Stimson Center’de Nader Habibi imzalı makalede Suud – ABD ilişkilerindeki son beşi yıllık gerilim ve zorluklar incelendi. Suudilerin Rusya ve Çin başta olmak üzere yeni güç merkezleriyle ilişki geliştirip alternatifleri olduğunu Washington’a gösterdiği belirtilen makalede, Riyad’ın ABD ile yürüyen müzakerenin sonuçlarına göre dolar dışı petrol satışı konusunu değerlendireceği fikri savunuldu.
“Suudi Maliye Bakanı Mohammed al-Jadaan Ocak 2023’te Suudi Arabistan’ın petrol sözleşmelerinde ABD doları dışındaki para birimlerini kullanmaya açık olduğunu açıkladığında, muhtemelen yorumunun medyanın bu kadar ilgisini çekeceğini beklemiyordu. Ancak bunun gerçekleşmiş olmasına şaşırmamalıydı.”
Makalesine bu cümleyle başlayan Nader Habibi, Suudi Arabistan’ın Rusya, Çin ve BRICS ülkeleriyle sıkılaşan ilişkilerini Washington’un Riyad’ı ihmal etmesine dayandırıyor:
“Suudiler uzun yıllardır dört taleplerinin ABD tarafından ihmal edildiğini düşündükleri için hayal kırıklığına uğramışlardır: 1) Gelişmiş silah sistemlerinin satışı da dahil olmak üzere ABD’nin Suudi savunmasına daha güçlü bir bağlılık göstermesi, 2) İran’ı çevrelemek için daha güçlü ve etkili adımlar atılması. 3) Filistin sorunu için iki devletli bir çözümü teşvik edecek sağlam adımlar. 4) ABD’nin Suudi insan hakları ihlallerine yönelik eleştirilerinde itidalli olması. ABD’nin bu meseleleri ele almadaki yetersizliği ya da isteksizliği Suudi Arabistan’ı Çin ve Rusya ile daha yakın ilişkiler geliştirmeye ve İran’la yakınlaşma yönünde son dönemde atılan adımları atmaya itmiş görünüyor.”
Petro-dolar küresel sisteminin merkezinde bulunan Suudi Arabistan’ın ABD ile özel ilişkileri bulunuyor. Suudi Arabistan’ın petrol gelirlerinden elde gelirlerin önemli bir bölümü ABD finansal sistemi içindeki yatırım araçlarında değerlendiriliyor. Bu nedenle Riyad-Washington ilişkilerinde keskin bir kopuş beklemek çok da gerçekçi değil. Stimson Center’de yayımlanan makalede Riyad’ın dış politikasını çeşitlendirirken ABD’nin dikkatini çekmeyi hedeflediği görüşü savunuluyor:
“Öyle görünüyor ki Suudi Arabistan nihayet Washington’un dikkatini çekmeyi başardı. New York Times köşe yazarı Thomas Friedman, Temmuz 2023 tarihli bir makalesinde, Suudi Arabistan’ın Çin ile ilişkilerinin sınırlandırılması ve Suudi-İsrail yakınlaşmasına yönelik adımlar atılması karşılığında Suudi Arabistan’ın pek çok endişesini giderecek kapsamlı bir güvenlik anlaşması üzerinde üst düzey müzakerelerin sürdüğünü ortaya koydu.”
BRICS’e davet alan Riyad, Nader Habibi’ye göre dikkatli bir şekilde birliğe yönelik politikasını olgunlaştıracak:
“Bu arada Rusya ve Çin de Suudi Arabistan’a yönelik cazibe ataklarını sürdürdü. BRICS liderlerinin Ağustos 2023’te Güney Afrika’da gerçekleştirdikleri yıllık toplantı sırasında Suudi Arabistan örgüte katılmaya resmen davet edilen altı ülkeden biri oldu. Davet edilen diğer beş ülkenin – Arjantin, İran, BAE, Mısır ve Etiyopya – liderleri hemen minnettarlıklarını ifade ederken, Suudi Arabistan’ın tepkisi daha çekingen oldu. Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan davete verdiği ilk tepkide, Krallığın bir karar vermeden önce üyelik koşullarını dikkatle inceleyeceğini söyledi.”
Başta Rusya olmak üzere bir çok ülkeden dolar dışı ticaret çağrılarına Riyad’ın vereceği yanıt şüphesiz küresel para sistemini ciddi oranda etkileyecektir. Yazara göre Riyad’ın kararını belirleyecek olan şey ABD ile pazarlık masasından ne kadar memnun kalktığı ile ilgili olacak:
“Washington’un Suudi Arabistan’ı hafife almadığını varsayarsak son aylarda Suudi diplomasisi, ABD ile sağlam ve güçlü bir stratejik ilişkinin hala Riyad’ın en önemli önceliklerinden biri olduğunu gösteriyor. Suudiler aynı zamanda çok kutuplu yeni dünya düzeninde başka seçeneklerinin de olduğunu gösteriyorlar. BRICS liderleri gelecek yıl Moskova’da yapılacak zirvede dolarsızlaşmanın gündemlerinde olacağını açıkladılar. ABD-Suudi müzakerelerinin sonucu muhtemelen Suudilerin BRICS’e katılım düzeyini ve dolarsızlaştırma gündemini etkileyecektir.”