DÜNYA BASINI

Kazan’daki BRICS zirvesi: Yeni bir küresel gündem mi?

Yayınlanma

Editörün notu: Johannesburg Üniversitesi ve Pan-Afrika Düşünce ve Söyleşi Enstitüsü’nden Güney Afrikalı araştırmacı Mikatekiso Kubayi, Valday Tartışma Kulübü’nde yayımlanan makalesinde BRICS ittifakının küresel yönetişimde reform ve kalkınma hedeflerine ulaşmak için daha derin bir iş birliği arayışında olduğuna dikkat çekiyor. BRICS’in 2009’dan beri vurguladığı reform ve kalkınma gündemi, daha adil bir küresel düzen talep ediyor. Kubayi, bu yeni küresel gündemin, çok kutupluluğa geçiş ve mevcut uluslararası sistemin yetersizliğine karşı bir tepki olduğunu vurguluyor.


Kazan’daki BRICS zirvesi: Yeni bir küresel gündem mi?

Mikatekiso Kubayi

Valday Tartışma Kulübü

16 Ekim 2024

Dünya, önemli jeopolitik değişimlerle karşı karşıya. Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından da doğrulandığı üzere, bu değişimler finans akışlarının jeopolitik ittifakları yansıtacak şekilde şekillenmesine yol açıyor. Küresel yönetişim yapısındaki kusurları gidermek için hangi reformların gerekli olduğu konusunda pek çok tartışma yürütüldü. Yapılan kapsamlı araştırmalar, çok taraflılığın sadece Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın amaçlarına ulaşmakta değil, aynı zamanda onun yükümlülüklerini yerine getirmekte de başarısız olduğunu ortaya koydu. Bu tartışma, reform ve kalkınmaya yönelik söylemi ve ivmeyi BRICS ittifakı ve diğerlerinin çabalarıyla nasıl uyumlu hale getirebileceğimizi ele alıyor. Aynı zamanda, ittifakın hedeflerine ulaşma çabası içinde olduğu küresel bağlamı da gözler önüne seriyor ve BRICS’in gerçekten yeni bir küresel gündem belirleyip belirlemediğini değerlendiriyor.

BRICS ve günümüzün küresel zorlukları

22-24 Ekim 2024 tarihlerinde, BRICS bir sonraki devlet ve hükümet başkanları zirvesini gerçekleştirecek. Bu zirve, çok taraflılığın ve kurumlarının reformu yönündeki hızla artan ivme içinde düzenleniyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun (BMGK) Gelecek Paktı’nı (PFTF) kabul etmesi, küresel reform ve kalkınma gündeminin doğruluğunun teyidi niteliğinde. Fakat, bu pakt reformların tam olarak ne zaman, nasıl ya da hangi boyutta gerçekleşmesi gerektiğini belirtmiyor; özellikle BM reformlarına dair net bir yol haritası sunmuyor. Yine de G20’nin önemli bir parçası olan BRICS ittifakı, tartışma ve uzlaşmaya dayalı iş birliği platformu olarak reformları müzakere etme ve gereken değişiklikleri ileri taşıma sorumluluğunu ve fırsatını da elinde bulunduruyor. BRICS, 2009 yılında G20 hakkında şöyle demişti: “Mali krizi ele alma konusunda G20 Zirveleri’nin oynadığı merkezi rolü vurguluyoruz. Bu zirveler, uluslararası ekonomik ve finansal konularda iş birliğini, politika koordinasyonunu ve siyasi diyaloğu teşvik etmiştir” (Bkz. BRICS Zirvesi Bildirisi, 2009).

Mali krizin etkisi hala hissediliyor olabilir; dünya bu krizin sonuçlarını atlatmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra, Kovid-19 pandemisi de sona erdi, ancak özellikle gelişmekte olan ekonomiler üzerinde sert etkiler bıraktı. Kovid-19’un ekonomik etkileri sürecek mi? (Bkz. 21. yüzyıl pandemilerinden alınan öngörüler. Uluslararası Para Fonu). Güney Afrika ve dünyanın diğer bölgelerindeki iklim değişikliğinin sert etkileri, rahatsız edici bir eğilim göstermeye devam ediyor. Dünya, küresel sorunları çözmek için gereken dayanışmayı sürdürebilmekte zorlanıyor. Ülkelerin eşitsizlik gibi sorunları çözmedeki (yetersizlikleri) giderek vatandaşların güvenini kaybetmesine neden oluyor. ‘Polikriz’ kavramı, küresel söylemde sıkça yer alan bir terim haline gelmiş durumda. Değişen jeopolitik manzara içinde yaşanan gerilimler, çok taraflılık ve bugünün dünyasının karmaşıklığını daha da artırıyor. IMF, finansal akışların jeopolitik ittifaklara göre nasıl şekil değiştirdiğini doğrulayarak bu tabloya katkıda bulunuyor.

BRICS ve çok taraflılık

Rusya, Kazan’da düzenlenecek BRICS Zirvesi’ne ev sahipliği yaparken, çok kutupluluk uluslararası ilişkiler söyleminde kalıcı bir özellik ve yeni bir küresel gerçeklik haline gelecek. BRICS ittifakının reform ve kalkınma gündemi, BRICS+ genişlemesiyle birlikte giderek daha fazla ilgi görüyor. 40’a yakın potansiyel yeni üye, ittifaka katılma isteğini dile getirdi; bunlardan 23’ü resmen başvuruda bulundu. İttifaka ve Yeni Kalkınma Bankası’na katılım için gereken şartlardan biri üyelik: “Üyelik, Birleşmiş Milletler’in üyesi olan ülkelere, Yeni Kalkınma Bankası Anlaşma Maddeleri hükümleri uyarınca açıktır. Bankaya hem borç veren hem de borç almayan ülkeler üye olabilir” (Bkz. Yeni Kalkınma Bankası Anlaşması, Madde 2).

BRICS ittifakı, çok taraflılık çerçevesinde Birleşmiş Milletler’in merkezi rolünü temel bir ilke olarak görüyor. Küresel iş birliği için öncü kurumları ve araçları belirleyen BRICS, bu kurumların karşılaştığı zorlukların farkında olmasına rağmen, insanlığın yararına büyük bir dayanışma potansiyeli taşıdığına da inanıyor. 2009’da Yekaterinburg Zirvesi’nde liderlerin yayımladığı ortak bildiride BM ile ilgili şu ifadeler yer aldı:

“Birleşmiş Milletler’in küresel zorluklar ve tehditlerle başa çıkmada merkezi rol oynadığı çok taraflı diplomasiye olan güçlü bağlılığımızı ifade ediyoruz. Bu bağlamda, BM’nin bugünün küresel zorluklarıyla daha etkili bir şekilde başa çıkabilmesi için kapsamlı bir reform ihtiyacını yeniden teyit ediyoruz. Hindistan ve Brezilya’nın uluslararası ilişkilerdeki statüsüne verdiğimiz önemi yineliyor ve Birleşmiş Milletler’de daha büyük bir rol oynamaları yönündeki isteklerini anlıyor ve destekliyoruz” (Bkz. BRICS Zirvesi Ortak Bildirisi, 2009).

2023 BRICS Zirvesi bildirisinde, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika, BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) daimî üyeliği için desteklenen ülkeler olarak açıkça ifade edilmişti. BRICS ittifakı, 16 yıllık varlığı boyunca çok taraflılıkta BM’nin merkezi rolünü defalarca teyit etmiş ve üyelik şartlarında da bu rolü vurgulamıştı. Fakat aynı zamanda BM sistemini reform ve kalkınma gündemine dahil ederek, bugünün ve geleceğin çok taraflılık ihtiyaçlarına uygun, yeniden yapılandırılmış bir BM arzusunu dile getiriyor.

BRICS nedir ve kimleri kapsar?

BRICS ve ekonomik iş birliği

2023 yılında Etkili Çok Taraflılık için Yüksek Düzeyli Danışma Kurulu (HLAB), BRICS ittifakının 2009’daki kurucu motivasyonuyla yakından örtüşen pek çok öneri sundu.

Kurul, küresel iktisadi kalkınmanın karşı karşıya olduğu zorlukları ayrıntılı bir şekilde ele aldı (HLAB, 2023). Bunlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri, küresel finansal yapıda yaşanacak değişim. BRICS ittifakı, 2009 yılında reform, kalkınma, küresel yönetişimde demokratikleşme, temsiliyet ve eşitliği sağlama hedefleriyle yola çıktı. Bu amaç doğrultusunda, diğer küresel çabalarla birlikte çok sayıda ivme kazanıldı ve acilen ihtiyaç duyulan reformların hayata geçirilmesi için baskılar arttı. 2023’te gerçekleştirilen 15. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde, BRICS ittifakı maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarına, alternatif bir ödeme sistemi kurma ihtimalini araştırma talimatı verdi (Bkz. BRICS Johannesburg 2 Bildirisi, 2023).

Bu bağlamda, 2024 Zirvesi’nden büyük beklentiler var; özellikle yeni bir ödeme sisteminin duyurulması, bu sistemin ölçeği ve faaliyete geçiş tarihi merakla bekleniyor. Bu beklentiler, dolarsızlaşma (dolar dışı ödeme sistemlerine geçiş), BRICS içi ticaretin artması ve BRICS+ genişlemesinin avantajları üzerine yürütülen tartışmalar göz önüne alındığında daha da önem kazanıyor. Bazıları, BRICS ittifakının temel olarak 2008 küresel finansal krizinin ardından ortaya çıkan çok taraflı sorunlar üzerinde iş birliği yaptığını öne sürüyor. Diğerleri ise, Prado ve Hoffman gibi araştırmacılar (Bkz. Prado, M. M., & Hoffman, S. J. (2019). Uluslararası kurumsal yolların atlanmasının vaatleri ve tehlikeleri: yeni bir kavramın tanımlanması ve küresel yönetişim için politika sonuçları, Transnational Legal Theory, 10(3-4), 275-294), BRICS gibi ittifakların ortaya çıkmasına neden olan zorluklara yanıt olarak Uluslararası Kurumsal Atlamalar’ın (International Institutional Bypass) kullanıldığını inceliyor. Kubayi ise, Marksist/Gramsciyen bir bakış açısıyla, küresel yönetişim yapısında reform yapmak ve bunu kolektif olarak sahiplenmek için bir mevzi savaşı (war of position) verildiğini ve bunun bir pasif devrimle sonuçlanacağını ileri sürüyor. Hangi perspektiften bakılırsa bakılsın, BRICS ittifakı, 16 yıl sonra, Yeni Kalkınma Bankası (NDB) şeklinde bir çok taraflı kalkınma bankası (MDB) kurmayı başardı ve resmen yeni bir küresel ödeme sistemi geliştirmeye başladı.

Bu iki finansal düzenleme, BRICS’in en görünür müdahaleleri arasında yer alıyor. Ancak 2017’de yayımlanan BRICS uzun vadeli hedefler: Yol haritaları ve stratejiler raporunda önerilen uzun vadeli adımlar ve planlar doğrultusunda kaydedilecek ilerleme açısından hala izlenecek yol var. Bununla birlikte, ittifakın çabaları, G20, BM ve daha geniş çaplı reform ve kalkınma söylemleri çerçevesinde yaptığı faaliyetler dikkate alındığında, bundan çok daha öteye gidiyor. BRICS’in, özellikle Küresel Güney’deki gelişmekte olan ekonomilere karşı sorumluluğu da sürekli izleniyor. Kalkınma, yoksullukla mücadele, eşitsizliklerin azaltılması ve diğer toplumsal sıkıntılara çözüm getirme konusundaki acil ihtiyaçlar göz önüne alındığında, bu sorumluluk büyük bir dikkatle takip ediliyor.

BRICS ittifakı yeni bir küresel gündem peşinde mi?

Zondi ve diğerlerine göre, BRICS’in hedeflerine ulaşmak için, ittifakın kolektif avantajlarını ve güçlü yönlerini daha etkin kullanması amacıyla BRICS içi iş birliğinin derinleştirilmesi gerekiyor. Zhongxiu ve Qingx de benzer bir görüşü savunuyor; özellikle BRICS’in nüfusu ve ekonomik büyümesinden faydalanılmasının önemine dikkat çekiyorlar. Bu metinler, BRICS’in gücünden yararlanılmasının, özellikle gelişmekte olan ekonomiler için çok taraflılıkta büyük bir değer taşıyabileceğini öne sürüyor (Bkz. Stuekel, 2013). Küresel durum zaten iyi biliniyor ve bu durum, kapsamlı ve yoğun bir şekilde belgelendiriliyor. Küresel sorunlara verilen yanıtlar, giderek daha fazla ilgi çekmeye başladı. Bu, Gelecek Zirvesi’ne yönelik ivmede ve Gelecek Paktı’nın (PFTF) kabul edilmesinden sonra açıkça görülüyor.

Küresel reform ve kalkınma gündemi aslında eskiye dayanıyor ve farklı zamanlarda, farklı şekillerde ortaya çıkmış durumda. Bu çabaların örneklerinden biri, 1 Mayıs 1974’te BM tarafından kabul edilen Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen (New International Economic Order) deklarasyonu (bkz. www.unctad.org). Fakat, bu girişimlerin çoğu gibi, bu çaba da hızla zayıfladı ve gözden düştü. 1970’lerde BRICS ülkelerinin ekonomileri, bugün olduğu kadar gelişmiş değildi ve Soğuk Savaş döneminde, hatta sonrasındaki yıllarda bile, bugünkü seviyede bir etkiye sahip değillerdi. Bugün, pek çok kişi Jim O’Neill’ın 2001’de yazdığı “Daha İyi Ekonomik BRIC’ler İnşa Etmek” başlıklı makalesinden (bazı kaynaklarda, sanki ittifakın varlığından tamamen sorumluymuş gibi) bahsediyor. Diğer yandan, Küresel Güney’in yükselişi üzerine yapılan tartışmalar da dikkat çekiyor. BRICS ülkeleri dahil olmak üzere pek çok insan, bu yeni küresel gerçekliğin, reforme edilmiş ve amacına uygun bir küresel yönetişim yapısında yansıtılması gerektiğini savunuyor.

Daha önce tartışılanların ötesinde yeni bir küresel gündemi tanımlamak gerekebilir. Ancak kesin olan şu ki, mevcut uluslararası sistemin yetersizliğine, kalkınamamışlık, eşitsizlikler ve dünyanın büyük çoğunluğunun maruz kaldığı diğer sıkıntılar tarihine dayanan çok kutupluluğa doğru bir kayma var. Belki de bu çok kutupluluğa geçiş ve daha adil bir küresel yönetişim sistemi, BRICS’in 2009’dan beri savunduğu Yeni Küresel Gündem’dir. Yeni bir ödeme sisteminin benimsenmesi, Yeni Kalkınma Bankası’nın genişletilmesi ve diğer BRICS girişimlerinin sonuçları, yeni küresel gündemin ne olduğu ya da en azından BRICS Reform ve Kalkınma Gündemi’nin ne olduğu konusunda en net ipuçlarını verecek.

Kazan’daki BRICS zirvesine kimler katılacak?

Çok Okunanlar

Exit mobile version