DÜNYA BASINI

AfD ile başa çıkmaya dair 15 tatsız soru

Yayınlanma

Editörün notu: Almanya’da Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yükselişine dair tezler, yorumlar ve endişeler dile getirilmeye devam ediyor. Federal düzeyde yapılan anketlerde yüzde 20’yi geçen, doğu eyaletlerinde ise birinci parti konumunda olan AfD’nin gitgide anaakımda da kendine yer bulmaya başladığı görülüyor. Aşağıda çevirisini yayınladığımız Deutschlandfunk Kultur‘daki makaleyi yazan Christian Schüle, Ludwig-Maximilians Üniversitesi’nde felsefe, sosyoloji, siyaset bilimi ve teoloji okudu. 2015’in başından beri Berlin Sanat Üniversitesi Kültürel Araştırmalar Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Deutschlandfunk Kultur ise kültür odaklı bir radyo yayını ve Almanya’daki bir dizi ulusal radyo istasyonuna sahip Deutschlandradio‘nun bir parçası. Schüle, AfD’ye yönelik geçmiş yıllardaki klişe eleştirilerin artık işe yaramadığını ve partinin ‘gerçek’ sorunların bir sonucu olduğunu vurguluyor.


AfD ile başa çıkmaya dair 15 tatsız soru

Christian Schüle
Deutschlandfunk Kultur
18 Temmuz 2023

Güncel anketlere göre AfD, federal düzeyde %20 oy alacak ve böylece en güçlü ikinci parti olacak. Yazar Christian Schüle’ye göre AfD’nin yükselişinde, AfD’ye karşı takınılan hangi tavırların rol oynadığını sormak da önemli.

1- Son on yıldır tüm demokratların amacı AfD’yi gözden düşürmek ve etkisiz kılmak idiyse, bugüne kadarki süreç tam bir başarısızlık değil mi? Gerçek belki de hüsnükuruntulardan daha karmaşıktır.

2- AfD’ye yönelik devamlı öfke, AfD’nin devamlı öfkesine karşı güvenli bir siyasi tavır mıdır?

3- “Sağ” sorunu, tarihsel olarak şüpheli Nazi karşılaştırmaları yapıldıkça kendi kendine çözülüyor mu? Yoksa bu, sorunu daha da çözülemez hale mi getiriyor?

4- Geriye dönük güvenlik vaatlerinin, küresel yaşam tarzının cazibesine kapılmayıp bu yaşam tarzından dışlanmış hissedenler için ne kadar umut verici olduğunu toplum olarak gerçekten anladık mı?

5- Yüksek hızdaki dönüşümün, insanların öz yeterlilik duygusunu yok edebileceği düşünülemez mi?

Bağlılık ve eğitim için akıllı teklifler

6- Geçmişteki geleneklere bağlı dünyaya duyulan özlemi AfD’ye yöneltmekten başka çare olmadığına inanan kişilerin sayısı, düşünülenden daha fazla olabilir mi? Çünkü ülkedeki milliyetçi muhafazakârların güvenlik özlemleri hemen faşizm olarak algılanıyor.

7- Tanınmayan, takdir görmeyen ve hayatları kırılmalarla, kontrolsüzlükle ve değer kaybetmeyle damgalanan yurttaşlar AfD’ye yöneliyor olabilir mi?

Demokrasiden başka anlamlar mı çıkarıldı?

8- CDU ve FDP’nin de belirttiği gibi, başarısız olma tehdidi bulunan bir entegrasyon ve göç politikası, endişe yaratıyor ve kontrolün kaybedilmesi korkusuna yol açıyor olabilir mi?

9- Batılı Alman politikacılar, yorumcular ve aktivistler, Doğulu Alman seçmenlerin nelerden endişe duyduğunu bilmiyor olabilir mi? Çünkü ya Doğulu seçmenleri hiç tanımıyorlar ya da hiçbiriyle konuşmamışlar, ancak bildiklerini sanıyorlar.

10- Diktatörlük deneyimi yaşamış olan Doğulu Almanlar demokrasiyi farklı anladıkları için yukarıdan gelen uyarılara alerjik tepki gösteriyor olabilirler mi?

11- Doğudaki seçmenlerin, taşralı ve karanlık Almanlar olduğuna dair haksız suçlamalar gerçeği görmezden geliyor. Her devalüasyon, o devalüasyona karşı daha fazla direncin tohumlarını ekiyor olabilir mi?

12- AfD örneğinde, refleksif atıfları engellemek, nihai olarak olgusal tartışmayla değil, “meseleyle” ilgili olmalıdır. Çünkü olgusal bir tartışmanın eksikliğine sürekli atıfta bulunmak, söz konusu meseleye ilişkin bir tartışma yaratmaktan çok uzaktır.

13- Eğer gerçekten demokrasiden vazgeçilmesi ve halkın bir kısmının otoriterliğe yönelmesi engellenmek isteniyorsa, demokratik katılım olanaklarını (vatandaş katılımı, gelecek kurulları, yerel ortak karar alma prosedürleri) mümkün olan en hızlı şekilde geliştirmek mantıklı değil mi?

Yapıcı kimlik teklifleri yapmak

 14- O halde, AfD seçmenlerinin yoğunlukta olduğu bölgelere geleceğin endüstrilerini yerleştirmeye, araştırmaları teşvik etmeye, yerel ulaşımı azaltmak yerine geliştirmeye, tıbbi bakımı yaygınlaştırmaya ve sosyal alanları kapatmak yerine daha fazla açmaya çoktan başlamamız gerekmez mi?

15- Açık, çoğulcu ve çeşitlilik olan bir toplum isteyenlerin acilen stratejilerini değiştirmeleri ve insanlara yapıcı kimlik tekliflerinde bulunmaları gerekmiyor mu?

Çeviren: Gülçin Akkoç

Çok Okunanlar

Exit mobile version