Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA), Kuzey Kore ile Rusya arasında imzalanan Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın tam metnini yayımladı. Anlaşma özellikle taraflardan birine saldırı olması halinde askeri yardım sağlanmasını öngörüyor.
Toplam 23 maddeden oluşan belge, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 18-19 Haziran tarihlerinde Kuzey Kore’ye yaptığı ziyarette imzalandı.
Belge, iki ülke arasında 1961, 2000 ve 2001 yıllarında imzalanan önceki anlaşmaların yerini aldı. Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov, yeni anlaşmaya duyulan ihtiyacı jeopolitik durumdaki ve iki ülke arasındaki ilişkilerdeki değişikliklerle açıkladı.
Anlaşmanın 4. Maddesi ‘taraflardan birinin bir ya da daha fazla devletin saldırısı nedeniyle savaş durumunda kalması halinde, diğer tarafın BM Şartı’nın 51. Maddesi ve Kuzey Kore ile Rusya Federasyonu yasaları uyarınca elindeki tüm imkanlarla derhal askeri yardım sağlayacağını’ belirtiyor.
Aynı hüküm 1961 yılında SSCB ile Kuzey Kore arasında imzalanan Dostluk ve Karşılıklı Yardım Antlaşması’nda da yer alıyordu, ancak bu antlaşmada BM Şartı’ndan ve tarafların iç hukukundan bahsedilmiyordu.
3. Maddeye göre taraflar, ‘bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği’ tesis etmek için işbirliği yapacak.
Üçüncü bir ülkeden saldırı tehdidi olması durumunda Moskova ile Pyongyang, ‘taraflardan birinin talepleri doğrultusunda birbirlerinin tutumlarını koordine etmek ve tehdidin ortadan kaldırılmasında işbirliği sağlamak için olası pratik tedbirler’ üzerinde anlaşacaklar. Böyle bir durumda müzakereler de ‘gecikmeksizin’ başlatılacak.
Anlaşma, aynı zamanda üçüncü ülkelerle taraflardan birinin egemenliğini ve güvenliğini ihlal eden anlaşmalar yapılmasını yasaklıyor.
Rusya ile Kuzey Kore, güvenlik ve istikrarı sağlayan ‘barışsever bir politika’ sürdürmeyi taahhüt ediyor. 8. Maddeye göre taraflar, ‘bölgesel ve uluslararası barışı tesis etmek’ amacıyla savunma kabiliyetlerini güçlendirecek tedbirler almada mutabık kaldı.
Diğer yandan anlaşma, iki ülkenin birbirlerine karşı ‘tek taraflı zorlayıcı tedbirler” kullanmayacağını ve bu tür eylemlerin BM Şartı’na aykırı olduğunu ifade ediyor.
Anlaşma, uluslararası terör ve aşırıcılığa karşı ortak mücadelenin yanı sıra ticaret, ekonomi, yatırım, bilim ve teknoloji alanlarında işbirliğinin genişletilmesini öngörüyor.
