Ortadoğu

WSJ: Lübnan ordusu İsrail istihbaratından yararlandı

Yayınlanma

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberine göre Lübnan ordusu ülkenin yeni hükümetinin geçen yıl İsrail ile yaşanan yoğun çatışmaları durduran ateşkesi uygulamaya koyması sonrası, kısmen İsrail istihbaratının da yardımıyla güneyde Hizbullah’ın hâkimiyetindeki bölgelerde örgütü büyük ölçüde silahsızlandırdı.

ABD ve İsrailli yetkililer, Kasım 2024’te ilan edilen kırılgan ateşkesin korunmasında bu gelişmenin kilit rol oynadığını ve beklenenden hızlı ilerleme kaydedildiğini belirtti. Ancak asıl soru, Lübnan’ın bu süreci sadece güneyle sınırlı tutmayıp tüm ülkede uygulamaya çalışıp çalışmayacağı.

“Silah tekelinin devlette olması gerekir”

Lübnan Başbakanı Nevaf Selam, WSJ’ye verdiği röportajda, “Lübnan topraklarının her yerinde silah tekelinin devlette olması gerekir” dedi. Selam’a göre hükümet, güneydeki milisleri silahsızlandırma hedeflerinin yaklaşık yüzde 80’ine ulaşmış durumda.

Üst düzey Arap yetkililer, ABD üzerinden iletilen İsrail istihbaratının, Lübnan ordusunun Hizbullah’ın silah depolarını ve askeri noktalarını tespit edip yok etmesinde yardımcı olduğunu açıkladı. Ordunun ele geçirdiği silahların bir kısmını imha ettiği, kullanılabilir durumda olanları ise kendi yetersiz envanterini güçlendirmek amacıyla koruduğu belirtildi.

Bu çabalar sonucunda, Lübnan ordusu Litani Nehri’nin güneyinde etkinlik kazanarak bölgede giriş-çıkışları kontrol altına aldı. Uzun süredir Hizbullah’ın hâkimiyetinde olan bu alanlarda devlet otoritesi yeniden tesis edilmeye başlandı.

Hizbullah geri çekiliyor

Bir İsrail askeri yetkilisi, “Lübnan ordusunun bazı bölgelerde beklenenden çok daha etkili olduğunu görüyoruz. İsrail ordusu bu gidişattan memnun ve sürecin devamını bekliyor” dedi.

Lübnan hükümeti ayrıca, yoğun nüfuslu mülteci kamplarında faaliyet gösteren silahlı Filistinli grupları da silahsızlandırmak üzere çok aşamalı bir planı hayata geçirdiğini açıkladı. Nisan ayında Lübnan güvenlik güçleri, İsrail’e roket attığı öne sürülen bir Filistinli militan hücresine baskın düzenledi ve tutuklamalar yaptı.

Ateşkes anlaşmasına göre, silahsızlandırma çalışmalarının öncelikle Litani Nehri’nin güneyinden başlaması gerekiyor. Selam ve ABD, bu sürecin ülkenin tamamında uygulanmasını savunuyor.

Lübnanlı üst düzey güvenlik yetkililerine göre, Hizbullah şu ana kadar güneydeki silahsızlandırma adımlarına direniş göstermedi ve Beyrut Havalimanı gibi bazı bölgelerde güvenlik kontrolünü devretmek zorunda kaldı.

Hizbullah’a yakın kaynaklar, örgütün Batı ve Körfez ülkelerinden yeniden inşa yardımı alabilmek için işbirliği içinde görünmeye çalıştığını belirtiyor. Ancak örgütün ülke genelinde tamamen silahsızlandırmaya yanaşıp yanaşmayacağı hâlâ belirsiz.

Johns Hopkins Üniversitesi Dış Politika Enstitüsü’nden Randa Slim, “Hizbullah kendisini gönüllü olarak silahsızlandırmadığı sürece, Lübnan hükümetinin bunu zorla yapma olasılığı yok” diyerek siyasi çözümün tek yol olduğunu vurguladı. Slim, “Şii bölgelerinin yeniden inşasını Hizbullah’ın silahsızlanmasına bağlayarak örgüte siyasi baskı uygulanmalı” önerisinde bulundu.

“Hizbullah silahları, Lübnan’ın caydırıcılığının bir parçası”

Hizbullah, silahlı direniş hakkını korumakta ısrar ediyor. Örgüt sözcüleri, Lübnan ordusunun zayıflığı, İsrail tehdidi ve Suriye’deki Sünni radikal grupların azınlıklara yönelik saldırılarını gerekçe gösteriyor. Hizbullah milletvekili İbrahim Musevi, “Bazı bölgelerdeki Hizbullah silahları, Lübnan’ın caydırıcılığının bir parçasıdır” dedi.

Ancak yeniden silahlanmak artık eskisi kadar kolay değil. Hizbullah, İran’dan Suriye üzerinden gelen silah kaçakçılığı rotalarını, Beşar Esad’ın aralık ayında devrilmesi ve İran karşıtı bir hükümetin işbaşına gelmesiyle kaybetti. Ayrıca Beyrut Havalimanı üzerinden sağlanan mali kaynaklar da devlet denetimiyle ciddi biçimde kısıtlandı.

Lübnan ordusu bugüne kadar tarihsel olarak Hizbullah’la doğrudan çatışmadan kaçınmış ve ülkenin mezhepsel dengeleri nedeniyle tarafsız kalmaya özen göstermişti.

Başbakan Selam, bu dengeye rağmen devletin otoritesini güçlendirme konusunda kararlı olduklarını belirterek, “Ülkeyi iç savaşa sürüklemek istemiyoruz ama inanın, bu bizim devlet otoritesini genişletme ve pekiştirme taahhüdümüzü etkilemez” dedi.

Çok Okunanlar

Exit mobile version