RUSYA

Uluslararası Adalet Divanı, Rusya’ya karşı iddiaları ve Ukrayna’nın tazminat talebini reddetti

Yayınlanma

Uluslararası Adalet Divanı, dün Ukrayna’nın Ocak 2017’de ‘Rusya ile Terörizmin Finansmanının Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme’ye (ICFT)’ dayanarak açtığı davaya ilişkin nihai kararını açıkladı.

UAD, Kiev’in yedi yıllık duruşma sırasında öne sürdüğü 20’den fazla iddianın neredeyse tamamını ve Ukrayna’nın tazminat talebini reddetti. 

Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan UAD’ın kararına ilişkin yapılan açıklamada, “Uluslararası Adalet Divanı, Kiev’in izinden gitmedi ve Rusya’yı ‘saldırgan bir devlet’ olarak tanımayı temelde reddetti. Mahkeme ayrıca Ukrayna’nın Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerinin ‘terör örgütleri’ olduğu yönündeki iddialarını da reddetti. Bu sonuçlar, Mahkemenin kararıyla Kiev’in Batı’da çalınan Rus varlıklarının kendisine devredilmesi ve Rusya’ya karşı uluslararası kısıtlamalar getirilmesi yönündeki taleplerini desteklemeyi umduğu gerçeğinin ışığında özellikle önemlidir,” denildi.

MH17 uçağının düşmesinden Rusya sorumlu tutulmadı

Bakanlık, ayrıca açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Buna ek olarak Mahkeme, Ukrayna’nın ICFTC kapsamındaki Boeing MH17 sefer sayılı uçağının düşmesinden Rusya’yı sorumlu tutma yönündeki talebini de reddetti ve Ukraynalıların Donetsk Halk Cumhuriyeti’ndeki kazaya karıştığına dair iddiaları da kabul etmedi. Duruşmalar sırasında Rusya, olayla ilgili olarak Hollanda adaletinin çatısı altında bir ‘ortak soruşturma ekibi’ tarafından yürütülen sözde uluslararası soruşturmadaki ölümcül kusurlara ilişkin ikna edici kanıtlar sundu.

2014-2017 olaylarıyla ilgili olarak Uluslararası Adalet Divanı, Ukrayna’nın, Rusya’nın iddia edilen katılımı ve Donetsk milislerinin askeri havaalanı Volnovaha yakınlarındaki ‘Bugas’ askeri kontrol noktasının bombalanmasındaki suçu hakkındaki iddialarını desteklemenin mümkün olmadığını değerlendirdi. Sözde özel harekat karargahının bulunduğu Kramatorsk’ta ve Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Mariupol ve Avdeevka’daki konumları, bu olayların Uluslararası Ceza Kanunu kapsamına girmediğini gösteriyor.

Rus tarafı, Ukrayna’nın suçlamalarındaki özel şüpheciliğin altını çizdi: Kiev, askeri hedeflere yönelik saldırıları ‘terör eylemleri’ olarak sunmaya çalıştı ancak Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, uzun yıllardır Donbass kentlerini ağır silahlarla bombalıyor ve özellikle sivillere saldırıyordu. 2 Haziran 2014’te Lugansk bölge idare binasına düzenlenen hava saldırısı, 22 Ocak 2015’te Donetsk’te bir toplu taşıma durağına düzenlenen topçu saldırısı sonucu sivillerin öldürülmesi ve daha birçok kanlı suç dahil olmak üzere birçok hedef alındı.

Kiev rejiminin, Ukrayna bombardımanından ve ekonomik ablukadan zarar gören Donbass sakinlerine insani yardımı ‘terörü finanse etmek’ olarak ilan etmeye çalışması da daha az alaycı değil.

Uluslararası Adalet Divanı, Rusya’nın, terörü finanse etmek için kullanılan fonları tespit etme ve bloke etme yükümlülüğü de dahil olmak üzere, terör finansmanı alanında işbirliği yapma yükümlülüklerini sadakatle yerine getirdiğini; terör suçları işleyen kişileri iade etmek veya bağımsız olarak yargılamak; karşılıklı cezai hukuki yardım sağlamak;  Terör suçlarının önlenmesinde işbirliği yapmak. Bu, FATF’ın Rusya’nın bu alandaki yükümlülüklerine yüksek düzeyde uyum sağladığına ilişkin daha önceki sonuçlarıyla tamamen tutarlıdır; FATF, Ukrayna’nın iddialarının tamamen siyasi nitelikte olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Bu arka plana karşı, UAD Rusya’nın iki davada, Ukrayna’ya göre Donbass halkına yardım etmek için Rusya’da yardım toplayan kişilerin faaliyetlerini gerektiği gibi soruşturmadığı yönündeki iddiası şaşkınlıkla karşılandı. Mahkeme kendi uygulamasına karşı çıkmak ve ‘terörün’ ya da ‘finansmanının’ hiçbir belirtisinin bulunmadığı bir durumda, Terörün Finansmanı Sözleşmesinin uygulanabilirliğini kanıtlamak için eşi benzeri görülmemiş derecede düşük bir çıta koymak zorunda kaldı. Yargılamalar sonucunda Ukrayna’nın tazminat veya diğer türlü tatmin talepleri tamamen reddedildi.”

Çok Okunanlar

Exit mobile version