduğu için komünist olduğuna ikna edebileceğine inanıyor.”

“Keşke bu doğru olsaydı”

Yorumcu ve yazar Ben Burgis ise Demokrat Parti’nin öne çıkan bir diğer ismi Sanders’ın Harris’ten daha radikal bir çizgide olduğunu savunarak, “Trump, Kamala Harris’in radikal bir Marksist olduğuna inanmanızı istiyor. Keşke bu doğru olsaydı” ifadelerini kullanıyor.

CNBC‘de kaleme aldığı yazıda Burgis, Harris’in sosyal politika vaatlerinin halihazırda Avrupalı ülkelerde yürürlükte olan uygulamaları andırdığını savunuyor:

“Harris ve Walz gerçekten o ‘yoldaş’ etiketini kazanmak istiyorsa, ABD’yi diğer Batılı demokrasilerle aynı çizgiye getirmeye yönelik önerilerin ötesine geçmeli ve çok daha radikal terimlerle düşünmeye başlamalılar.”

Burgis ayrıca Harris ve kampanya ekibinin Filistin politikasını da sert eleştiriyor:

“Protestocular Harris’in İsrail’e silah göndermeyi bırakmayı taahhüt etmesini talep ediyor ama ulusal güvenlik danışmanı, İsrail’in İran ve İran destekli gruplara karşı kendini savunabilmesini her zaman sağlayacağını söylüyor.”

Harris iş garantisi talebini reddetmişti

Yazar ayrıca, Harris’in daha önce iş ve ulusal sağlık hizmeti garantisi gibi talepleri reddettiğini hatırlatıyor. Gerçekten de temmuz ayı sonunda Harris’in kampanyasından gelen açıklamada 2019’daki “Yeşil Yeni Düzen” kararının bir parçası olan federal iş garantisini artık desteklemedikleri belirtilmişti.

ABD’de petrol, gaz ve kömür gibi endüstrilerdeki birçok işçi, yeşil enerji kaynaklarına geçiş sürecinde mesleklerinin ortadan kalkacağından endişe ediyor. Bahsi geçen ve o dönemde Harris’in de desteklediği Yeşil Yeni Düzen kararı ise isteyen her Amerikalıya “aile geçindirebilecek ücrete sahip bir iş garanti etmeyi” vaat ediyordu.

Burgis, konuyla ilgili şu ifadelerini kullanıyor:

“Eminim Harris’in İsrail’e desteği, koalisyonundaki ulusal güvenlik şahinlerini memnun ediyordur. Tıpkı ulusal sağlık hizmetini ve iş garantisini reddetmesinin bağışçı sınıfını (zengin ve yüksek eğitimli küçük bir grubu tanımlamak için kullanılan bir terim) memnun etmesi gibi. O zaman ‘pembe saçlı Marksistlerden’ veya hatta Bernie tarzı sosyal demokratlardan coşkulu ‘tezahürat’ beklemesinler.”

Çok Okunanlar

Exit mobile version