“Suudi Arabistanlı yöneticiler petrolün ötesine geçme mecburiyetinin son derece farkında.”
Çevirmenin notu: Dünyanın önde gelen futbol yıldızları ve golcülerinin soluğu Suudilerin kapısında alması son dönemde dikkate alınması gereken fenomenler arasında yer alıyor.
Ronaldo, Benzema ve Neymar gibi isimler, şu aralar Suudi liginde top koşturuyor ve bu durum, pek çok açıdan kötü sicile sahip Suudi Krallığının kendini sporla temize çıkarma ve petrole alternatif oluşturma teşebbüslerinin bir parçası. Aşağıda tercümesi verilen makale, bu konuda derli toplu bir değerlendirme arayanlar için faydalı olabilir.
Suudi Arabistan’ın futbol projesi: Sportswashing mi, strateji mi, yoksa çılgınlık mı?
Shuvaditya Bose
The Quint
20 Ağustos 2023
Şaşırtıcı bir futbol yıldızı akınını devam ederken Suudi Arabistan’ın futbol projesi mercek altına alındı.
İlk devasa adım 1 Ocak’ta Cristiano Ronaldo’nun Al Nassr’a imza atmasıyla atıldı. O tarihten bu yana Suudi Profesyonel Ligi (SPL) şaşırtıcı bir futbol ikonu akınına uğradı ve sürekli olarak büyüyen listeye en son katılan isim Neymar oldu.
Brezilyalı yıldızın Fransa şampiyonu Paris Saint-Germain’den (PSG) Al Hilal’e katılmasıyla birlikte Suudi Arabistan’ın futbol projesine ilişkin tartışmalar yeniden gündeme geldi. İşte bu konuda bilmeniz gereken her şey:
Suudi kulüplerine hangi yıldız futbolcular imza attı?
Suudi Arabistan’ın dünya çapında saygın yetenekleri bünyesine katmak konusunda henüz yeni sayılabilecek, fakat belirgin ve hızlı bir eğilimi olduğu göz önüne alındığında bu soruyu kısa süre içinde yanıtlamak gerekiyor; hangileri?
Ancak şimdilik bu hamleyi yapanlara odaklanalım. Futbol fanatiklerinin farklı fraksiyonları bu konu üzerinde günlerce ve gecelerce tartışabilir ama aslında kitlesel akın Cristiano Ronaldo’nun Al Nassr’a gitmesiyle tetiklendi.
Yıllık 90 milyon avro taahhüt edilen ve çeşitli maddelerin yerine getirilmesi halinde 200 milyon avroya kadar yükselen maaş, bundan sonra ne olacağına dair şeffaf bir tablo sunuyordu. Avrupa’da ticaretle uğraşan futbolcular da bu mesajı aldı ve kısa süre içinde aynı yolu izlemeye karar verdi.
O zamandan bu yana Suudi Arabistan’a gelen yıldızlar arasında şu isimler yer alıyor:
- Karim Benzema: Real Madrid ile beş kez UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonu ve Ronaldo’nun eski takım arkadaşı.
- N’Golo Kante: Fransa ile Dünya Kupası kazandı.
- Roberto Firmino: Liverpool ile UEFA Şampiyonlar Ligi galibi.
- Jordan Henderson: Liverpool’un eski kaptanı.
- Neymar: Brezilya’nın tüm zamanların en çok gol atan oyuncusu.
Bu oyuncular neden Suudi Arabistan’a geliyor?
Lafı dolandırma yöntemleri az değil ama ne yazık ki Suudi Arabistanlı futbol taraftarları nezdinde Odion Ighalo bunları ya bilmiyor ya da öğrenecek kadar önemsemiyor.
Bu nedenle, son üç yıldır Suudi Arabistan’da oynayan Nijeryalı forvete oyuncuların neden Orta Doğu’ya gittiği sorulduğunda OmaSportsTV’ye şunları söyledi:
“Kardeşim, para. Günün sonunda, para. Ronaldo hâlâ tutkuyla mı oynuyor? Ronaldo benim hayatım boyunca kazandığımın 100 katını kazandı ama yine de Suudi Arabistan’a gitti. Bunu tutkuyla mı yaptı? Para için, kardeşim.”
Sahiden de Ronaldo’nun yukarıda bahsi geçen sözleşmesi ya da Neymar’ın yıllık 150 milyon avro olarak bildirilen ve önceki ücretinden altı kat daha fazla olan sözleşmesi, Avrupa’dan göçün başlıca nedenlerinden biri.
Yine de Suudi Arabistan’a gitme konusunda tek motivasyon kaynağının para olmamasını sağlamak amacıyla, takımlar bir yandan Matthias Jaissle ve Marcel Keizer gibi Avrupa kökenli koçları kadrolarına katarken, diğer yandan da kadroların bütünsel olarak iyileştirilmesini sağladılar.
Peki Suudi Arabistan neden futbola büyük yatırım yapıyor?
Avrupa futbolunun kendini “temiz” ilan edenleri arasında, Orta Doğu futbolunu “Petrol Ligi” terimiyle aşağılama becerisi sıkça görülüyor. Fakat Suudi Arabistanlı yöneticiler petrolün ötesine geçme mecburiyetinin son derece farkında.
Ülkenin zenginliği hala fosil yakıtlardan besleniyor olsa da bu sınırlı bir kaynak olmayı sürdürüyor ve egemen Kamu Yatırım Fonu (PIF) artık istikrarlı ve gelişen bir ekonomi tesis etmek için diğer, daha sürdürülebilir sektörlere yatırım yapmayı hedefliyor.
Suudi Arabistan’a yönelik sportswashing iddiaları neler?
İddialara geçmeden önce, bu terimin neyi kapsadığını bilmek çok önemli olacaktır.
Tanım olarak sportswashing, ister kamu ister özel kuruluşlar olsun, kuruluşların isimlerini ve itibarlarını “temize çıkarmak” için spor etkinliklerini kullandıkları ve dikkatleri şaibeli eylemlerden saptırdıkları bir pratiği ifade eder.
(World Population Review’a göre) Suudi Arabistan’ın özgürlükler sıralamasında 165 ülke arasında 155. sırada yer aldığı ve gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2018’de öldürülmesinin ardından pek çok şirketin devletle herhangi bir bağ kurmamayı tercih ettiği bir ortamda, dünya çapında futbolcuları getirme teklifi pek çok insan hakları örgütü tarafından “sportswashing” olarak algılanıyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün Orta Doğu araştırmacısı Dana Ahmed, Ronaldo’nun transferinin ardından şunları yazmıştı:
“Al Nassr’ın Cristiano Ronaldo ile anlaşması Suudi Arabistan’daki daha geniş bir sportswashing modeline uyuyor. Suudi yetkililerin Ronaldo’nun ülkedeki varlığını, ülkenin dehşet verici insan hakları sicilinden dikkatleri uzaklaştırmanın bir yolu olarak kullanması kuvvetle muhtemel.”
İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Grant Liberty gibi kuruluşlar da benzer görüşleri yineleyerek küresel futbol idari organı FIFA’yı düzeltici tedbirler almaya çağırdı.
Peki, Suudi Arabistan’a karşı adım atılacak mı?
Bu pek olası görünmüyor, zira uluslararası futbolun işleyişi düşünüldüğünde bu durum pek de haklı görünmüyor.
Sadece birkaç ay önce dünyanın en iyi futbolcuları Dünya Kupası için bir başka Orta Doğu ülkesine —Katar— gitmiş ve burada stadyumları inşa eden göçmen işçilerin ölümleri hakkında sorular sorulmuştu.
Katar’a bir şey olmaması şöyle dursun, FIFA Başkanı Gianni Infantino belki de en iyi konuşmasını yaptı ve Katarlı, Arap, eşcinsel, engelli, göçmen işçiler gibi pek çok şeyi “hissettiğini” söyledi.
Suudi Arabistan’ın da zarar görmemesi sürpriz olmayacaktır.
Bu Avrupa futbolu açısından ne anlama geliyor?
Lig çok sayıda yetenekli futbolcuyu cezbetse de —ve en önemlisi bunların tamamı emeklilik yaşına yaklaşmamış olsa da— Avrupa futbolu en azından şimdilik rahat olabilir.
Gerek futbol standardı gerekse pazarlama, izlenme oranları ve genel kalite açısından sektörler arasında üstünlüğe sahip olan tanınmış Avrupa ligleri şimdilik itibarlarını koruyacak gibi görünüyor.
Bununla birlikte, Ronaldo ve Neymar gibi yıldızların bireysel hayran kitleleri aracılığıyla kaçınılmaz olarak küresel bir katılım sağlamasıyla Suudi Arabistan liginin hızla ilerleme kaydettiği yadsınamaz.