Washington Post gazetesi, bu hafta Litvanya’da yapılan NATO zirvesinin, Çin’in uyarılarına rağmen, Asya ülkelerinin NATO ile bağlarını derinleştirmeye kararlı olduğunu gösterdiğini yazdı.
Üst düzey Çinli yetkililerin aylardır NATO karşıtı söylemlerini artırdıklarına işaret edilirken, Çin’in savunma bakanı Li Shangfu’nun haziran ayında Singapur’daki savunma konferansında yaptığı konuşmada, ABD’yi “bölgedeki ülkeleri rehin tutmak ve çatışma ve karşı karşıya gelme oyunu oynamak” üzere Asya’da NATO benzeri yapılar kurmaya zorlamakla suçladığı hatırlatılıyor. Çin’in eski Washington büyükelçisi Cui Tiankai de, “Asyalı bir NATO’ya ihtiyacımız yok. Bölgemizde NATO’nun rolünün genişlemesini görmek istemiyoruz” demişti.
Pekin’in Ukrayna savaşının, NATO’nun kilit bir parçası olduğu Avrupa güvenlik mimarisinin başarısız olduğunun kanıtı olduğu yönündeki görüşüne atıfta bulunulan yazıda, Cui’nin, Avrupa’nın Asya için izleyebileceği en iyi yolun “hiçbir şey yapmamak” olduğu yönündeki ifadelerinin altı çiziliyor. Washington elçisinin ayrıca, “NATO Asya-Pasifik’e doğru genişlemeye çalışırsa, bu pekâlâ onun gerilemesi anlamına gelebilir” sözleri tehdit olarak nitelendiriliyor.
Ancak yazıda Çin’in tehditlerinin aslında Asya ülkelerini “NATO’nun kollarına attığı” savunuluyor.
Hint-Pasifik ve Avrupa’nın ortak güvenliği vurgusu
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg zirvede Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’u selamlarken, “Hint-Pasifik’te olan Avrupa için önemlidir ve Avrupa için olan Hint-Pasifik için önemlidir” ifadelerini kullanmıştı.
Yoon ise, “NATO ile işbirliğinin çerçevesini kurumsallaştırmak” istediklerini söylemişti.
Toplantıda, askeri bağlantı, siber savunma ve silahların yayılmasının önlenmesi de dahil olmak üzere 11 alanda işbirliği yapmak için yeni bir Güney Kore-NATO ortaklığı kuruldu. Washington Post analizine göre, Yoon’un hamleleri, Pekin’in Güney Kore’ye karşı “ekonomik baskı kampanyasını” artırmasıyla geldi.
Bu toplantı ayrıca, Asya Pasifik Ortakları veya kısaca AP4 olarak anılan Güney Kore, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir NATO zirvesine ikinci kez katılmalarıydı.
Yakın zaman önce NATO, Tokyo’da bir irtibat ofisi açma planlarını duyurmasına rağmen, yazıda “Hint-Pasifik’te kimsenin NATO’nun bir kopyasını yaratmaya çalışmadığı” iddia ediliyor. WP’ye göre, “Asya demokrasileri Pekin’in saldırganlığına direnmek için güçlerini birleştirmeye başlıyor”.
Asya ve Avrupa arasında güvenlik bağları derinleşiyor
Diğer yandan yazıda, Çin’in Avrupa’daki iddialı ‘savaşçı kurt diplomasisi’nin, daha küçük, çoğunlukla Doğu Avrupa ülkelerini Asya’ya daha fazla dahil olmaya teşvik ettiği kaydediliyor: “NATO zirvesi öncesinde Litvanya ilk Hint-Pasifik stratejisini yayınladı. Litvanyalılar için Çin’in bu yıl ekonomilerini batırma girişimleri (Tayvan’la bağları derinleştirmenin cezası olarak) bir uyandırma çağrısıydı.”
Bazı “Asya ve Avrupa demokrasileri” arasındaki güvenlik bağlarının derinleştiğine dair artan işaretler olduğu da belirtilen yazıda, Güney Kore’nin, Ukrayna’ya sessizce mühimmat sevk etmekle kalmadığı; şimdi açıkça Polonya’ya tank sattığı söyleniyor. Bu arada, Avrupa ordularının Pasifik’teki askeri tatbikatlara giderek daha fazla katıldığı vurgulanıyor.
Her iki bölgedeki “demokrasilerin”, yüksek teknoloji ürünleri ve diğer kilit kaynaklar için Çin’e olan bağımlılıklarını ortaklaşa azaltmak için çalıştığı ifade ediliyor.
Fransa bu konuda hemfikir değil
Diğer yandan tüm NATO ülkelerinin Çin konusunda hemfikir olmadığına da işaret ediliyor. Bu bağlamda, NATO Ortak Bildirisinin, Çin’in politikalarını eleştiren ve Asya-Pasifik demokrasileriyle sağlam işbirliği sözü veren sert bir dil içermesine rağmen, daha önce beklenenden daha düşük bir tonda olduğu eleştirisi yapılıyor.
Bu nokta ise Tokyo’da bir NATO ofisi açmaya yönelik uzun süredir tartışılan planı engelleyen Fransa’ya işaret ediliyor: “Bu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Tayvan konusunda Avrupa’nın “Amerika’nın takipçisi” olmaya hiç niyeti olmadığını söylediği için eleştirilmesinden hemen sonra geldi. Macron’un argümanı, Avrupa’nın Ukrayna kriziyle boğuşurken, NATO veya Tayvan konusunda Çin’le karşı karşıya gelmemesi gerektiğidir.”
ABD Başkanı Biden’ın zirvede konuşmasıyla Macron’un bu görüşünü çürüttüğü savunuluyor: “İki bölgenin güvenliği arasında açık bir bağlantı kuran Başkan Biden, NATO zirvesine katılan Asya ülkelerinin Ukrayna’nın sadık destekçileri olduğunu kaydetti.”
Biden konuşmasında, “Hepimizin aradığı ortak değerlere doğru birlikte daha iyi çalışabilmeleri için Atlantik ve Pasifik demokrasileri arasındaki bağlantıları derinleştirmek için çalışıyoruz: Güçlü ittifaklar, çok yönlü ortaklıklar, ortak amaç, ortak zorluklarımızı aşmak için toplu eylem” dedi ve ekledi: “Yarın diğer olası saldırganları caydırmak için bugün çıplak, kontrolsüz saldırganlığı geri çevirecek miyiz?”
Sonuç olarak, Pekin’in Asya ülkelerinin NATO’ya yaklaşmasını engelleme ve NATO’nun Asya’ya yaklaşmasını engelleme çabalarının geri teptiği yorumu yapılırken, bunun Çin’i kontrol altına almak için ABD liderliğindeki bir komplo olmadığı, aksine Asya ve Avrupa ülkelerinin, “ancak birbirlerini savunmaya yardımcı olurlarsa kendi bölgelerinde güvenliği sağlayabileceklerini anladıkları” öne sürülüyor.