Yunan hükümeti, AB finansmanı olsun ya da olmasın, “yasadışı göçü” önlemek için Türkiye sınırına yeni bir çit inşa etme planını sürdürmeyi planlarken, Avrupa Komisyonu “daha akıllı çözümlerin” uygulanması gerektiğinde ısrar ediyor.
Atina, Orta Doğu’daki çatışmanın tırmanmasının yeni göç dalgalarına neden olabileceğinden korkuyor ve Lübnan ve Filistin Yönetimi nezdinde diplomatik girişimlerde bulunuyor.
Türkiye ile olan kuzeydoğu kara sınırında çit inşası 2012 yılında başlamış ve o tarihten bu yana ulusal mali kaynaklar kullanılarak genişletilmişti.
Almanya’nın göç konusunda daha katı bir tutum takınmaya karar vermesinin ardından konu yeniden gündeme geldi ve Berlin’deki siyasetçiler Yunanistan gibi sınır ülkelerine Avrupa’nın dış sınırlarının korunmasını artırmaları çağrısında bulundu.
Yeni gelişmeler ışığında Atina, çitin uzatılmasının AB tarafından finanse edilmesi talebini yeniden masaya yatırdı.
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “Yeni çit Avrupa ile ya da Avrupa olmadan inşa edilecek,” dedi.
Brüksel’den Atina’ya “entegre çalışma” uyarısı
Fakat Avrupa Komisyonu çitlerin inşasının finanse edilmesine karşı çıkmakta ısrar ederken aynı zamanda ulusal hükümetlerin sınırlarını nasıl koruyacaklarını daha iyi bildiklerini de kabul ediyor.
Bir Komisyon sözcüsü Euractiv’e verdiği demeçte, “Üye devletler AB’nin dış sınırlarını korumalıdır. Bunun pratikte, temel haklara saygı da dâhil olmak üzere AB müktesebatıyla tamamen uyumlu bir şekilde nasıl yapılacağını belirleme konusunda en iyi konumdadırlar,” dedi.
AB yetkilisi, Komisyonun etkili dış sınır yönetiminin Birlik için bir öncelik olduğunu ve entegre bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini savunduğunu sözlerine ekledi.
AB sözcüsü, “Entegre, birlikte çalışabilir ve uyarlanabilir gözetim sistemleri gibi Avrupa entegre sınır yönetiminin uygulanmasını destekleyen akıllı çözümlere odaklanılmalıdır,” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın Kıbrıs’ta iki devlet açıklaması Atina ile göç müzakerelerini etkilemedi
Yunan makamları 2024 yılında Türkiye’den gelen göç dalgalarında geçen yıla kıyasla bir artış olduğunu bildirmekle birlikte, bunların Türkiye ile olan kara sınırından değil, ağırlıklı olarak denizden geldiğine dikkat çekiyor.
Birçok kişi Türkiye ve Yunanistan arasındaki siyasi istikrarın göç dalgalarını kontrol altında tutmanın anahtarı olacağına işaret ediyor ve Atina bu hedef doğrultusunda çalışıyor.
Bu hafta başında Mitsotakis, New York’taki BM Genel Kurulu çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 30 dakika süren bir görüşme yaptı ve her iki lider de “kaçakçılık şebekelerinin çökertilmesi için çalışmaya devam etme” konusunda mutabık kaldı.
Yunan medyası, Erdoğan’ın görüşmeden birkaç saat önce açıkça Kıbrıs’ın iki devlete bölünmesi gerektiğini söylemesine rağmen toplantının odağının göç konusunda işbirliği gibi pozitif gündemde kaldığını bildirdi.
Atina’dan Beyrut, Ramallah ve Tel Aviv’e mesajlar
Bu arada, İsrail’in Lübnan’da olası bir kara işgaline hazırlandığı yönündeki haberlerle Orta Doğu’da tırmanan gerilim de Atina’nın endişelenmesine yol açıyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis Lübnanlı mevkidaşı Abdullah Ebu Habib ile görüşmüş ve yaralanan ve tedaviye ihtiyaç duyan Lübnan vatandaşlarına tıbbi yardım sağlanması için AB düzeyinde harekete geçme sözü vermişti.
Benzer şekilde Mitsotakis de Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi.
New York’taki diplomatik kaynaklar Euractiv’e yaptıkları açıklamada, göç konusunun tüm temaslarda Orta Doğu krizinin daha geniş bir alana yayılmasının potansiyel bir yan sonucu olarak gündeme geldiğini söyledi.
Mitsotakis siyasi düzeyde de Tel Aviv’e bir mesaj gönderdi. CNN’e verdiği mülakatta Yunan lider, ateşkes için “İsrailli dostlarının” yeterince kullanmadığı fırsatlar olduğunu söyledi.
