Eski diplomat ve dünyanın önde gelen düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) eski başkanı Richard Haass, Ukayna’nın Rusya ile çatışmalar sırasında kaybettiği toprakları kazanmasının mümkün olmayacağını, bu nedeniyle stratejisini değiştirmesi ve kontrolü altındaki toprakları korumaya başlaması gerekeceğini belirtti.
CNN televizyonuna mülakat veren Haass, Ukrayna’da devam eden çatışmaları ve müzakere ihtimallerini değerlendirdi.
Haas’a göre şu anda Ukrayna’nın kaybettiği toprakların yüzde 20’sini geri kazanabileceğine dair ‘lehte çok az kanıt’ var.
Haas, “İşte bu yüzden Ukrayna’nın stratejisini değiştirmesi gerektiğini söylüyorum,” dedi. Eski diplomata göre bu strateji, Kiev’in halihazırda kontrolü altında kalan toprakların yüzde 80’ini savunmaya odaklanmalı ve uzun vadede bu toprakları geri alma hedefinden vazgeçmemeli. Haas, aynı zamanda Batı’nın Kiev’e verdiği desteğin de şimdiden zayıflamaya başladığını anımsattı.
Haass, 1979’dan 2003’e kadar hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat başkanlar döneminde ABD yürütme organında çeşitli görevlerde bulundu. 2003’ten 2023’e kadar ABD’de Foreign Affairs dergisini yayımlayan CFR düşünce kuruluşunun başkanlığını yaptı. Haass yaklaşık 40 yıl boyunca Cumhuriyetçi Partiliydi, ancak eski Başkan Donald Trump’ın destekçilerinin Kongre’yi ele geçirmesinin ardından partiden ayrıldı.
ABD’nin eski NATO Daimi Temsilcisi: Batı, Ukrayna’nın sınırlarını yeniden tesis etme hedefinden vazgeçmeli
Öte yandan ABD’nin eski NATO Daimi Temsilcisi ve Chicago Küresel İlişkiler Konseyi Başkanı Ivo Daalder de Batı’nın, Ukrayna’nın sınırlarını askeri yöntemlerle yeniden tesis etme görevinden vazgeçmesi gerektiğini kaydederek halihazırda Kiev’in kontrolü altında olan topraklara güvenlik garantileri sağlamaya ve Avrupa-Atlantik yapılarına entegrasyona odaklanması gerektiğini savundu.
Politico haber kuruluşunda yer bulan makalesinde Daalder, “Hem Rusya’nın hem de Ukrayna’nın büyük taarruz operasyonları yürüttüğü son 11 ayda, ev sahibi 500 kilometrekareden daha az bir alanda değişti ki bu da Ukrayna topraklarının yüzde 0,2’sinden daha azına tekabül ediyor. Bu da cephedeki mevcut çıkmazın Batı’nın Ukrayna stratejisini etkilemesi gerektiği anlamına geliyor,” değerlendirmesini yaptı.
Daalder, “Ukrayna’nın topraklarının tamamını ya da bir kısmını askeri yollarla geri kazanmasını beklemek yerine, öncelik Ukrayna’nın Batı’daki geleceğini garanti altına almaya verilmeli,” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Daalder, Ukrayna’nın kalan topraklarının NATO’ya tam olarak entegre edilmesi sürecinin ‘muhtemelen uzun yıllar alacağını’ kabul ederek, ittifakın Ukrayna’ya katılmasını beklemeden ön güvenlik garantileri sağlaması gerektiğine dikkat çekti.
Daalder, bu sayede Rusya’nın, NATO’nun Kiev’in kontrolü altında kalan toprakları istediği sürece elinde tutma kararlılığı konusunda ikna edilebileceğini vurguladı.
“Washington ve Avrupalı müttefikleri Ukrayna’ya ya da en azından halen kontrol ettiği topraklara, 2022’de NATO’ya katılma daveti aldıklarında İsveç ve Finlandiya’ya verilenlere benzer güvenlik garantilerini derhal sağlamalı,” diyen Daalder, 2022 baharında ittifak liderleri tarafından yapılan bir dizi açıklamaya atıfta bulunarak, NATO’nun İsveç ve Finlandiya’nın güvenliğini, ittifaka katılma sürecine başladıkları andan itibaren kendi güvenliği olarak algıladığını kaydetti.
Ayrıca Daalder, Ukrayna ve Batı’nın şu anda Kiev’in karşı taarruzunun başarısızlığı için suçlayacak birilerini aradıklarına vurgu yaptı.
Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy, kasım ayı başında İngiliz The Economist dergisine verdiği demeçte çatışmaların çıkmaza girdiğini ve Ukrayna birliklerinin cephede ciddi bir ilerleme sağlayamayacağını belirtmişti.