DÜNYA BASINI

AfD’yi bu kadar güçlü yapan şey ne?

Yayınlanma

Daniel Deckers

Frankfurter Allgemeine Zeitung
21.06.2023

Bu Pazar günü Federal Meclis seçimi olsaydı, Almanya İçin Alternatif (AfD) son on yıllık tarihinin en iyi oy oranını alabilirdi. Hem Wahlen (seçimler araştırma grubu) hem de Infratest Dimap, AfD’nin son anketlerde ülke çapında yaklaşık %18’lik oyu olduğu sonucuna vardı.

Bu oran, Eylül 2021’deki Federal seçimlerden sekiz puan daha yüksek olsa da Eylül 2018’deki seçimlerle aynı. O zaman bu yaygara neden? Madem AfD bir dönem bu güce sahipti, peki neden o zamanlar bu çılgın kamuoyu yoklamaları yapılmıyordu.

Bugünün siyasi havasını beş yıl öncekiyle kıyaslamak aslında aydınlatıcıdır. Çünkü SPD’nin durumu, o zaman bile AfD ile hemen hemen aynıydı. Tek fark, o zamanlar Sosyal Demokratların şansölye çıkaramaması.

Birlik yeteri kadar yararlanamadı

Infratest Dimap Şirketi’nden Roberto Heinrich’e göre bu durum, mevcut kamusal korkunun büyük bir bölümünü oluşturuyor. “Şansölye’nin partisiyle neredeyse eşit oy oranına sahip olan, aşırı sağ parti.” Bu, Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinde ilk kez yaşanan bir durum.

2018’de Şansölye partileri CDU/CSU’ydu ve yaklaşık %28 oy oranıyla, bugünkü gibi, AfD’den on puan fazla almışlardı. Federal seçimde ise fark 14 puandı. CDU/CSU %24, AfD ise %10 oy almıştı. Açık ara en büyük muhalefet partisi olan parti, son zamanlardaki siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmelerden duyulan yaygın memnuniyetsizliğe rağmen bundan faydalanamadı. 

Bu, Sol Parti için daha da geçerli. 2018’de oy oranı %10’du ve doğrudan kazanılan üç seçim bölgesi sayesinde yalnızca %4,8’lik oy oranıyla Federal Meclis’e girdi. Bu Federal Meclis’in en küçük partisi, Eylül 2021’den daha iyisini yapamazdı. Seçim araştırma gruplarına göre bunun sebebi belli. Araştırma grubundan Matthias Jung, “AfD, özellikle doğuda, uzun vadede solcu protesto mirasını devraldı’’ diyor. Bu söylemlere Sol Parti’nin tepesindeki kendilerine zarar verme süreçlerini de eklerseniz, solun Federal Meclis’te daha güçlü bir yer edinme şansı pek yok.

AfD’nin işine yarayan tek dinamik, seçmenlerin FDP’den uzaklaşması ve soldan sağa kayması değil. Infratest dimap verilerine göre, FDP’den AfD’ye bir seçmen göçü olduğu da apaçık ortada. Tıpkı potansiyel AfD seçmenlerinin, protesto etmedikleri takdirde federal seçimlerde Hür Demokratlara oy verme ihtimallerinin yüksek olması gibi. Ancak aslında FDP, federal seçim sonuçlarıyla kıyaslandığında diğer hiçbir partinin yaşamadığı kadar düşüş yaşıyor. Eylül 2021’de oyu neredeyse %12 iken şu anda yalnızca yaklaşık %7.

Bu arada Roberto Heinrich, daha soğukkanlı olunmasını öneriyor. Yasama döneminde genellikle iktidardaki partiler, taraftarlarını harekete geçirmekte zorlanırlar. Bu nedenle de SPD, Yeşiller ve FDP destekçilerinin mevcut “apolitikleşmesi” sıra dışı değildir. AfD’nin iki yıl önce kendisine oy veren seçmenlerin büyük çoğunluğunu elinde tutmasını açıklamak da anketörler için zor değildir. AfD sempatizanlarını protesto etmeye iten bir konu varsa o da göçtür. Bu da son bir içinde yoğunlaşan bir konu. Önce Ukrayna’dan gelen mülteciler, sonra da Almanya’ya çeşitli usulsüz yollarla girmeye çalışanların sayısı arttı.

Matthias Jung’a göre, iktidar partilerinin yöneticileri bu konuda öyle tepkiler verdiler ki bu dinamiği 2015-2016’nın aksine siyasi tartışma konusu yapmak istemediler. Ancak bu sessiz kalma stratejisi işe yaramadı ve her görüşten yerel politikacılar federal hükümetin pasifliğine karşı isyan etti. Eğer göç meselesi seçimleri belirleyen baş faktörlerdense, AfD için her gün Noel.

“Trafik Işığı Koalisyonu” iletişim kaosu 

“Alternatif” dalganın yükselmesini açıklayan ikinci önemli faktör de federal hükümetin mevcut durumudur. Geçtiğimiz yılın sonbaharına kadar, trafik ışığı hükümeti, araştırma grupları tarafından yapılan anketlerde beklenenden çok daha iyi gidiyordu.

Geçtiğimiz sonbahar ve kış aylarında yaşanan düşüş ise dramatikti. (Matthias Jung) Enerji geçişi konusunda yaşanan “iletişim kaosu”, iktidar partilerinin destekçilerinin düşüşüne sebep oldu.

Bunlar sonucunda, önümüzdeki aylar ve yıllar için bizi neler bekliyor? AfD’nin yükseliğinin devam edeceğini garantileyecek siyasi yasalar yok. Aksine trafik ışığı koalisyonu, eski seçmenlerinin çoğunu gerçek bir beraberlik ve birlikte hareket etme girişimiyle geri kazanabilir. Buna karşın CDU/CSU, en büyük muhalefet partisi olarak, program açısından zamanı geldiğinde federal hükümete başkanlık edebileceği ve önündeki görev ve problemleri mevcut parti ittifakından daha iyi çözebileceği izlenimini vermek zorunda. Ancak her şeyden önce göç alanındaki yakıcı sorunların çözümlerinin ulaşılabilir olması gerekiyor. Roberto Heinrich’e göre, o zaman AfD seçmenlerinin seferber edilmesiyle iş biterdi:  “Göç konusu parti için vazgeçilmez.”

Çeviren: Gülçin Akkoç

Çok Okunanlar

Exit mobile version