Avrupa
Yeni Avusturya Şansölyesi Stocker AB göç kurallarından memnun değil

Avusturya’nın yeni şansölyesi Christian Stocker, AB’nin artık amacına uygun olmayan ve “göçmen karşıtı aşırı sağcıları” büyüten sığınma kurallarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
Merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) lideri Stocker, Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, üçlü koalisyonunun, geçen yılki parlamento seçimlerinde sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) tarihi zaferinin şokunu hâlâ atlatamayan ülkede “istikrar” ve “memnuniyet”i yeniden tesis etmeyi hedeflediğini söyledi.
Stocker, Avusturya’nın “bu [AB iltica reformu] meselesini gerçekten derinlemesine ele alan ve mevcut yasaların artık asıl amacına uygun olmadığı konusunda hemfikir olan, giderek büyüyen bir grup ülke”den biri olduğunu söyledi.
Şansölye, “Bu yasanın burada ne anlama geldiğinin köklerine dönmemiz gerekiyor, böylece ihtiyacı olanlara uygulanabilir,” diye ekledi.
Stocker’in hükümeti, göçle ilgili kamuoyundaki endişeleri gidermek için hızlı adımlar attı ve mültecilerin çocuklarını ve yakın aile fertlerini ülkeye getirme hakkını kısıtladı.
Avusturya, AB’nin aile birleşimi kurallarının gençlik suçlarında artışa neden olduğunu ve okulların Almanca bilmeyen çocukların akınıyla baş edemediğini iddia ediyor.
Fakat insan hakları savunucuları, hükümetin sorunun boyutunu abarttığını ve AB iltica hukukundan sapmasına izin verecek bir kamu düzeni acil durumu ilan etmek için hiçbir gerekçe olmadığını söylüyor.
Stocker, basitçe göçmen karşıtı FPÖ’nün politikasını benimsediği iddilarını reddetti ve kısıtlamaların partisinin “imzası” olduğunu ve diğer koalisyon üyelerinin desteğini aldığını söyledi.
Ayrı bir röportajda, Avusturya Dışişleri Bakanı ve liberal NEOS partisinin lideri Beate Meinl-Reisinger, Avrupa’da mülteciler için “yeni bir yasal çerçeve bulma ihtiyacının açık olduğunu” söyledi ve örneğin, menşe ülkelerle anlaşmalar yapmak için işbirliği yapılması gerektiğini belirtti.
Meinl-Reisinger, “AB ortakları uyanmalı ve durumun ne olduğunu görmeli… Bir çözüm bulmalıyız,” dedi.
65 yaşındaki Stocker, diğer merkez partilerle anlaşmaya varamayınca FPÖ ile hükümet kurmaya çalıştığı için ağır eleştirilere maruz kalmış ama seçim kampanyası sırasında FPÖ’nün lideri Herbert Kickl’i “demokrasi ve ulusal güvenlik için bir tehdit” olarak nitelendirmişti.
Kuzeydoğudaki Wiener Neustadt kasabasında 35 yıl yerel politikacı olarak görev yapan ve “mütevazı bir muhafazakâr” olarak nitelendirilen Stocker, eleştirileri “anladığını” söyledi.
Kickl’in koalisyon müzakerelerinde “kendini yeniden keşfedebileceğini” umduğuhu kaydeden ÖVP lideri, fakat her görüşmede “ufkun daraldığını” ve Kickl’in “yanlış olan şeyleri düzeltmek yerine yıkıma daha fazla ilgi duyduğunun” ortaya çıktığını ileri sürdü.
FPÖ, geçen eylüldeki seçimlerde, seçmenlerin ana akım partilere sırt çevirmesiyle %29 oy alarak yine birinci olmuştu. FPÖ, merkez sağ ile üç kez hükümette yer aldı, fakat hiçbir zaman şansölyelik koltuğuna oturmadı. Birçok Avusturyalı, Stocker’in koalisyonunun seçmenlerin endişelerini gideremediği algısı oluşursa bunun kaçınılmaz olacağına inanıyor.
FT’ye konuşan Stocker’in üst düzey bir müttefiki, “Bu bizim son şansımız olabilir,” dedi.
Avusturyalı lider, koalisyonunun ideolojik açıdan daha az çeşitlilik gösterdiğini belirterek, eski (trafik lambası) ve yeni (kırmızı-siyah) Alman hükümeti ile karşılaştırma yapılmasını reddediyor.
Stocker, “Biz farklı bir yaklaşım izliyoruz, çünkü hükümet programımızda üç partinin de görünürlüğünü ve bireysel izlerini, tabiri caizse, güvence altına aldık. Bunu, kimsenin gerçekten kabul etmediği en küçük ortak paydaya indirgemedik… ama her şeye yer bıraktık,” dedi.
Merkez sol için kira kontrolleri ve banka kârlarına vergi getirildi, liberaller için kamu sektörü reformları sözü verildi ve Stocker’in partisi için ise güvenlik ve göç konusunda daha sert bir tutum benimsendi.