AVRUPA

Almanya’nın Latin Amerika açılımı meyve veriyor

Yayınlanma

Sanayisi büyük oranda Rusya’dan gelen ucuz enerjiye ile Çin’den gelen kritik hammaddelere bağımlı olan Almanya, savaş ve yaptırımlarla birlikte bu bağımlılıklarını azaltmak için harekete geçti.

Bu kapsamda, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile yeni ve daha derin ilişkiler geliştirmeyi önüne koyan Başbakan Olaf Scholz, üç ülkeyi kapsayan Güney Amerika turuna Arjantin’den başlamıştı.

Burada Arjantinli mevkidaşı Alberto Fernández ile bir araya gelen Scholz, AB ile Mercosur ticaret bloğu arasında imzalanması beklenen serbest ticaret anlaşmasının müzakerelerinin hızlandırılması gerektiğini söyledi.

Fernández ‘fırsat’ peşinde

Mercosur ticaret bloğunda Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay yer alıyor. Fernández, Lula’nın Brezilya liderliğine dönmesi ile birlikte anlaşmaya varma ihtimalinin güçlendiğini söyledi.

Arjantin’in AB içerisinde 3,6 milyar dolarla en büyük ticaret ortağı olan Almanya, yenilenebilir enerji yatırımları ve lityum üretimi ile ilgileniyor.

İki lider, toplantının ardından ‘temiz enerjiye geçiş’ üzerine bir mutabakat zaptı imzaladı. Bunun yanı sıra, startup’lar ve bilgi ekonomisi alanlarında işbirliğini güçlendirmeyi kayıt altına alan bir niyet mektubu imzalandı.

Arjantinli lider, Ukrayna savaşının ardından oluşan durumu ima ederek, ülkesinin dünyanın güvenilir gaz, lityum ve yeşil hidrojen tedarikçisi olmak istediğini söyledi.

AB-Mercosur anlaşmasının önemi

2019’da 20 yıllık bir müzakere sürecinin ardından varılan anlaşma hâlâ iki blok tarafından onaylanmış değil. Fernández de, anlaşmanın parlamentolar tarafından onaylanmamasının sorumlusu olarak ‘Avrupa’nın korumacılığını’ gösterdi.

AB, özellikle Amazon ormanlarına verilen zarar meselesinde Brezilya’nın adım atmasını istiyordu.

Özellikle Latin Amerika’ya potansiyel olarak büyük bir pazar gözüyle bakan Alman sanayicileri, anlaşmanın bir an önce onaylanmasını talep ediyor.

Örneğin, güçlü Alman makine imalatçıları federasyonu, ‘yıllarca hiçbir şey olmadıktan sonra nihayet uygulanması gerektiğini’ söyledi ve “Vakit daralıyor,” uyarısında bulundu.

Madencilikte hedef Şili

Scholz, bir sonraki durağı Şili’de mevkidaşı Gabriel Boric ile bir araya geldi.

Alman sanayisi için kritik olan hammaddelerden yana bir hayli zengin olan Şili, Scholz’ün bu kapsamdaki ziyaretinde önemli bir rol oynadı.

Kritik mineral yarışında ülkelerinin geride kaldığını düşünen Berlin’deki yetkililer, bu nedenle offtake anlaşmaları (maden inşaatından önce gelecekteki ürünler için pazar elde etmek amacıyla varılan anlaşmalar), maden hisseleri satın alma ve Almanya’nın kendi işleme kapasitesinin inşası gibi seçeneklere yönelmiş durumdalar.

Güney Amerika’daki ‘lityum üçgeni’nin en önemli bileşenlerinden olan Şili, genişletilmiş mal ortaklığı anlaşmasını Almanya ile imzalayarak elektrikli otomobil sektörünün en önemli kalemi olan, batarya üretiminde kullanılan lityumun tedariği konusunda Almanya’yı bir nebze olsun rahatlattı.

Alman sanayisi Güney Amerika’ya akmaya başladı

Anlaşma uyarınca, sektör için yıllık forumlar ve ticareti teşvik için yatırım garantileri gibi devlet enstrümanları gündeme gelecek.

Scholz, ‘sürdürülebilir’ bir madencilik sektörü konusunda Şili’ye yardımcı olmak istediklerini söylerken, Avrupa’nın en büyük bakır üreticisi Aurubis ile Şili’nin devlet bakır şirketi Codelco arasında imzalanan anlaşmaya dikkat çekti.

Yeşil hidrojenin Almanya ile Güney Amerika arasında büyük potansiyeli olan bir işbirliği alanı olduğunu belirten Scholz, bölgenin yenilenebilir enerjideki büyük potansiyeli ile Almanların önü teknolojisinin birleşmesi gerektiğini söyledi.

Almanya ile Şili yakın zamanda Patagonya’da rüzgar enerji üzerine pilot bir proje başlattı. Projeyi Alman hükümeti ile Alman devi Siemens destekliyor.

Ayrıca Sholz’ün ziyaretine, Aurubis’in yanı sıra enerji devi Wintershall Dea AG’nin başkanları da katıldı.

Wintershall Dea, Arjantin’in en güneyindeki Tierra del Fuego’nun kıyılarında doğalgaz arayacak 700 milyon dolarlık konsorsiyumun bir üyesi. Grubun CEO’su Mario Mehren, “Arjantin, uzun vadede Avrupa’ya enerji tedarik potansiyeline sahip,” dedi.

Brezilya’da öne çıkan başlık: Ukrayna savaşı

Şansölyenin Latin Amerika turunun son durağı Brezilya’da, Ukrayna savaşında alınacak tutum ön plana çıktı.

Oysa ilk durak Arjantin’de de Başkan Fernández, Rusya ve lideri Vladimir Putin’in savaş nedeniyle kınamış olsa da Arjantin’in veya bölgedeki herhangi bir ülkenin Ukrayna’ya silah göndermeyi düşünmediğinin altını çizmişti.

Gabriel Boric de Rusya’nın müdahalesini kınamış ama silah yardımı konusunda Arjantinli mevkidaşı ile aynı düşündüğünü söylemişti. Boric, savaştan sonra Ukrayna’nın yeniden inşasına katkı koymak istediklerini de sözlerine eklemişti. 

Geçen sene, Volodimir Zelenski’nin de en az Vladimir Putin kadar savaştan sorumlu olduğunu söylediği için batılıları kızdıran Brezilya Devlet Başkanı Lula, Scholz ile yaptığı görüşmenin ardından bir kez daha Ukrayna’ya silah ve mühimmat yardımı yapmayacaklarını altını çizdi.

Rusya’nın başka bir ülkenin topraklarını işgal etmesi nedeniyle ‘yanlış yaptığını’ söyleyen Lula, “Yine de bir taraf savaşmazsa, iki tarafın savaşamayacağını düşünüyorum. Barışı istemelisiniz,” dedi ve iki taraftan da savaşın barışçıl şekilde bitirilmesine ilişkin çok az şey duyduğunu belirtti.

Brezilyalı lider, ellerinde bulunan Alman yapımı Gepard hava savunma silahlarını da Ukrayna’ya göndermeyeceklerini kaydetti.

Yine de, iki liderin yayınladığı ortak açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik ihlali ve topraklarının bir kısmını ilhakı ‘uluslararası hukukun pervasızca ihlali’ olarak nitelendirildi.

Lula’yı üçüncü döneminde ziyaret eden ilk batılı lider olan Scholz, her şeye rağmen Brezilya’nın Lula ile birlikte ‘dünya sahnesine dönüşünden’ memnun olduklarını söyledi.

İki ülke de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) reforme edilmesinde ve yeni BMGK’da rol alma konusunda hemfikir olduğunu duyurdu.

Amazonlara büyük Alman yatırımı

Scholz’ün ziyaretinde, Almanya’nın Brezilya’daki çevre projelerine yönelik desteği de görüşüldü.

Selefi Jair Bolsonaro’nun aksine Amazonların korunmasını öncelikli sayan Lula’ya, Almanlardan 200 milyon dolarlık fon sözü geldi.

Pakette Brezilya eyaletlerinin yağmur ormanlarını koruması için yeni 33,6 milyon dolarlık yardım da yer alırken, Almanya ile Norveç’in Bolsonaro döneminde dondurduğu 38 milyon dolarlık Amazon’u koruma fonu da serbest bırakıldı.

Scholz, “Brezilya dünyanın akciğeri. Eğer bir sorunu varsa, hepimiz yardım etmeliyiz,” dedi.

Brezilya’ya akacak Alman fonlarının 32 milyon doları, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere yönelik enerji verimliliği projelerine gidecek. 9,7 milyon dolar sürdürülebilir tedarik zincirleri projelerine, 5,7 milyon dolar sanayi ve ulaşımda yenilenebilir enerji kullanımına, 14,2 milyon dolar da yeniden ağaçlandırmaya ayrılacak. 87 milyon dolar ise, çiftçilere ‘topraklarını yeniden ağaçlandırmaları’ için düşük maliyetleri krediler şeklinde akacak.

Çok Okunanlar

Exit mobile version