Fransa Başbakanı Michel Barnier’nin yeni hükümetindeki bazı bakanlar, “belgesiz göçmenlere” yönelik devlet tıbbi yardımının kaldırılabileceğinden bahsediyor.
Göç Yasasının kabul edilmesinden neredeyse bir yıl sonra, AME olarak bilinen devlet tıbbi yardım programı yine tartışmaların merkezinde yer alıyor.
Barnier, hükümetinin yapısını açıkladıktan birkaç saat sonra, 22 Eylül Pazar günü France 2 televizyonuna yaptığı açıklamada, Fransa’da üç aydan uzun süredir bulunan belgesiz göçmenlere sunulan sağlık hizmetlerine erişimin kaldırılması konusunda “hiçbir tabusu olmadığını” söyledi.
Fakat Barnier’nin Fransa’nın ekolojik dönüşüm, iklim ve risk önleme bakanı olarak ikinci kez atadığı Agnès Pannier-Runacher, AME’nin kaldırılmasına karşı çıkıyor.
İçişleri Bakanı: Sosyal yardımda en cazip ülke olmak istemiyorum
Öte yandan yeni atanan İçişleri Bakanı Bruno Retailleau, programın mevcut AME’ye kıyasla büyük ölçüde azaltılacak bir tür acil tıbbi yardıma dönüştürülmesinden yana olduğunu söyledi.
Göçmenlik konusundaki sert tutumuyla tanınan ve Senato’daki eski Les Républicains (LR) grup başkanı Retailleau, geçtiğimiz kasım ayında Göçmenlik Yasası kabul edildiğinde AME’ye karşı çıkmıştı.
23 Eylül Pazartesi günü TF1 kanalına verdiği mülakatta yeni içişleri bakanı, “Bir sorunumuz var çünkü Avrupa’da en çok yardım yapan ülkelerden biriyiz. Fransa’nın öne çıkmasını istemiyorum. Fransa’nın belli sayıda sosyal yardım ve sağlık hizmetlerine erişim konusunda Avrupa’nın en cazip ülkesi olmasını istemiyorum,” dedi.
İnsan hakları grubu: Göçmenlerin yüzde 50’si tıbbi yardım mekanizmasından faydalanmıyor
Fakat Fransa Ulusal İnsan Hakları Danışma Komisyonu (CNCDH) hukuk danışmanı Ophélie Marrel’e göre, sosyal yardımlara erişim göçmenlerin Fransa’ya gelmelerinin ana motivasyonu değil.
“Bu kesinlikle doğru değil,” diyen Marrel, rakamlarla da bunu destekliyor. Euractiv’e verdiği demeçte “AME’ye erişimi olabilecek tüm insanların sadece %50’si bundan faydalanıyor,” iddiasında bulundu.
Bunun başlıca nedenleri ise karmaşık idari prosedürler ve göçmenlerin programla ilgili bilgilere erişememesi.
Barnier’in öncelikleri arasında tıbbi yardımın kaldırılması da var
Barnier’nin öncelikler listesinde AME gibi sosyal yardımlardan faydalananlara karşı mücadele de yer alıyor.
Yakın tarihli bir Senato raporuna göre, sağlık sigortası sistemi tarafından karşılanan AME programı 2023 yılında devlete 1,14 milyar avroya ya da Fransa’daki toplam sağlık harcamalarının %0,5’ine mal olacak.
AME’den yararlananların sayısı 2019 ile 2023 yılları arasında %43 artarak 423.000’e ulaştığı için programın kaldırılması birçok kişiyi etkileyecek.
Başka bir deyişle, belgesiz göçmenler için sağlık hizmetleri daha pahalı olmakla kalmayacak, aynı zamanda acil servisler ve hastaneler üzerindeki baskıyı daha da artıracak.
Sağlık çalışanlarından AME’nin kaldırılmasına itiraz
Sağlık profesyonelleri AME programının kaldırılmasına yönelik ilgilerini halihazırda dile getirdiler.
Göçmenlik Yasa Tasarısı tartışmalarının tüm hızıyla sürdüğü 11 Kasım 2023 tarihinde yayınlanan bir görüş yazısında, 3.500 doktor “itaatsizlik” ve AME’nin kaldırılması halinde tipik olarak AME’den yararlanacak hastalara “ücretsiz bakım sağlamaya devam etme” sözü vermişti.
Pazartesi günü hastaneler arası kolektif, yeni Sağlık Bakanı Geneviève Darrieussecq’e bir mektup göndererek “bu etkisiz ve demagojik teklife karşı gecikmeksizin güçlü ve somut tedbirler” almasını istedi.
Bu gelişme, Les Républicains’in de üyesi olduğu “Cumhuriyetçi Sağ” grubuna mensup milletvekilleri tarafından 17 Eylül’de Ulusal Meclis’e sunulan ve düzensiz göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimine ilişkin hükümlerin değiştirilmesini öngören yasa tasarısının ardından geldi.
Göç Paktını gözden geçirme çağrısı
Yeni İçişleri Bakanı Bruno Retailleau, giderek artan sayıda üye ülkenin izinden giden Fransa’nın, Göç Paktına ilişkin AB müzakerelerini yeniden açmaya ve Schengen anlaşmalarının sınırlarını test etmeye istekli olduğunu açıkladı.
Retailleau TF1’e verdiği demeçte, AB yasalarının amaca uygun olmadığını ve artık Fransa ve AB’nin yaşadığına inandığı “göç bozukluklarına” uygun olmadığını savundu.
Yeni bakan, “Artık uyarlanamayan AB mevzuatını gözden geçirmeliyiz, öncelikle ‘geri dönüş’ direktifini düşünüyorum… AB kurallarını değiştirmemizin zamanı geldi,” dedi.
“Göç konusunda daha kararlı olmak isteyen diğer üye devletlerle bir tür ittifak oluşturabiliriz,” diyen Retailleau, Avrupa düzeyinde bir hamle yapılabileceğini ima etti.
Yeni Fransız bakan, yıllar süren kurumlar arası görüşmelerin ardından mayıs ayında kabul edilen AB çapındaki bir dizi yasadan oluşan İltica ve Göç Paktı’nın gözden geçirilmesini de önerdi.
Schengen de Paris’in hedefinde
Retailleau ve diğer AB’li mevkidaşlarının yeniden müzakere etmek istedikleri sadece Göç Paktı değil. İnsanların AB üyesi ülkeler arasında serbest dolaşımını sağlayan Schengen anlaşmalarının da gözden geçirilmesini teklif etmeye hazırlar.
Retailleau, “Kasım 2015’ten [Paris’teki IŞİD saldırıları] itibaren sınır kontrollerini uygulamaya başladık. Bakalım [bu kontrolleri kalıcı hale getirmek için] ne kadar ileri gidebileceğiz,” dedi.
Halihazırda sekiz AB üye ülkesi, “göç baskısını” gerekçe göstererek sınır kontrolleri uyguluyor.
Fransa’ya yerleşmek isteyen Cezayirlilere yeni zorluklar gelecek
Göç konusundaki sert görüşleri sır olmayan Başbakan Michel Barnier pazar günü yaptığı açıklamada, “Sosyalist bir Şansölyenin [sınır kontrolleri konusunda] ne yaptığını, Danimarka’da sosyalist bir bakanın ne yaptığını, İngiltere’de sosyalist bir Başbakanın ne yaptığını görüyoruz, bu bizim için bir uyandırma çağrısı olmalı,” dedi.
AB hukuku uyarınca, Avrupa Komisyonuna gerekçelendirildiği sürece geçici sınır kontrollerine izin veriliyor. Bunların kalıcı hale getirilmesi önemli bir yasal değişiklik gerektirecek.
Retailleau ayrıca Mağrip ülkeleriyle İtalya-Arnavutluk modeline benzer yeni geri kabul anlaşmaları yapmaya çalışacağını ve Fransa’ya yerleşmek isteyen Cezayirliler için bazı vize yükümlülüklerini kaldıran ikili Paris-Cezayir anlaşmasını yeniden yazacağını açıkladı.