Birleşik Krallık’ta Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi, 14 yıllık Muhafazakâr Parti iktidarına son vermişti.
Uzun süredir düşük iktisadi büyüme ve azalan dış yatırımlar nedeniyle zor durumda olan Birleşik Krallık hükümetinin nasıl bir iktisadi siyaset izleyeceği merak konusu. Eski Bank of England iktisatçısı Rachel Reeves’in Maliye Bakanı olmasıyla birlikte, Londra’nın da “yeniden sanayi siyaseti”ne angaje olup olmayacağı tartışılıyordu.
İngiliz iktisatçı Michael Roberts, seçimlerden sonra yazdığı bir yazıda, İngiliz sermayesinin 1980’lerden bu yana giderek daha fazla bel bağladığı yabancı yatırımlar azaldığını ve yabancı şirketler tarafından ekonomiye daha az üretken yatırım aldığını hatırlattı.
Bu kapsamda ABD, Hindistan ve Japonya gibi ülkelerde “Bidenomics, Modinomics, Abenomics” gibi isimlerle bilinen ve eski Keynesçi “toplam talebi artırma” siyasetine işaret eden Roberts, Reeves’in “securonomics” (“güvenliktisat”) olarak nitelendirilen bir siyaset önerdiğini ve bunun da ABD, Hindistan ve Japonya’daki örneklerden farklı olduğunu savunduğunu yazdı.
Seçimlerden önce Washington’da yaptığı açıklamada, “Bir zamanlar bildiğimiz şekliyle küreselleşme öldü,” diyen Reeves, geçen mart ayında verdiği Mais Konferansı’nda bu fikirlerini ayrıntılarıyla anlatma fırsatı bulmuştu.
Roberts’ın aktardığına göre, City of London’ın kalbinde yer alan işletme Mais’de yaptığı konuşmada Reeves, büyük iş dünyası ve finans temsilcilerine seslenerek, “aktif” bir devletin işletmelerin güvenliğini sağlayabileceğini; “sürdürülebilir iktisadi büyümeyi yönlendirebilecekleri” bir “güvenlik platformu” ortaya koyabileceğini savundu.
Reeves, verdiği bu konferansta, “Sürdürülebilir iktisadi büyüme, ülkemizin refahını ve çalışan insanların yaşam standartlarını iyileştirmenin tek yoludur. İşte bu nedenle İşçi Partisi’nin hükümetteki ilk görevi budur. Bu, iş dünyası ve işçi yanlısı olmak demektir. Biz zenginlik yaratma partisiyiz,” demişti.
Yeni Maliye Bakanına göre “güvenliktisat” ya da güvenlik ekonomisi, “dinamik ve stratejik bir devlete” bağlı olmak demek fakat bu, “sürekli büyüyen bir devlet” anlamına değil; “iş dünyası, sendikalar, yerel liderler ve devredilen hükümetlerle ortaklık içinde çalışan daha aktif ve daha akıllı bir devlet” anlamına geliyor.
Roberts’a göre yeni İşçi Partisi hükümeti, kapitalist sektörün yatırım yapmasını, istihdam sağlamasını ve büyümesini beklemeyecek; bunun yerine Birleşik Krallık’ın endüstriyel canlanması için doğru yönde “teşvik etmek” üzere müdahale edecek.
Roberts, “Bu, kapitalist sektörlerin devlet tarafından yönetilmek üzere devralınması değildir. Evet, daha fazla kamu yatırımı olacaktır fakat bu yatırımlar yalnızca ‘ek özel sektör yatırımlarının önünü açabileceği, istihdam yaratabileceği ve vergi mükellefleri için bir getiri sağlayabileceği yerlerde’ olacak,” diye yazdı.
İşçi Partisi’nin sanayi stratejisinin “misyon odaklı ve geleceğe odaklanmış” olacağının görüleceğini kaydeden Roberts, Reeves’ten alıntıyla, “fırsatları değerlendirmek ve büyümenin önündeki engelleri kaldırmak için sanayi ile ortaklaşa çalışacaklarını” belirtti.
“Ekstra yatırım nereden gelecek?” diye soran Roberts, Britanya2nın yatırımlarının GSYİH’ye oranının “acınacak derecede düşük” olduğuna (G7 ortalaması olan %23’e kıyasla GSYİH’nin yaklaşık %17’si) işaret etti ve büyük şirketlerin yatırımlarının GSYİH’nin %10’u ile daha da düşük olduğunun altını çizdi. Kamu yatırımları söz konusu olduğunda, bu oran Birleşik Krallık’ın GSYİH’sinin %2’sinden daha düşük.
Yakın zamanda yapılan bir LSE çalışmasında, Britanya’nın yıllık bazda yatırımlarını bugünkü fiyatlarda 26 milyar sterlin artırması gerektiğini hatırlatan Roberts, Starmer-Reeves hükümetinin yalnızca 7,3 milyar sterlin tasarladığını ve bunun kamu yatırımlarını artırmak değil, azaltmak anlamına geleceğini savundu.
Roberts, kamu sektörü yatırımlarının esas olarak kapitalist sektörün yatırım yapmasına yardımcı olmak için kullanılacağını vurgulayarak, “Güvenliktisat aslında bir kez daha ‘kamu-özel sektör ortaklığı’ fikrine geri dönüştür. Bunun anlamı, hükümetin biraz daha fazla yatırım yapmak için biraz daha fazla borçlanacağı veya vergilendireceği, esas olarak kapitalist sektörü daha fazla yatırım yapmaya teşvik etmek ve sübvanse etmek ve üretilen herhangi bir ekstra gelirden aslan payını almalarına izin vermektir,” diye yazdı.