DÜNYA BASINI

Ukrayna savaşı: Rusya’nın kaybı Kazakistan’ın kazancı mı?

Yayınlanma

Çevirmenin notu: Ukrayna’daki savaş, Rusya’nın dış politika rotası ve kimlerin dost, kimlerin düşman olduklarının anlaşılması açısından iyi bir sınav oldu. Savaş devam ediyor; Rusya’nın başta Avrupa olmak üzere Batı’nın tamamıyla ipleri koptu ve yıllardır “Kremlin’in arka bahçesi” yakıştırması yapılan Orta Asya ülkeleri, otonom politik tercihler geliştiriyor.

Kazakistan, bu eğilimin en çarpıcı örneklerinden biri; nitekim ülke, savaşın başından bu yana Rusya’nın aleyhine sayılabilecek bir yükseliş kaydediyor. Gazeteci Harun Karčić değerlendirmiş.


İşgal sıkıntıları: Rusya’nın kaybı Kazakistan’ın kazancı mı?

Harun Karčić
The National Interest
8 Ağustos 2023

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından Rusya Federasyonu’nda faaliyet gösteren çok uluslu şirketler ülke ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı. Bazıları başta yatırımlarını geri çekmeye, mağazalarını kapatmaya ve faaliyetlerini durdurmaya karar verdi. Diğerleri ise ülkeden tamamen çıkmayı tercih etti. Yale Üniversitesi tarafından yapılan bir sayıma göre, bu yıl 15 Haziran itibariyle Rusya’dan toplamda 546 firma çekildi.

Ancak bir işletmenin Rusya gibi bir ülkeden taşınmasının bürokratik engeller ve ciddi mali kayıplarla dolu büyük bir iş olduğu ispatlandı. Bu nedenle bazı şirketler ülkede —tercihen de henüz kullanılmayan geniş Orta Asya pazarına erişebilecekleri bir ülkede— kalmaya karar veriyor. Bu fırsatın farkına varan Orta Asya’nın en büyük ülkesi Kazakistan, kendi küfesini doldurmaya karar verdi.

Avrasya kara parçasının haritasına bakıldığında, Kazakistan’ın her şeyin tam ortasında yer aldığı görülür. Sadece Rusya ile 7 bin 644 kilometrelik bir sınırı paylaşmakla kalmıyor, doğuda Çin, güneyde Kırgızistan, Özbekistan, Aral Denizi ve güneybatıda Türkmenistan ve Hazar Denizi ile sınırlanıyor.

Orta Asya ülkeleri henüz ayak basılmamış geniş pazarlar sunuyor ve eski Sovyet ülkeleri arasında genelde nispeten düşük jeopolitik risk taşıdığı düşünülüyor. Batılı ve çok uluslu şirketlerin işlerini Orta Asya’ya kaydırması, savaşın öngörülemeyen bir sonucu olarak geçen yıl Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi ülkelere eşi benzeri görülmemiş Rus göçmen akınıyla el ele gidiyor. İlk göç dalgası —işgalin hemen ardından— bölgeye yetenekli Rus mühendisleri ve bilişim uzmanlarını getirdi. İkinci dalga ise Vladimir Putin’in yedek asker seferberliği ilan etmesinin ardından geldi ve çeşitli sosyal sınıflardan Rusları bölgeye getirdi. Kazakistan’ın Ekim 2022 sonundan itibaren tahminlerine göre ülkeye giriş yapan Rusların toplam sayısı yarım milyona yaklaştı. Kaçının ülkede kalmaya karar verdiği ve kaçının ikincil veya üçüncül konumlara geçtiği belli değil. Benzer şekilde, Kırgızistan makamları da Ocak-Eylül 2022 arasında 184 bin Rusun ülkeye geldiğini belirtirken, Özbekistan İçişleri Bakanlığı, 2022’nin ilk dokuz ayında yaklaşık 395 bin Rusya vatandaşının ülkeye geldiğini bildirdi. Her iki dalga da, özellikle konaklama ve restoran gibi bu göçmenlere hizmet veren sektörlerde iç tüketimi artırdı.

Orta Asya devletleri, kalifiye işçi akınından ekonomik menfaat sağlama fırsatını çabucak fark etti. Kazakistan, Astana’da genişleyen sanayi bölgesinde çalışan yabancılara beş yıllık vize ve kapsamlı vergi muafiyetleri sundu. Özbekistan, yabancı bilişim uzmanlarına ve ailelerine üç yıllık özel çalışma vizesi veren yeni politikalar benimsedi. Kırgızistan da bilişim teknolojileri sektörünü geliştirmek amacıyla Rus sürgünleri çekme yönünde girişimlerde bulundu. İnsan gücünün yanı sıra Orta Asya, Rusya pazarından taşınan uluslararası firmalardan da faydalanıyor. 2022 itibariyle 600 kadar Amerikan şirketi bölgede ortalama 45 milyar dolarlık yatırımla faaliyet gösteriyor. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından yakın zamanda yapılan detaylı araştırma, Rusya’dan şirket göçünün bölgeye ekonomik bir ivme kazandırdığını gösterdi. Bölge ekonomisinin bu yıl en az yüzde 5,2, 2024 yılında ise yüzde 5,4 oranında büyümesi bekleniyor.

Jeopolitik çalkantıların genelde bir ülkenin diğeriyle olan ilişkisinin özünü ortaya çıkarması gibi, Ukrayna’daki savaş da Kazakistan’ın Rusya ekonomisi karşısındaki kırılganlıklarını ortaya çıkardı. Çatışmanın ilk iki haftasında Kazakistan’ın para birimi tenge, dolar karşısında yüzde 20 değer kaybetti. Ukrayna’nın işgal edilmesi, Kazakistan’da hem Rusya hem de Ukrayna’yı ticaret ortağı olarak gören tedarik zincirlerini ciddi biçimde etkiledi. Kesintiye uğrayan tedarik zincirleri ülkenin imalat sektöründe gecikmelere ve Mart 2022’de keskin bir düşüşe neden oldu. Fakat bu tür zorluklara rağmen sektör, Ağustos 2022’de toparlanarak şirketlerin tedarik zincirlerini yeniden ayarlayabildiğini gösterdi. Ulusal para birimi de aynı şekilde toparlandı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi Kazakistan’ın ihracat değeri üzerinde olumlu bir etki yarattı. Ocak-Eylül 2022 döneminde Kazakistan’dan yapılan ihracat, 2021’in aynı dönemine kıyasla yüzde 47,5 artışla 65,8 milyar dolar olarak kaydedildi. Bu durum büyük ölçüde emtia fiyatlarındaki artışla açıklandı. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, şirketlerin komşu ülkelere taşınmasına neden olarak ithalat-ihracat işlerini korumalarına ve döviz cinsinden ödeme almalarına olanak sağladı. Kazakistan’da bu durum, 2022’nin ilk aylarında yüzde 18 artan doğrudan yabancı yatırıma yansıdı. Rus göçmenler bölgenin hava taşımacılığı, konaklama-ikram ve bankacılık gibi hizmet ticaretini artırdı. Kazakistan’ın Rusya’ya hizmet ihracatı, 2022’nin ilk dokuz ayında bir önceki yıla göre yüzde 75 arttı.

Deneyimli bir diplomat olan ve akıcı bir şekilde Çince, İngilizce ve biraz da Fransızca konuşan Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev, çay yapraklarını okuyabiliyor. Avrasya Ekonomik Birliği ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü aracılığıyla uzun süredir Rusya’ya bağlı olan ülkesi artık Batı teknolojisine, uzmanlığına ve know-how’ına yöneliyor. Yeni Astana borsası (AIX) temel olarak Nasdaq bileşenlerinden oluşuyor ve hukuki yapısı İngiliz hukukuna ve Londra’daki finans piyasası kurallarına dayanıyor. Daha fazla uluslararası iş ve yatırım çekmek amacıyla önemli adımlar attı, doğrudan yabancı yatırımı kolaylaştırmak ve artırmak amacıyla ülkede iş yapmanın hemen her yönünü elden geçidi, petrol dışı sektörleri canlandırmak için çeşitli reformlar ve politikalar uyguladı, yabancı yatırımı ve özel girişimciliği —Özel Ekonomik Bölgeler ve sanayi bölgeleri gibi— teşvik etti, işletmelerin faaliyete geçmesi için cazip teşvikler sundu, yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeleri teşvik etti.

Kazakistan, geçen yıl yüzde 6 artışla 20 milyar dolara ulaşan net doğrudan yabancı yatırım bakımından denize kıyısı olmayan otuz iki gelişmekte olan ülke arasında ilk sırada yer alırken, onu Etiyopya, Özbekistan, Moğolistan ve Uganda takip etti. Ayrıca son beş yılda eski Sovyet ülkeleri arasında kaydedilen en yüksek gösterge ile ilk sırada yer aldı. Ülkenin brüt doğrudan yabancı yatırımı 2022’de 28 milyar dolara ulaşarak son on yılın rekor seviyesine ulaşırken, en çok yatırım yapan ülkeler 8,3 milyar dolarla Hollanda, 5,1 milyar dolarla ABD, 2,8 milyar dolarla İsviçre, 1,6 milyar dolarla Belçika, 1,4 milyar dolarla Çin ve 1,5’er milyar dolarla Rusya ve Güney Kore oldu.

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in Ekim 2022’deki ziyareti ve AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borell’in Kasım 2022’deki ziyareti de dahil olmak üzere, Avrupa Birliği yetkililerinin Kazakistan’a ziyaretleri de Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık rotası etrafında dönen tartışmalarla hız kazandı. AB’nin Kazakistan’a yeniden odaklanması, birliğin devam eden enerji krizi ve enerji tedarikçilerini çeşitlendirme teşebbüsleriyle aynı döneme denk geliyor.

Bazı Orta Asya ülkeleri açısından Ukrayna’daki savaş, bölgesel güç dengesinde belirleyici bir dönüm noktasını temsil ediyor. Kazakistan’ın dış politikası ip üstünde yürümeye devam etse de bunun, ülkenin Rusya’ya olan bağımlılığını azaltırken Batı, Türkiye ve Körfez ülkeleriyle olan bağlarını güçlendirmeye dönük somut bir vurgu olduğuna kuşku yok.

Bariz olan bir şey var: Rusya, Orta Asya’daki cazibesini kaybediyor ve Avrasya Ekonomi Birliği ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü gibi Moskova liderliğindeki örgütler, Orta Asya liderleri arasında müzelik eserler değilse bile daha da itici hale gelecek gibi görünüyor. Hem dış güçlerle ilişkiler hem de bölge içi işbirliği dinamikleri açısından bölgesel siyasi düzenlemeler halihazırda görünür durumda. Bölge ve Kazakistan’ın geleceği için aynı derecede derin olan bir diğer husus ise Çin ile Batı arasında süregelen “ayrışma” ve Astana’nın yeni bir denge arayışı.

Rusya ile Orta Asya arasında geçtiğimiz yüzyıl boyunca geliştirilen çok sayıda askeri, siyasi, iktisadi ve kültürel bağ bir gecede ortadan kalkmayacaktır.

Fakat yine de Moskova’nın Ukrayna’daki eylemlerinin açıktan onaylanmaması, Orta Asya ülkelerinin artık Moskova’nın uyduları olmadığını gösteriyor.

Çok Okunanlar

Exit mobile version