Dünyanın dört bir yanındaki Amazon çalışanları, ‘büyük indirim günü’ Kara Cuma’da ücretlerinin ve koşullarının iyileştirilmesini talep ederek ve şirketin toplumsal kaygılar ve iklim değişikliği konusunda daha iyisini yapması çağrısında bulunarak greve gitti.
İşçiler, durumu ‘şimdiye kadarki en büyük küresel grev’ olarak nitelendirdi.
Dördüncü yılına giren Make Amazon Pay (Amazon’a Ödet) hareketi, bu yıl itibariyle 30’dan fazla ülkede protesto ve grevleri kapsıyor. ABD, Britanya, İtalya, İspanya ve Almanya’daki grevler; Kanada, Britanya, İtalya, Almanya, Japonya, İrlanda ve Hollanda’daki iklim protestoları ve Bangladeşli hazır giyim işçilerinin aylık 209 dolarlık asgari ücret taleplerini içeren eylemlere 80’den fazla sendika, örgüt ve çevreci katıldı.
Açık talep mektubunda Make Amazon Pay, çerim içi perakende devini, büyümesini sağlayanların haklarını gasp etmekle ve kâr hırsıyla çevreye zarar vermekle suçladı.
Mektupta, “Amazon bu kötü uygulamalarda yalnız değil, ancak çağımızı yaralayan eşitsizlik, iklim çöküşü ve demokratik çürümeyi yönlendiren başarısız bir sistemin merkezinde yer alıyor,” ifadelerine yer verildi.
Mektupta, “Pandemi, Amazon’un kârını işçilerin, toplumun ve gezegenimizin önüne nasıl koyduğunu gözler önüne serdi. Amazon çok fazla alıyor ve çok az veriyor,” denildi.
Make Amazon Pay’in mektubunda beş temel talep sıralanırken, bunlardan üçü Amazon’un çalışanlarına yönelik muamelesiyle ilgiliydi.
Hareket ilk olarak Amazon’dan işyeri ortamını iyileştirmesini talep etti. Bu talep dahilinde yeterli mola süresi ve ücretli hastalık izni, verimlilik standartları ve gözetiminin askıya alınması ve depo çalışanlarının ücretlerinin ‘şirketin artan zenginliğine paralel olarak’ yükseltilmesi yer alıyor.
İkinci olarak Make Amazon Pay, Amazon’un tüm çalışanlarına, geçici istihdam ve yüklenici statüsüne son vermek de dahil olmak üzere iş güvencesi sağlamasını talep etti. Bunun bir parçası olarak Amazon’dan, iş arkadaşlarını örgütledikleri veya güvenlik sorunları hakkında konuştukları için işten çıkarılan tüm işçileri işe iade etmesini de istediler.
Bu da Make Amazon Pay’in üçüncü talebine yol açıyor; şirketin işçi haklarına saygı göstermesi. Hareket özellikle Amazon’un sendika kapatmaya son vermesini, işçilerin örgütlenme haklarına saygı göstermesini ve işçi sendikalarıyla müzakere etmesini istiyor.
Amazon çalışanlarının sağlığı, güvenliği ve gördüğü muamele yıllardır endişe konusu. Şirketin depo çalışanları, Amazon dışı depolardaki meslektaşlarına göre neredeyse yüzde 80 daha yüksek oranda yaralanmalara maruz kalıyor ve Prime Day gibi büyük alışveriş etkinlikleri sırasında yaralanmaların arttığı bildiriliyor.
2021 yılında yayımlanan bir rapor, Amazon’un depo çalışanlarını ‘endüstriyel sporcular’ olarak markalaştırmaya çalıştığını ve vardiyalarına ‘daha fazla balık ve fındık’ yiyerek hazırlanmalarını önerdiğini ortaya koydu.
Aynı yıl, Amazon’un ABD’nin Alabama eyaletinde yer alan Bessemer’deki tesisindeki iki depo çalışanı, biri işyerinde diğeri ise ambulansla ayrıldıktan sonra birkaç saat içinde hayatını kaybetmişti.
Make Amazon Pay’in protestolarına yön veren tek konu işçi hakları da değil. Hareket aynı zamanda Amazon’un sürdürülebilir bir şekilde faaliyet göstermesini de talep ediyor. Bu çerçevede Amazon’dan 2030 yılına kadar sıfır emisyon taahhüdünde bulunmasını, iklim değişikliğinin inkârına yönelik tüm sponsorluk faaliyetlerini durdurmasını ve fosil yakıt şirketleriyle yaptığı sözleşmelere son vermesini istiyor.
Öte yandan Make Amazon Pay, Amazon’un kitlesel gözetleme teknolojisi geliştirmeyi durdurarak, rekabete aykırı iş uygulamalarına son vererek, tüketicilerin verilerinin kullanımı konusunda şeffaflığı garanti ederek ve vergileri tam olarak ödeyerek ‘topluma geri ödeme yapmasını’ talep etti.
Amazon’un değeri şu anda 1,5 trilyon doların üzerinde ve kurucusu Jeff Bezos’un 169 milyar dolarlık serveti onu Forbes’un Gerçek Zamanlı Milyarderler Listesi’nde üçüncü sıraya yerleştiriyor.