ORTADOĞU

Suriye diplomasisi ve operasyon için zemin arayışı

Yayınlanma

Türk Ordusu, İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısından sonra 20 Kasım’dan bu yana Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki şeride hava operasyonu düzenliyor. Suriye’de yeni bir kara harekatının zamanlaması ise seçimler, ABD ve Rusya ile ilişkiler, Şam’la normalleşme gündemi olmak üzere 3 temel faktör tarafından belirlenecek.

Ankara operasyon kararlılığını yinelerken Rusya, 2019’da Barış Pınarı harekatından sonra varılan Soçi anlaşmasının gereği olarak YPG’nin sınırın 30 kilometre sınırdan uzaklaşması için temaslarını sürdürüyor. Ankara ve Şam arasındaki arabuluculuk girişimleri de Rusya’nın çabalarının en önemli parçası. ABD’li yetkililerden ise olası bir kara operasyonuna karşı Türkiye’ye uyarılar gelmeye devam ediyor.

Katar merkezli El Cezire’nin Türk kaynaklara dayandırdığı haberine göre, terör örgütü YPG’nin Menbiç, Tel Rıfat ve Ayn El Arap’tan çekilmesi için Türkiye, ABD ve Rusya’ya iki hafta süre verdi.

Rusya’nın girişimleri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “siyasette küslük olmaz” , “vakti zamanı geldiğinde Suriye başkanı ile görüşmeye gidebiliriz” açıklamalarına Şam, temkinli yaklaşımını sürdürüyor. Operasyon hazırlıklarıyla aynı döneme denk gelen Esad ile görüşme mesajlarına yönelik Şam’daki ilk değerlendirme bu açıklamaların “seçim odaklı” olduğu yönünde. Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın danışmanı Büseyna Şaban katıldığı bir TV yayınında medyadaki bu açıklamaların gerçek girişimlerle desteklenmediğini söyledi. Şaban konuşmasında yaklaşan seçimlerin de bu açıklamalarda etkili olabileceği değerlendirmesinde bulundu.

Reuters kaynaklı bir habere göre ise Şam yönetimi Rusya’nın arabuluculuk girişimlerine “direniş” gösteriyor. Reuters’in anonim kaynaklara dayandırdığı haberinde Şam’ın, seçim öncesi Erdoğan’ın mülteciler meselesinde elini güçlendirmek istemediği belirtiliyor. Ancak Suriye devlet medyasında Türkiye’den gelen görüşme mesajlarına ilişkin resmi bir açıklama bu süreçte yer bulmadı. Lübnan ve İran medyasında çıkan haberlere göre de Esad, gazetecilerle Kasım ayında yaptığı bir toplantıda “Türkiye’den söz değil icraat beklediklerini” söyledi.

Rusya’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev ve Rus heyetin 8-9 Aralık’ta Türkiye’de yapacağı temaslar da pazarlıkların gidişatının anlaşılması bakımından önemli. Pazartesi günü Suriye’ye giden Moskova’dan üst düzey bir askeri heyetse, peş peşe üç toplantı yapmasına rağmen YPG’yi sınır bölgelerini Şam’a devretmesi konusunda ikna edemedi. Örgütün siyasi kanadından İlham Ahmed ise Türkiye’nin olası operasyonunu görüşmek için Washington’dan davet aldı. ABD’nin Kuzeydoğu Suriye Temsilcisi Nicolas Granger de Washington’un Türkiye’ye operasyon için “yeşil ışık” vermediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan YPG’nin çekirdeğinde yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) elebaşı Mazlum Abdi, 2019’da Trump’un kendilerine ihanet ettiğini söyledi. Abdi, “Ancak yeni ABD yönetiminin vaatlerini ve taahhütlerini yerine getireceğini ve Türkiye’nin herhangi bir operasyon yapmasına izin vermeyeceğini umuyoruz” diyerek endişesini dile getirdi. Abdi bir hafta önce de Washington Post gazetesine yazı yazarak kaygılarını belirtmişti.

Diplomasi devam ederken TSK vuruyor

Lübnan merkezli Al Ahbar gazetesi, YPG’nin en önemli gelir kalemi olan petrol kaçakçılığına yönelik TSK operasyonlarının sonuçlarını yazdı. Habere göre, TSK’nın operasyonu nedeniyle ABD’nin işgali altında olan bölgelerdeki petrol ve gaz sahalarının yarısı kullanılamaz hale geldi. Sadece Haseke’nin kuzeyindeki Al Süvaydiya gaz tesisine yönelik nokta operasyon nedeniyle örgütün aylık iki buçuk milyon dolar gelir kaybedeceği hesaplandı. Sıvılaştırılmış petrol gazı üretimi durduğu için SDG, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden gaz almaya başladı. Ayıca örgüt, hasar gören tesisleri onarmak için gerekli donanım ve bilgiye sahip değil. Al Ahbar gazetesine göre bu durum, SDG’yi yeniden Şam’dan teknik destek istemeye zorluyor.

ABD liderliğinde yapılan petrol kaçakçılığına Rusya ve Çin’den sık sık tepkiler geliyor. Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Cao Licien 2 Aralık’ta “ABD’nin Suriye’de asker bulundurması yasa dışıdır, ABD’nin Suriye’den petrol ve tahıl kaçırması yasa dışıdır, ABD’nin Suriye’ye füze saldırısı düzenlemesi de yasa dışıdır” demişti. Çinli yetkili ayrıca kaçakçılığın 2011’den 2022’ye kadar 100 milyar doları aşkın maliyet yarattığını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova da Kasım ayının başında yaptığı bir açıklamada ABD’nin Suriye’de ayda 30 milyon dolarlık petrol çıkardığını açıklamıştı. ABD, IŞİD ile mücadele etmesini bahane ederek, Suriye’nin kuzey doğusunda petrol kaçakçılığı yapıyor. ABD, kendi yaptırımları üzerinden, Suriye’den ayda 30 milyon dolarlık kaçak petrol çıkarıyor ve bu bölgelerden çekilmek istemiyor” ifadelerini kullanmıştı.

“Türkiye bu ay operasyona başlayabilir”

Türkiye’nin hava operasyonları sonrası SDG ile ortak devriye ve operasyonları sınırlayan Pentagon, Suriye faaliyetlerini yeniden genişletmek için hazırlık yapıyor. Adı açıklanmayan üç ABD’li yetkilinin verdiği bilgiye göre Türkiye’nin bu ay içerisinde Suriye’ye kara operasyonu başlatması olasılık dahilinde. Pentagon’un askeri sözcüsü Albay Joseph Buccino da SDG’nin güvenliğinden endişe duyduklarını açıkladı.

CIA Başkanı William Burns ise Türkiye’nin devam eden operasyonları nedeniyle ABD’nin duyduğu rahatsızlığı meslektaşı MİT Başkanı Hakan Fidan’a iletti. ABD merkezli haber ağı Axiosun haberine göre Burns, Fidan’a “güçlü bir mesaj” verdi. Siteye konuşan ve “konu hakkında doğrudan bilgi sahibi oldukları” belirtilen iki ABD’li kaynak; MİT’in kullandığı dronlarla yapılan operasyonların Suriye’deki ABD personelini tehlikeye attığını öne sürdü.

Devam eden Ukrayna savaşı, Türkiye’nin ABD’den F 16 talebi, Yunanistan’la yaşanan gerilim ve Şam’la yumuşama girişimleri olası kara harekatında zamanlamayı etkileyecek en önemli maddeler olarak öne çıkıyor. Suriye yönetimi sınır bölgelerinde eski adıyla ÖSO yeni adıyla Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) daha fazla alan kontrol etmesini istemiyor. Öte yandan YPG’nin gaz ve petrol sahalarını işgal etmesi nedeniyle ağır bir enerji krizinin ortasından geçen Şam, Türkiye ile diyaloğu eşit düzeyde kurabilmek için ağırdan alma yoluna gidiyor. Suriye’ye Türkiye üzerinden elektrik sağlanması olası bir Ankara – Şam diyaloğunun zemini olur mu bunu zaman gösterecek.

Rusya’nın YPG’yi ABD’den uzaklaştırarak Şam’la uzlaşmaya zorlama stratejisi ise bu kez de işe yaramayacak gibi duruyor. Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyonlarında Rusya, YPG’ye “sınır bölgelerini Suriye ordusuna bırak” teklifini götürmüştü. Bu kez de Rusya Tel Firat, Ayn El Arab ve Menbiç bölgelerinden örgütün çekilmesi için baskı yapıyor. ABD telkinleriyle bu teklifleri reddeden örgütün bu kez Rusya’yı dinlemesi için özel bir neden bulunmuyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version