AVRUPA

Almanya seçimlerine dair bilinmesi gerekenler

Yayınlanma

Almanya, 23 Şubat’ta yeni parlamentosunu seçmek için sandık başına gidiyor. Seçimlerde muhafazakârların önde olduğu, aşırı sağcı AfD’nin ise yükselişte olduğu görülüyor. Seçim sonuçları, Almanya’nın iç ve dış politikasında önemli değişikliklere yol açabilir.

Avrupa Birliği’nin en kalabalık ülkesi Almanya, 23 Şubat’ta yeni parlamentosunu seçmek için sandık başına gidiyor. Bu seçim, büyük olasılıkla ülke yönetiminde bir değişikliğe yol açacak ve Friedrich Merz’in liderliğindeki muhafazakârlar, bir sonraki hükümeti kurma konusunda favori konumda bulunuyor.

Seçimin önemi, dünyanın üçüncü büyük ekonomisinin ne kadar sağa kayacağını belirleyecek olması. Kampanya süreci, göçün kısıtlanması üzerine yapılan sert tartışmalarla öne çıktı.

Merz’in, iklim değişikliği politikaları yerine Almanya’nın geleneksel sanayi gücüne öncelik vereceği düşünülüyor.

Hıristiyan Demokratlar anketlerde önde giderken, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin de yarışı ikinci sırada tamamlaması bekleniyor. Bu durum, sadece seçim sonuçlarını etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda ülkenin savaş sonrası kimliği hakkında da tartışmalara yol açıyor.

Merz, partisinin oy oranını artırmak için AfD’nin oylarını çekmeye çalışırken, daha tartışmalı bir şekilde, AfD’nin desteğiyle daha katı göçmenlik yasalarını uygulamaya çalışarak, ana akım partilerin aşırı sağ ile işbirliğini engelleyen “Brandmauer” (güvenlik duvarı) ilkesini zayıflattı.

AfD’ye karşı ‘güvenlik duvarı’nda ilk gedik açıldı

Güvenlik duvarı neden önemli?

Geçtiğimiz ay Bavyera’nın Aschaffenburg kentinde, sınır dışı edilmesi gereken Afgan bir mültecinin karıştığı bir bıçaklı saldırı olayının ardından Merz, düzensiz göçü engelleme sözü verdi.

Ocak ayında Federal Meclis’te yapılan bir oturumda, muhafazakârlar, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez, AfD’nin de desteğiyle göçü kısıtlamaya yönelik parlamento önerilerini kabul etti. Bu durum, Merz’in savaş sonrası tabuyu yıkmayacağına inananlar için şaşırtıcı bir gelişme oldu.

Merz, göç konusunda sert bir tutum sergileyerek, muhafazakârların seçim kampanyasının son haftalarında AfD’den seçmenleri geri kazanabileceği yönünde bir strateji izledi. Fakat son anketler, bu stratejinin işe yaramadığını gösteriyor. Bir ankette, muhafazakârlar oy kaybederken, AfD aynı oranda oy kazandı.

Parlamento oylamasından sonra Merz, seçimden sonra AfD ile işbirliği yapmayacağına ve partiyi küçültmeye çalışacağına dair söz verdi.

Şubat ayında yapılan CDU kongresinde, “Bu seçim kampanyasında, bu partiyi mümkün olduğunca küçültmek için elimizden geleni yapacağız. Ne işbirliği, ne muvafakat, ne de azınlık hükümeti olacak,” dedi.

Ancak muhalifler, Merz’in güvenilirliğinin sarsıldığını belirtiyor. AfD’nin iktidara gelme ihtimali düşük olsa da, parti giderek normalleştiği için en güçlü ulusal seçim sonucunu elde etme yolunda ilerliyor.

Bu normalleşme sürecine, partiyi destekleyen ve lideri Alice Weidel ile ortak siyasi platformlarını sergileyen Elon Musk ve Macaristan Başbakanı Viktor Orbán gibi isimler de destek veriyor.

Elon Musk, AfD’yi Trump’ın Avrupa’daki kalesi haline getiriyor

Seçim sürecinin detayları

Almanya’da parlamento seçimleri normalde dört yılda bir yapılıyor ve bir sonraki seçimin Eylül 2025’te yapılması planlanıyordu. Ancak Şansölye Olaf Scholz’un üç partili koalisyonunun geçen yılın sonlarında dağılmasıyla, Almanlar planlanandan önce sandık başına gidiyor.

Yaklaşık 630 parlamento koltuğu, orantılı olarak dağıtılacak. Partilerin Federal Meclis’e girebilmeleri için oyların en az yüzde beşini almaları gerekiyor.

Her seçmen, iki oy hakkına sahip: Biri kendi yerel temsilcisi için, diğeri ise bir parti için kullanılıyor. Bölgelerini kazanan adaylar genellikle bir sandalye elde ediyor.

Fakat partilerin parlamentoda kazandıkları toplam sandalye sayısı, aldıkları ikinci oyların yüzdesine göre belirleniyor.

Seçim gecesi ilk sandık çıkış anketinin saat 18.00’de yapılması ve ilk sonuçların yarım saat sonra açıklanması bekleniyor.

Bu sonuçlar, kazananlar ve kaybedenler hakkında genel bir fikir verirken, nihai sonuçlar ve parlamento sandalyelerinin kesin dağılımı genellikle gece boyunca netleşiyor.

Anketler ne söylüyor?

Merz’in liderliğindeki Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Bavyera’daki kardeş partisi Hıristiyan Sosyal Birliği’nden (CSU) oluşan muhafazakâr ittifakının, anketlerde yüzde 30’larda seyrederek seçimi kazanması bekleniyor.

AfD’nin yüzde 22 ile ikinci sırada yer alması bekleniyor. Bu, partinin ulusal oylamadaki en iyi sonucu olacak ve 2021 seçimlerindeki sonucunun iki katından fazla olacak.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) yüzde 17 ve Yeşiller yüzde 13 ile üçüncü ve dördüncü sırada yer alıyor.

Liberal Hür Demokrat Parti (FDP), Sol Parti ve Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) ise yüzde 5’lik barajı aşma mücadelesi veriyor.

Almanya’da yeni seçim anketi

Seçim sonrası senaryolar

Merz’in muhafazakârları seçimi kazanmaya yakın olsa da, bu sadece başlangıç. Bir sonraki mesele, koalisyonun nasıl şekilleneceği.

Merz’in partisinden bazı siyasetçiler, üçlü bir koalisyonu tercih etmediklerini ve Yeşiller ya da SPD ile bir koalisyonu tercih edeceklerini belirtiyor. Bu seçenek, muhafazakârların müzakere pozisyonunu güçlendirebilir.

Fakat, parlamentoda bulunan küçük partilerden bazıları (FDP, Sol ve BSW) yeniden sandalye kazanırsa, üç partili bir ittifaktan kaçınmak zor olabilir.

Küçük partilerden hiçbiri Federal Meclis’te sandalye kazanmak için gerekli olan yüzde 5’lik barajı aşamazsa, oyların yaklaşık yüzde 40’ı parlamentodaki sandalyelerin çoğunluğunu (316) elde etmek için yeterli olabilir.

Fakat, küçük partilerden ikisi yeniden parlamentoya girerse, çoğunluk için oyların yaklaşık yüzde 46’sına ihtiyaç duyulacak ve bu da iki partili bir ittifak şansını azaltacak.

AfD’nin Hıristiyan Demokratlarla başa baş gitmesi, Almanya’nın geçmişi göz önüne alındığında önemli bir sinyal verecek ve kıta genelinde sağcı güçlerin siyasi ivmesini artıracak.

Avrupa diplomasisi açısından Merz, ABD Başkanı Donald Trump’a karşı kıtayı birleştirme konusunda öncü bir rol üstlenme sözü verdi.

Göreve geldiği ilk gün, Almanya’nın komşularıyla ilişkilerini düzeltmek için Weimar Üçlüsünü bir araya getiren Paris ve Varşova’ya gideceğini belirtti.

Ancak Merz, Alman seçmenlere, insanları ülke sınırlarından geri iterek düzensiz göçle mücadele edeceği sözünü verdi. Bu durum, dost olmak istediği komşuları etkileyebilir ve AB’nin iltica reformunu sorgulatabilir.

Scholz’un liderliğindeki Almanya, askeri yardım konusunda Ukrayna’nın en güçlü destekçilerinden biri olsa da, görevdeki Şansölye sık sık tereddütlü davranmakla eleştirildi.

Scholz, Kiev’e Taurus gibi uzun menzilli seyir füzelerinin gönderilmesini sürekli olarak reddetti.

Merz’in muhafazakârları ise Taurus füzelerinin gönderilmesini talep ediyor ve Ukrayna savaşına daha sert bir yaklaşım sergileyeceklerini belirtiyor.

Merz, “Bu savaş başladığında üç yıl süreceğini düşünmezdim. Ukrayna’ya daha cesurca ve daha az tereddütle yardım edilseydi savaşın daha erken sona erebileceğine inanıyorum,” demişti.

Sahra Wagenknecht: AfD, Trump’ın Almanya’daki sağ kolu haline geliyor

Çok Okunanlar

Exit mobile version