Çevirmenin notu: OpenAI draması, Sam Altman’ın CEO olarak şirkete geri dönmesiyle sona erdi. Altman, 19 Kasım’da görevden ayrılmış, saatler sonra OpenAI’ın yaklaşık yüzde 49’unu elinde tutan teknoloji tekeli Microsoft’un CEO’su Satya Nadella, Altman’ın şirkete girerek gelişmiş yapay zekâ araştırma ekibinin başına geçeceğini duyurmuştu. Olaydan sonra Altman’ın OpenAI’daki müritleri yönetim kuruluna karşı kazan kaldırdı ve kâr amacı gütmeyen kuruluş mantığını terk etmeleri gerektiği yönünde baskı yaptı. Altman, 22 Kasım’da OpenAI’daki görevine geri döneceğini bildirdi ve tartışma şimdilik kapandı.
Eski ABD başkanlarından George W. Bush’un ekonomi danışmanlığını yapmış olan ve ödüllü insansız hava aracı ve otonom robot tasarımcısı Pippa Malmgren, OpenAI ve Sam Altman etrafında gelişen olayların Çin ile alakası olabileceğine dikkat çekerek ikna edici ispatlar sunuyor.
Sam Altman’ın görevden alınmasının ardında Çin mi vardı?
Yapay zekâ uygarlık savaşımızda yeni bir cephe
Pippa Malmgren
Unherd
25 Kasım 2023
Teknoloji firması OpenAI’da dört gün boyunca yaşanan drama yoğun bir dikkat gerektiriyor. Görünürde güç mücadelesi gibi görünen bu hadisenin altında beşeriyetin geleceğine ve jeopolitiğe dair bir hikâye yatıyor.
Bu tuhaf destan bir hafta önce, kâr amacı gütmeyen kuruluşun yönetim kurulunun yapay zekâ gurusu ve tarikat lideri Sam Altman’ı kovma kararı almasıyla başladı. Ancak OpenAI’ın 700’den fazla çalışanı açık bir mektup yazarak kendilerinin de görevden alınan CEO ile devam edeceklerini söyleyince, Altman hızla görevine iade edildi.
Bu güç mücadelesinin dönüm noktalarını takip etmek nefes kesici derecede zor oldu. Altman’ın kovulmadan sadece bir gün önce önemli bir yapay zekâ buluşuna imza atmanın eşiğinde olduğunu açıkladığına dair haberler ortaya çıkmaya başladı. Yönetim kuruluna, Q* (Q-Star olarak okunur) olarak bilinen bir algoritma olan bu teknoloji keşfinin “beşeriyeti tehdit edebileceğini” bildiren bir mektup gönderildi. Algoritma, start-up’ın genel yapay zekâ (AGI) olarak da bilinen ve insanlardan daha akıllı bir sistem olan süper zekâ arayışında bir atılım olarak görülüyordu.
Altman’ın hayali daha sonra AGI’yi yapay zekâ çipleri, yapay zekâ telefonları, yapay zekâ robotları ve dünyanın en büyük veri ve LLM (büyük dil modelleri) koleksiyonlarından oluşan entegre bir tedarik zinciri ile evlendirmekti. Çalışmanın adı Tigris’ti.
Altman’ın bunu başarmak için büyük bilgisayar kaynaklarına ve finansmana ihtiyacı olacak. Belki de bu yüzden iPhone’un arkasındaki tasarımcı Jony Ive, Softbank ve şu anda dünyanın en hızlı yapay zekâ çiplerini üreten Cerebras ile görüştüğüne dair haberler geliyor. Cerebras’ın çipleri büyük. Bir yemek tabağı büyüklüğünde ve tüm geleneksel çiplerden daha güçlü olan bu çipler ayrıca, daha iyi bir yapay zekâ oluşturmak için gereken devasa veri hacmini işleyebilecek bir hesaplama dokusu oluşturan kümeler halinde bir araya gelmelerini sağlayan Swarm X yazılımına da sahip.
Cerebras, dünyanın en hızlı süper bilgisayarlarının ve yapay zekâ çiplerinin üreticisi Nvidia açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu süper bilgisayarların en güçlüleri olan Summit ve Sierra, Amerikan ulusunun savunmasının merkezinde yer alıyor ve Oak Ridge, Tennessee’deki yüksek düzeyde korunan nükleer tesiste tutuluyor. Fakat neredeyse her büyük kuruluş Nvidia çiplerine ya da bilgisayarlarına bağımlı. Bir yıl önce Nvidia 300 milyar dolar değerindeydi; şimdi 1,35 trilyon dolar değerinde; bu, 1971’den bu yana bir Nasdaq firmasının değerindeki en dramatik artış. Yine de Cerebras, Nvidia’nınkinden 20 kat daha hızlı bir çip tasarladı. Bu nedenle bazıları Cerebras’ın halka arzının Nvidia’yı öldüreceğini söylüyor. Şimdi bu hikâyenin ulusal güvenlik boyutunu da fark etmeye başlıyoruz.
Batı, bilişsel kabiliyeti olmayan üretken yapay zekâya odaklanırken, Çin farklı bir yol izledi. Geleneksel bir süper bilgisayarın 240 yılda çözebileceği bir problemi 47 saniyede çözebilen dünyanın tek kuantum optik bilgisayarını inşa etti.
Benzer şekilde Altman da yapay zekâ çağı için yeni nesil bilgisayarlar inşa etmek istiyor. Temmuz ayında Cerebras ve Birleşik Arap Emirlikleri kuluçka merkezi G42 ile ortaklık kurarak “Dünyanın En Büyük Yapay Zekâ Eğiten Süper Bilgisayarı” Condor Galaxy’yi tanıttı. G42, ChatGPT gibi yeni dilsel içerik üreten dünyanın en büyük Arapça LLM’sinin (Büyük Dil Modeli) arkasında ve ayrıca devasa yeni küresel genomik, proteomik ve biyobankacılık hizmetleri geliştirmek üzere DNA bilgilerini toplamak ve işlemek için Amazon ile birlikte çalışıyor.
Bir yapay zekâ veri bilimcisi için bu inovasyonlar için toplanan veriler —ilgili diller, milliyetler ve DNA— fırsatlarla dolu bal petekleri. Batı’da bu kadar çok anlamlı veriyi toplayacak mekanizmalar ya da gelenekler olmadığı gibi Altman’ın istediği şeyi finanse edecek para da yok. Ancak Emirlikler, Çinliler —ki Altman’la halihazırda fazlaca ilgileniyorlar— ve G42’yi destekleyen diğerleri de dahil olmak üzere uluslararası yatırımcıların var.
Dahası, dünya gerçek çeşitlilik için tasarlanmış bir yapay zekâ istiyorsa, tıbbi ve finansal ürünlerin en geniş insan yelpazesine uyacak şekilde yaratılmasını istiyorsa, bu ancak çeşitlilik içeren verilerin bulunabileceği yerlerde gerçekleşecektir. Genç, beyaz erkek tech-bro’ların yapay zekâyı tasarladığı ve Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) onaylı ilaç testlerinin beyaz erkekler dışında herkesi neredeyse dışladığı ABD’de yaratılmayacak.
Yapay zekâ, insanları Altman’ın “korkuluk” eksikliğinden endişe duyduklarını söylediklerinde, onun bir cin gibi şişeye geri konulamayacak bir şey inşa etme riskini almaya istekli olduğunu kastediyorlar. Kontrol edilemeyecek bir şey inşa etmeye hazır. İkinci Dünya Savaşı’nı kazanmak için, bunu yapmak için atmosferi tutuşturup Dünya’yı yakabilecek olsa da atomları parçalamaya razı olan Oppenheimer gibi.
Bu ölçüye göre Altman, tarihi bir buluşa imza atmak için hepimizi riske atacak çılgın bir bilim insanı. OpenAI yönetim kuruluna bazı çalışanlar tarafından yazılan mektup ve dünyanın OpenAI’daki büyük personel kayıp oranının “kötü kültür uyumu” nedeniyle değil, “rahatsız edici bir aldatma ve manipülasyon modeli”, “kendini aldatma” ve “doyumsuz genel yapay zekâya (AGI) ulaşma arayışı” nedeniyle olduğunu not etmesini isteyen diğerlerinden kaynaklanıyor. Altman’a göre bu “arayış”, bir robotun bedenine süper zekâ yerleştirmeyi gerektiriyordu. Muhtemelen OpenAI’ın mart ayında Norveç’te IX tarafından üretilen insansı robotlara yatırım yapmaya başlamasının nedeni de bu.
OpenAI yönetim kurulunun, Altman’ın bu vizyon için Orta Doğu ve Asya’da milyarlar toplamaya çalıştığını fark ettiğinde neden huzursuz olmuş olabileceğini anlayabilirsiniz. Ancak Bloomberg’ün yazdığı üzere, “bunlar ‘yan girişimler’ değil, ‘temel girişimler’”. Bu, çip tasarımı, veri toplama ve depolama, hesaplama gücü ve yapay zekâ ile fiziksel robotik arasındaki arayüzün en ileri noktasını yeniden tanımlamakla ilgili.
Bu yeni tedarik zinciri yalnızca Amerika’nın bilişim teknolojileri altyapısını zorlamakla kalmayacak, aynı zamanda ABD’nin gücünün azalmasını da kolaylaştıracaktır. Bu da inovasyonun ABD dışına kayması ve düzenleyicilerin ulaşamayacağı verilerin elde edilmesi anlamına geliyor. Şüphesiz ABD’li yetkililer tüm bunlara dikkat etti ve Altman’ın G42 ile işbirliği yapmasını düşmanla dostluk kurmakla eşdeğer gördü, zira TikTok’un ana şirketi ByteDance’in sahibi olan kişiler tarafından desteklendiği görülüyor (G42’nin bu şirkette önemli bir hissesi var). G42’nin, bazılarının Pegasus’un (kötü şöhretli casus yazılım) yeniden yapılandırılmış hali olduğunu söylediği Pax AI’a sahip olduğunu gördüler. Altman bu büyük vizyonun peşinden giderken gözetim altında mıydı? Nasıl olmasın ki?
Gerçek şu ki Altman sınırlara inanmıyor. Tek bir hedefi var; mümkün olan en iyi yapay zekâyı oluşturmak. Muhtemelen yönetim kurulunu endişelendiren ve Washington’u tedirgin eden bir vizyonu var. ABD’nin en iyi çiplerin ve bilgisayarların satışını kısıtlayarak dünyanın diğer bölgelerindeki teknolojik yenilikleri yavaşlatmaya çalıştığı göz önüne alındığında, “Kendi ürünlerimizi üreteceğiz, aslında kendi tedarik zincirimizi ve ekosistemimizi kuracağız,” demesi oldukça zorlayıcı. ABD’nin kritik teknolojilerin ihracatını yasaklayan sistemi ITAR için bu kadarı fazla.
Bir zamanlar bir Amerikalı bu tür korumalı yüksek teknoloji yeniliklerini yurt dışına sattığı için tutuklanırdı. Bugün, akıllı bir Amerikalının ABD dışında inovasyon yapmasını engelleyebilir misiniz? Girişimcilere yabancı para almamalarını ve yabancı firmalarla ortaklık yapmamalarını söyleyebilir misiniz? Nvidia gibi mevcut firmalara meydan okumayı bırakmalarını talep edebilir misiniz? Hayır. Başkaları bu kadar çok para teklif ederken olmaz.
Geçtiğimiz hafta OpenAI’da yaşananlar, bu yeni yapay zekâ alanının genç liderlerinin hiçbirinin sınırları olmadığını doğruluyor. Cerebras Systems’ın kurucu ortağı ve CEO’su Andrew Feldman’ın dediği gibi: “Yapay zekâ bir Silikon Vadisi mefhumu değil, hatta bir ABD mefhumu bile değil, artık tüm dünyada, küresel bir fenomen.” Yine de ABD’li yetkililer ve müttefikleri, Altman’ın vizyonunun Batı’nın güvenlik ve kontrol kavramlarına karşı ciddi bir meydan okuma olduğunun farkında olacaklardır.
Şi ve Biden’ın 15 Kasım’da bir araya gelerek iyi geçinme konusunda anlaşmalarından iki gün sonra Altman’ın işine son verildi. Daily Dot’a göre Altman’ın işine son verilmesinin nedeni Şi’nin Biden’a Altman’ın OpenAI’ının, bazılarının Çin Siber Ordu Grubu olduğunu düşündüğü D2 (Double Dragon) adlı bir firmayla gizlice veri toplama anlaşması yaptığını ima etmesi. David Covucci’nin haberine göre, “Bu D2 grubu, Alphabet Inc’den (Google) 10 kat daha fazla, dünyanın en büyük ve en geniş tarama/indeksleme/tarama kapasitesine sahip, dolayısıyla Open AI’ın diğer alternatiflerini tükettikten sonra eğitim için büyük miktarlarda veriye ulaşabilmesi için bu anlaşma yapıldı.”
Burada daha derin bir şeyler oluyor. Çin halihazırda kendi AGI yolunu çizmiş durumda. Bilişsel yapay zekâ lehine üretken yapay zekâdan kaçınıyorlar. İpuçlarından bağımsız olarak düşünmesini istiyorlar. Çin şimdiden yapay zekâya uydular ve silahlı insansız hava araçları üzerinde kontrol veriyor. Hiç şüphe yok ki Altman bu kabiliyetle çalışmayı, Çinliler de onunla çalışmayı fazlaca isteyecektir.
ABD siyaseti ve iş dünyasıyla bağlantıları olan eski Hazine Bakanı Larry Summers’ın da yeni OpenAI Yönetim Kurulunda yer almasının nedeni bu olabilir mi? Belki de ABD hükümeti, Altman’ı durduramayacaklarını ama masasında bir koltuk talep edebileceklerini fark etmiştir?
Tüm bunlar bizim için ne anlama geliyor? Altman gibi uzmanlar, yapay zekâyı iyilik yapmak için tasarladıklarını söylüyorlar. Ancak yapay zekâ tasarımcıları neyin “iyi” olduğu konusunda hemfikir değiller. Bu silahlanma yarışının uygarlık açısından sonuçları olabileceği aşikâr.