ABD ve müttefikleri Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa pazar günü yaptıkları ortak açıklamada Suriye’de “gerilimin düşürülmesi” çağrısında bulunarak sivillerin ve altyapının korunmasını istedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan ve Suriye’de barış sürecini onaylayan 2015 tarihli BM kararına atıfta bulunulan açıklamada, “Mevcut tırmanış, çatışmaya BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye’nin öncülüğünde siyasi bir çözüm bulunmasına duyulan acil ihtiyacın altını çizmektedir,” denildi.
Britanya Dışişleri Sözcüsü pazar günü yaptığı açıklamada Halep saldırısına öncülük eden El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) adını anmayarak, “Suriye’deki son gelişmelerin ardından, daha fazla acı çekilmesini, savunmasız insanların yerlerinden edilmesini ve temel insani yardımların aksamasını önlemek için tüm tarafları sivillerin yaşamlarını ve altyapıyı korumaya çağırıyoruz,” dedi.
Londra, Halep’e saldırıdan “Esad rejimini” sorumlu tutarak, Şam’ın “siyasi bir sürece dahil olmayı reddetmeye devam ederek ve Rusya ile İran’a bel bağlayarak mevcut tırmanışın koşullarını yarattığını” öne sürdü.
Britanya Dışişleri, “Rejim ve Suriye’deki çatışmanın tüm aktörleri, BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararında öngörüldüğü üzere müzakereleri desteklemeli ve bunlara katılmalıdır,” açıklamasını yaptı.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) Sözcüsü Sean Savett tarafından cumartesi günü yapılan açıklamaya göre ABD, Suriye’de artan gerilimi yakından takip ettiğini duyurarak, “ABD personelini koruma ve IŞİD’in yeniden canlanmasını önlemek için güvenliği sağlama konusundaki kararlılığını” vurguladı.
Savett’in açıklamasında da Suriye yönetimi, Suriye’deki çatışmaya siyasi bir çözüm bulmayı amaçlayan 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararında belirtilen siyasi sürece katılmamakla eleştirildi.
ABD de ayrıca Halep saldırısını “Suriye’nin destek için Rusya ve İran’a bel bağlamasına” bağladı.
Savett, “ABD’nin, terör örgütü olarak tanımlanan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) tarafından yönetilen bu saldırıyla hiçbir ilgisi yoktur,” iddiasında bulundu.