ABD dış politikasında etki ve yönlendirme gücü olduğu değerlendirilen RAND Corporation’un Strateji ve Doktrin Programı Direktör’ü Siyaset Bilimci Raphael S. Cohen, İsrail’in Gazze stratejisini değerlendirdi. Cohen’e göre İsrail’in Gazze’de uyguladığı “çimleri biçme” stratejisi başarısız oldu.
İsrail’in Filistin ve özel olarak Gazze’ye yönelik strateji ve siyasetleri Amerikan düşünce kuruluşlarında Hamas’ın 7 Ekim baskınından sonra yoğun bir şekilde eleştiriliyor. ABD dış politika yapım süreçlerinde etki gücü olduğu değerlendirilen Rand Corporation’da yayımlanan bir makalede İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı ve “çimleri biçmek” olarak tarif edilen stratejisinin başarısız olduğu belirtiliyor.
Rand Corporation’un Strateji ve Doktrin Programı Direktör’ü Siyaset Bilimci Raphael S. Cohen’in kaleme aldığı makalenin çevirisini Harici okurlarına sunuyoruz.
İsrail’in Gazze Stratejisinin Kaçınılmaz, Süregelen Başarısızlığı
“Çimleri biçmek” ifadesi, son on buçuk yıldır İsrail’in Gazze’de uyguladığı stratejisinin ana etiketi oldu.
Bu strateji şu şekilde işliyor: Gazze’nin durumundan hayal kırıklığına uğrayan Filistinliler, hiç değilse İsrail’den intikam almak için Hamas gibi örgütlere yönelir. İsrail güvenlik kaygılarını gerekçe göstererek Gazze’ye abluka gibi kısıtlamalar uygular. Gazze’deki yaşam koşulları daha da kötüleşir ve hoşnutsuzluk artar. Hamas, Filistin İslami Cihad ve diğerleri bu hoşnutsuzluktan faydalanarak İsrail’e saldırır. İsrail de “çimleri biçerek” karşılık verir. İsrail faillerle birlikte biraz da sivili öldürerek en iyi ihtimalle birkaç yıllık göreceli bir barış satın alır ve uzun vadeli radikalleşmeyi daha da körükler. Ve bu döngü böylece sonsuza kadar devam eder.
“Çimleri biçmek” stratejik kadercilikten daha fazlasını içeriyor. Bu aynı zamanda büyük ölçüde bir kibri yansıtıyor. Özünde İsrail’in Gazze’deki direnci kontrol edebileceği, Hamas’ı İsrail’e saldırmaktan caydıracak kadar sert vurabileceği buna karşın Gazze’yi kaosa sürükleyecek ya da bölgesel bir savaşa yol açacak kadar sert vuramayacağı varsayımı yatıyor. İsrailli bir savunma analistinin 2014 Gazze savaşı için söylediği gibi, “Onları hastaneye yatırmadan kemiklerini kırmak istiyoruz.”
Bu, özellikle Gazze’deki basınç arttıkça, her yıl sağlanması imkansız olmasa da zor bir denge. Kabaca Philadelphia büyüklüğünde bir alana sıkışmış 2 milyon nüfusun yüzde 80’i yoksul ve yüzde 46’sı işsiz. Gazze Şeridi’nden her gün yaklaşık 108,000 metreküp arıtılmamış kanalizasyon Akdeniz’e akıyor ve içilebilir su bulmak zor olabiliyor.
Bu tablo karşısında ve Gazzeliler için daha iyiye giden bir yol olmadığı sürece, şiddeti kontrol altına almaya yönelik hiçbir askeri strateji uzun vadede başarılı olamaz. Bir emniyet supabı olmadan Gazze’nin patlaması kaçınılmazdı.
İsrail’in çim biçme stratejisi nihayet 7 Ekim’de olağanüstü bir şekilde başarısız oldu. Hamas saldırısı İsrail’in Gazze üzerinde ne kadar az kontrolü olduğunun altını çizdi. Bu sadece bir istihbarat başarısızlığı ve operasyonel bir başarısızlık değil, aynı zamanda daha kapsamlı bir stratejik başarısızlıktı. İsrail’in tüm yaklaşımının ardındaki temel önermenin bir sabah feci şekilde yanlış olduğu kanıtlandı.
İsrail’in bu stratejik başarısızlığı içselleştirip içselleştirmediği ayrı ve açık bir soru olarak kalmaya devam ediyor. Başbakan Benjamin Netanyahu İsrail’in sınırlarına “caydırıcılığı geri getirme” sözü verdi ve ülke 360,000 yedek askeri seferber ederek İsrail Savunma Kuvvetlerini işlevsel olarak üç katına çıkarıyor. Bütün bunlar durumun katlanarak ağırlaşmasına işaret ediyor: Daha fazla çim biçme!
Tamamen askeri bir perspektiften bakıldığında İsrail’i en zor günleri bekliyor. Hamas’ın Gazze’nin altındaki geniş tünel ağı ve çok sayıda rehineyi infaz etme tehdidi büyük çaplı bir kara harekâtını olası kılıyor. İsrail Gazze’de en son 2014 yılında bir kara savaşına girdiğinde savaş 50 gün sürmüş, şeridin büyük bir kısmı dümdüz edilmiş ve 70’ten fazla İsrailli ile 2.000 Filistinli hayatını kaybetmişti. Gazze’deki mevcut savaşın bilançosu sadece birkaç gün içinde bu rakamı çoktan aştı ve herhangi bir kara harekâtı henüz başlamadı.
Ancak tüm ölümler sona erdiğinde, İsrail’in bir sonraki ve ondan sonraki savaşı önleme umudu olması için daha da zor bir şey yapması; Gazze’yi eskisinden daha iyi bir şekilde yeniden inşa etmesi gerekecek. Bu da Gazze’de yaşayanların, ablukanın gevşetilmesi pahasına da olsa, ekonomik refah şansına sahip olmalarını sağlamak anlamına geliyor. Bu, Gazze sakinlerinin Hamas ile yozlaşmış ve uysal Filistin Yönetimi dışında siyasi seçeneklere sahip olmasını sağlamak anlamına geliyor. Bu da Gazze’nin sosyal dokusunu yeniden inşa etmek anlamına geliyor ki bu doku da muhtemelen yıkıcı bir savaştan sonra Gazze’yi İsrail’e karşı çok daha düşman bir hale getirecek.
Bu sadece orduların pek de becerikli olmaması nedeniyle maliyetli bir teklif değil. Aynı zamanda, özellikle Hamas’ın son dönemdeki vahşetinin boyutu ve ölçeği göz önüne alındığında, İsrail kamuoyunun bunu hazmetmesi de zor olacaktır.
Yine de çimleri biçip tekrar büyümelerini izleme döngüsünü sona erdirmek için gerekli olan şey budur.