Yeni Zelanda Güvenlik İstihbarat Servisi (NZSIS), Çin’in ülkeye yönelik ‘dış müdahalenin ana temsilcisi’ olduğunu ileri sürdü.
Yeni Zelanda’nın güvenlik tehdit ortamına ilişkin analizini Cuma günü ilk kez yayınlayan NZSIS, dış müdahaleye teşebbüs eden az sayıda devlet olduğunu fakat bunların zarar verme kabiliyetlerinin önemli olduğunu söyledi.
Raporda, Yeni Zelanda’daki etnik Çinli toplulukların ‘Çin Halk Cumhuriyeti ile bağlantılı gruplar ve bireyler’ tarafından hedef alınmaya devam edildiği öne sürüldü.
NZSIS, Yeni Zelanda ve bölgede Çin’in istihbarat servisleriyle bağlantılı devam eden faaliyetlerin farkında olduklarını söylerken, “Bu Yeni Zelanda için karmaşık bir istihbarat sorunudur,” dedi.
Çin, Yeni Zelanda’nın en büyük ticaret ortağı. Hükümet geçtiğimiz hafta savunma gücüne yatırım yapacağını ve Çin’in bölgede daha fazla nüfuz arayışında olması iddiasıyla Pasifik’teki çıkarlarını koruyacağını açıkladı.
NZSIS, Yeni Zelanda’nın Hint-Pasifik’teki coğrafi konumu ve diğer Pasifik ülkeleriyle olan bağlantılarının ‘Yeni Zelanda hükümetinin bölgedeki politikası ve stratejisi hakkında yabancı hükümetleri bilgilendirmek isteyen yabancı istihbarat servislerinin dikkatini çekeceğini’ de söyledi.
NZSIS, ‘sadece birkaç devletin’ Yeni Zelanda’ya karşı casusluk veya müdahale faaliyetlerinde bulunduğunu, fakat ‘bazılarının bunu ısrarla ve yönetim yapılarımıza, demokrasimize ve sosyal uyumumuza önemli zarar verme potansiyeliyle yaptığını’ söyledi.
Raporda, Özellikle, dış müdahalede bulunan devletler genellikle otokratik, baskıcı veya aşırı milliyetçidir,” denildi.
Ajans ayrıca İran ve Rusya’yı da dış müdahale yapan devletler olarak adlandırdı. Yeni Zelanda istihbaratı, İran’ın, İranlı toplulukları ve muhalif grupları izlemek ve bunlar hakkında rapor sağlamak da dahil olmak üzere ‘toplumsal müdahale’ gerçekleştirdiğini ileri sürdü.
Tüm bunların yanında, Moskova’nın ‘uluslararası dezenformasyon kampanyalarının’ ‘bazı Yeni Zelandalıların görüşleri üzerinde etkili olduğu’ iddiası da raporda yer alıyor.
